Keyifli okumalarrr🤍✨
🌙
Yazardan;
Kırcanların büyük salonundaki koltukta yatan mutlunun gözleri kapandıktan sonra mehmet beyin sesi tüm ev halkının ona dönmesine sebep oldu. Telefonla konuşuyordu. "Ragıp sabah keskin ailesinin evine gidiyorsun mutlunun bütün eşyalarını eksiksiz getiriyorsun" mehmet beyin içi gitmişti mutluya kıyamıyordu.
"Elleri nasır olmuş hep" diye fısıldayan mutlunun yanına diz çöken eda hanımdı. "Kovmuşlar onu evden öyle söyledi" dedi kaanda. "Çok yorulmuş belli" içeriye o anda tekerlekli sandalyedeki yiğit girdi. Tekerlekli sandalyesi elektirikli olduğundan hafif bir ses çıkartıyordu o yüzden koltukta telefonuyla ilgilenen turan bile bakışlarını kaldırmıştı.
"Sadece bu yüzden ağlama krizi geçirmedi ama turan abimin cümleside bence etkili oldu" yiğit belki o anda koridora girmemişti. Mutlu onu o haldeyken görsün tanısın istememişti ama odadan her şeyi duymuştu.
"Bu ne demek?" diyerek turana döndü mehmet bey. Şüphesiz çocuklarının hepsinin anne babasına saygısı büyüktü. Sevgiyle büyütülmüştü hepsi. Fakat turan dışarıdaki hayatında öyle şeyler yaşamıştı ki bu onu aksi bir insan yapmıştı. Babasının sorusuyla bakışlarını kaçırdı. "Baban sana bir soru sordu turan" eda hanımın kaşları çatılmıştı.
"Hareketleri anlamsızdı bende gerekeni söyledim" mehmet bey sinirle ellerini yüzüne bastırdı. Eda hanım diz çöktüğü yerden kalktı. "Yabancı birini aranıza almak istemiyorsunuz anlıyorum. Fakat mutlu şu anda sizin oturduğunuz yerlerde oturuyor olabilirdi. Sizde onun yerinde olabilirdiniz. Bir karışıklık onu bizden kopardı. Sizden kopardı. Kaanla aynı yaşta olduğunu unutmayın. Size onu büyük bir sevgiyle karşılayın demiyorum" deyip yutkunduğunda mehmet bey kolunu omzuna atmıştınl destek olurcasına gülümsedi kocasına. Devam etti ardından.
"Ben ve babanız ona sevgimizi veririz. Sizi nasıl büyüttüysek ona da aynı davranırız. Çünkü hak ettiği bu. Tek istediğim ona burada istenmediğini hissettirmeyin. Yakınlık kurun demiyorum. Ama yıllar sonra bulduğum gerçek kızımı da üzmeyin. Annelik hakkımı helal etmem" göz yaşları sonlara doğru akmaya başladığında turan dayanamamış ayağa kalkmış ve annesine sarılmıştı.
"Ağlama tamam"
Yiğit ve kaanın gözleri koltukta yatan mutludaydı. Kaan babasına döndü. "Baya ıslanmış. Hasta olmasın" Eda hanım oğlunun dediğini duyduğu anda turandan ayrıldı. "Mehmet odaya taşıyalım onu ben üstünü değiştiririm"
"ya uyandığında bundan rahatsız olursa" diye sordu yiğit. Eda hanım hiç bu yönden düşünmemişti. Duraksayarak kocasına baktı. Mutlu hassas bir kızdı. Onu ilk gördüğünde gözlerine bile bakamamasından anlamıştı. Yiğitin dediği çok uzak bir ihtimal gibi gelmiyordu. Turan umursamaz bir sesle konuştu. "Benim odama götürebiliriz klimayı açarsak üstünü değiştirmesine gerek kalmaz" evde sadece turanın odasında klima vardı. Turan kışın bile soğukta uyumayı severdi. Herkesten önce oğuz yöneldi mutluya. Omuzlarından ve bacaklarından kollarını geçirip kucağına aldı. "Dikkatli ol" dedi mehmet bey.
Diğerleri sessiz kalsada hepsinin bir gözü mutludaydı. Oğuz salondan çıkıp asansöre yönelirken Mehmet bey ve eda hanımda peşlerinden gitti. Salonda yiğit kaan ve turan üçlüsü kaldı. "Gerçektende oğuz abime benziyor" sesi biraz bozuk çıkmıştı. Sonuçta ikiz olduğu kişi kaandı. "Çok güzel" diye mırıldandı yiğitte. Turanın bakışları iki kardeşine döndü. "Kıza nasıl davranacaksınız davranın ama ilk andan bağlanmayın nasıl biri olduğunu bilmiyoruz. Kaç yıldır kardeşimiz bildiğimiz duru evi bir gece de terk etti. Güvenmeyin hemen" diyerek kardeşlerini kendince uyarmış ve evden hızlı adımlarla çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benlik
Teen FictionMutlu için hayat her zaman ayaklarına bağlanmış ağır taşlara rağmen yüzmek gibiydi. Öyle imkansız bir şeyi yapabiliyordu. Tek başına. "Bakın, benden ne iyi bir evlat, ne iyi bir kardeş ne de iyi bir abla olur. Beni görmezden gelmek her zaman daha k...