''Arsız, ha? Arsız olduğumu mu düşünüyorsunuz hocam?''
''Bunun için başka bir ifade var mı? Öyleyse eğer beni aydınlatmanı çok isterim, ama...'' parmaklarıma dokunan eline karşılık vererek üstünkörü kavramış, dudaklarıma küstah bir gülümseme yerleş...
Merabaa, biz geldik! Uzun bir ara verdiğimiz için üzgünüm ama güzel yorumlarınızı bekliyorum. Aşağıda bu bölümün looklarını göreceksiniz, Taehyung karamel saçlı tabii. Keyifli okumalar dilerim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
×××
Yaramaz sevgilimle bütün hafta birbirimizle oynamamışız gibi tatlı bir haftasonu geçirme planı tam da bize yakışacak bir hareketti.
Sonbahar ve ilkbahar bize en hoş karışımını gösterirken Jeongguk ile bu havanın keyfini çıkartmaya bayılıyordum. İsteği üzerine -artık ne istediğini sorarak onu gerçekleştirmekten büyük haz almayı alışkanlık haline getirmiştim- büyük bir lunaparka gitme kararı almıştık ki ilk kez gidiyormuşçasına gösterdiği mutluluk her zaman o kadar tatlı oluyordu ki, minik sevgilim için daha da fazla şey yapmayı dört gözle bekliyordum.
Heyecanlı bedene sahip bedeni sağa sola bakınıp ilerlerken de her zamanki gibi hâkim olamadığım gibi gülümsememle gitmek istediği bir sonraki yeri seçmesini bekliyordum. Benden yalnızca birkaç adım uzaktaydı çünkü biliyordum ki benden ikimize ayırdığımız bu günde daha fazla uzak kalmaya dayanamazdı, sevgilimi her şeyden daha iyi tanıyordum. Karşımda ışıl ışıl saçan bu inanılmaz varlığı, olası tüm ayrıntı ve güzellikleriyle sindiriyor, her gün kendimi ufacık, bambaşka bir parçasında kayboluyordum.
En olmadık anlarda, yanımda olsa bile Jeongguk'u düşünmeye ve sevmeye daldığım için gözlerimin odağını kaybetmesine artık şaşırmıyordum. Hemen bulunduğumuz ana döndüğümde ise Jeongguk'un uzun, salınan saçları ile karşı karşıya gelmiştim ve gözlerimizin buluşması fazla uzun sürmemişti. Kollarını sıyırdığı koyu gri, havaya uygun kazağı ve bol pantolonuyla tüm doğal güzelliğini gözler önüne çıkartıyordu.
O ufak tefek, süslü makyajıyla gözlerini de öne çıkartıyordu tabii.
''Beni daha ne kadar öyle dikizlemeye devam edeceksin, sevgilim?''
Kalabalığın sesinden ötürü kendi sesini yükselterek hızla yanımda biterken bile ne söylediğini ancak anlayabilmiştim. Koluma sırnaşmasından saniyeler önce sırıtmasını yakalamıştım ve yine ona olan ilgimden çok memnun gibi görünüyordu.
