00.08

8.5K 628 62
                                    

Vote ve yorum şu sıralar yazmam için en büyük motivasyon olur bana özellikle satır arası yorumlar:')

Keyifli okumalarr

🌙

Mutlu gerigin bir şekilde ellerini kütletirken onu pür dikkat izleyen kaandan habersizdi. Kaan boğazını temizledi. Birinin mutluya duruyu söylemesi gerekiyordu ve bu ona kalmıştı. Son dakikaya...

"Annemler bahsetmeyi unutmuş ama okulda duru da var eğitim masraflarını hala babam karşılıyor" bir anda konuya girip tek cümle içinde söylemesi derin bir nefes bırakmasına sebep oldu. Fakat hiç beklediği gibi bir tepki almadı. Mutlu sakin bir şekilde başını salladı.

Durunun o okulda olduğunu en başından beri tahmin ediyordu. Onun okuduğu yıkık dökük okula gidecek kadar salak olamazdı. Ki o hala bir kırcandı. Velayet davası haftaya başlıyordu. Tek celsede biteceğini söylüyordu avukatlar.

Mutlu şoför koltuğundaki çalışan mustafaya seslendi. "Mustafa abi okuldan bir sokak önce indirir misin beni" mustafa gelen soruyla birlikte kaana baktığında kaan kaşlarını çatmış mutluya bakıyordu. "Neden önden ineceksin?"

"Seninle mi inmemi istersin?"

"Bunun benimle ne alakası var kendi kendine tribe giriyorsun durmadan."

"Tabii ki de seninle alakası var. Orası senin yıllardır gittiğin okul arkadaşların hocaların, bir anda hayatına girmem ilişkilerini zora sokabilir üstelik daha soyadım bile değişmemişken beni mi anlatmakla uğraşacaksın herkese. Zamanı gelince herkes öğrenir zaten" deyip kaana yaptığı en uzun konuşmayı bitirdiğinde mustafa arabayı durdurmuştu. Mutlu Mustafa'ya teşekkür ederken son kez hiçbir şey demeden onu izleyen ikizine bakmış ardından arabadan inmişti.

Kaan ilk o gün fark etmişti.

İkizi asla söylediği gibi bencil biri değildi.

🌙


Mutlu okulun kapısının önüne geldiğinde duraksadı. 11. sınıfın şubat ayında  gelmişti. İlk yarının bitmesine 1,5 ay vardı. Muhtemelen neden geldiği sorulacaktı. Ne diyeceğini çok düşünmemeye çalıştı. Derin bir nefes bıraktı. Ne olursa olsun değişim iyi hissettirirdi. Kötü sonuçlar verecek olsa bile bir döngüden daha iyidi.

Büyük olan beyaz okulun büyük merdivenlerine yöneldiğinde bahçede bir sürü formalı öğrenciler vardı. O anda hiç beklemediği bir şey oldu. Biri ona seslendi. "Mutlu!" sesin geldiği yere döndüğünde bankta arkadaşlarıyla oturan kaanı görmüştü. Ciddi miydi? Daha 5 dakika önce arabada ne konuşmuşlardı? Onun bağırmasıyla beraber oturdukları arkadaşları ve çevreden birkaç kişi ona dönmüştü. Kaşlarını çattı mutlu ve ne var dercesine başını salladı. Kaan sıkıntılı bir nefes bırakıp oturduğu banktan kalktı ve mutluya doğru yürüdü. Ona yaklaştığı anda mutlu konuştu.

"Daha az önce arabada ne konuştuk? Uğraşma benimle" kaan onu dinlemeden kolunu tuttuğunda mutlu tepki vermedi. Kaan ona dokunduğu için garip hissetmedi. Bu durum daha da garibine gitmişti. "Konuştuk? Sen konuştun sadece. Ben hiç konuşmadım" cümlesini bitirdiğinde çoktan arkadaş gruplarının yanına gelmişlerdi. 3 erkek vardı. "Merhaba mutlu. Ben atakan" deyip elini uzatan uzun boylu esmer çocuğa birkaç saniye garipseyerek baktı.

Onu nereden tanıyorlardı?

Kaan mutlunun kolunu dürttüğünde mutlu kaana ters ters baktı ve atakanın hala havada olan elini tuttu. Hafifçe gülümsedi. Sıra atakanın solunda oturan kumral çocuğa geldiğinde sadece "selim" demişti. Mutlu da hafifçe baş selamı gibi bir şey verdi. Selim'in yanındaki çocuk ise ayağa kalktı. O da kumral bir tipti. "Bende barış. Memnun oldum" elini sıktı mutlu. "Bende" dedi sakince.

BenlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin