Episode 20: ''Our relationship is full of surprises''

1.1K 71 233
                                    

Ben geldim! Umarım hepiniz oldukça iyisinizdir. Keyifli okumalar dilerim. <3

×××

''Finalleriniz yaklaşıyor o yüzden şimdiden çalışmaya başlasanız sizin yararınıza olur... Zaten aklı olan çoktan başlamaya çalışmıştır, değil mi?''

Aksanlı ve yüksek sesim güneşin aydınlattığı sınıfta yayılırken gördüğüm yüzlerden gerçeğin hiç de öyle olmadığını anlıyordum. Kollarımı birbirine kenetlerken keyifli olduğum için dudaklarım hâlâ kıvrık bir şekilde kalmıştı.

''Tüm konuların dahil olacağını unutmayın. Yani, ilk ünite hariç tabii.'' sessiz sınıfta tok adımlarımın duyulmasına sebep olarak etrafta yürümeye başlamıştım. Bu sözlerim kendi aralarında mırıldanarak konuşmalarına yol açsa da bunu onların iyiliklerinden başka bir şey için yapmıyordu. ''Eğer sorunuz varsa şimdi sorun, yoksa bugünlük bu kadar gençler.''

Birilerini gözden kaçırmamak için bakışlarımı etrafta dolaştırsam da herhangi bir atılım görememiştim. Bazıları çoktan eşyalarını toparlamaya giriştiğinde kimsenin söyleyecek bir şeyi olmadığını anlayarak yeniden kürsüme doğru ilerlemiştim. Burasının daha sessiz bir sınıf olduğu doğruydu ama üzerimden ayrılmayan gözlerin gerçekliğinin önüne geçemiyordu.

Herkes sınıftan çıkıp dağılmaya başlarken ben de çıkarttığım kitapları geri çantama koyuyordum. İşte şimdi birkaç gündür aklımdan silemediğim o anın görüntüleri yeniden odak noktası hâline getirme vaktim gelmişti, çünkü keyifli olmamın sebebi de buydu. Jeongguk ile sevgili olmak bir yana dursun, onunla böyle sevişmemiz hayallerimin de ötesinde bir şekilde gerçekleşmişti, biri çıkıp hayal olduğunu söylese inanacak gibiydim. Ona karşı o kadar yoğun duygular besliyordum ki ben de kendime şaşırıyordum.

O gün durmayı başarabildiğimizde devamı daha da güzel ilerlemişti. Gecenin bir vaktiydi, saatin kaç olduğu hakkında ikimizin de bir fikri yoktu ve birlikte duş almış, aynı yatakta uyumuştuk. Uzun süredir yalnız yattığım yatağıma Jeongguk'u kabul etmem hem çok tuhaf hem de hiç olmadığı kadar iyi hissettirmişti. Özellikle o çok yorgundu ve bu yüzden o kadar bebekleşmişti ki uyuyana kadar kollarım arasından ayrılmamış, onu yıkamam için bana sürekli cilve yapmıştı. Oysa kendisi ısrar etmese bile bunu yapacağım hakkında fikri yoktu tabii.

Üzerinden geçen birkaç günde de hayatımda ilk kez âşık olmuş gibi sürekli o günü, Jeongguk'u düşünüyordum. Belki de öyleydi ama bunu bilebileceğimi sanmıyordum. Özellikle boş zamanlarımızda sürekli konuşuyorduk ve sevgili olarak da eğlenceli vakit geçirip sohbet etmemiz beni mutlu ediyordu. Cıvıl cıvıl biriydi ve enerjisini bana da yansıttığını hissediyor, hayatıma kattığı canlılığı özellikle onunla paylaşmak istiyordum.

Çok seviyordum ve bunun haddi hesabı yoktu.

Tüm bu düşüncelerim birbirini kovalarken çoktan alt kata inmiş ve binadan çıkmıştım. Üzerimde geniş, bej renginde bir gömlek ve altımda ise siyah bol bir pantolon vardı. Bugün kendi tarzımda giyinmeye karar vermiştim ve saçlarımı da alnıma düşecek şekilde yandan ikiye ayırmıştım.

Bir sonraki ders vaktine kadar havalanmak istiyordum bu yüzden nereye gideceğime karar vermeye çalışırken kısa bir süre duraksayıp etrafa bakınmıştım. Hatırladığım kadarıyla Jeongguk'un yarım saat sonra bir dersi vardı ve ona hazırlandığını düşünerek yazmamıştım, zaten kendisi de daha mesajlarıma dönmemişti. Derse gireceğine yakın yazacağını düşünerek rahatsız etmek istemiyordum.

Bu saçma bir düşünce olsa da bazen kendimi ergenlerin aklına kaptırıyordum.

Kafelerden birine gitmeye karar verdiğim sırada görüş açımda park yeri olduğu için gözüm bir yere takılmıştı. İki öğrenci olduğunu tahmin ettiğim kişi bir motorun önünde konuşuyor gibi görünseler de aralarında bir hararet olduğu belliydi. Kaşlarımı çatmış, yanlış görüp görmediğimi anlamaya çalışırken birinin Jeongguk olduğunu saniyeler içerisinde fark etmiştim. Yüzünü görebileceğim bir şekilde dönmüştü ve buradan bile ifadesi memnunmuş gibi görünmüyordu.

ShamelessHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin