00.16

7K 717 71
                                    

Merhabalar efendim hikayemin yeni bölümüne hoş geldiniz söylemek istediğim ufak bir şey var.
Okuduğunuz olaylar kaba taslak hikayeyi ilk yazmaya başladığımdan beri kafamdaydı ve ben bunları değiştirmeyeceğim:)

Şimdiden keyifli okumalar öpüldünüz yorumlarınızı eksik etmeyin.


Yazardan;

Çantasını toplayan mutlu yanında ayaklanan kaana baktı. Sanki bugün morali bozuk gibiydi. Kendinden bile beklemeyeceği sözler döküldü dudaklarından. "Sahilde çok güzel bir kafe biliyorum. Beraber gidelim mi?" ikizinin sesiyle kaan ona döndü. Mutlu ona bakıyordu. Yani ona demişti. Etrafta selim veya atakanda yoktu. Baya dümdüz ona mı sormuştu?

"Bana mı sordun?" diye şaşkınlıkla sorduğunda mutlu neredeyse gülecekti. Kafasını olumlu anlamda salladı sadece. "Olur. Gidelim tabii niye gitmeyelim yani sen nereye istersen oraya gidebiliriz. Beraber" uzatması ve şapşallaşması bu sefer mutluyu gülümsetmişti. Yine beraber demişti.

"Beraber" diye mırıldandı mutlu.

"Hadi oğlum maçı kaçıracağız" deyip yanlarına gelen atakandı. Derbi vardı bugün. Fenerbahçe ve Galatasaray'ın. Mutlu anında konuştu. "Maç mı izleyecektin. Başka bir günde çıkabiliriz" kaan telaşlandı. Koyu bir fenerliydi ama her şeyden önce mutlunun ikiziydi.

"Hayır maçı tekrar izlerim ben biz beraber gidelim"

"Sen fenerin maçını mı izlemeyeceksin?" diye şaşkınlıkla sormuştu atakanda. Selimde o anda yanlarına geldi. Sınıf yavaş yavaş boşalıyordu. "İzlemeyeceğim. Mutluyla planımız var." demiş ve keyifle gülümsemişti. Atakan yine bir şeyler söyleyecekti ki selim susmasını ister gibi omzuna kolunu attı ve sıkıştırdı arkadaşını "size kardeş kardeş iyi eğlenmeler biz başka derbide görüşürüz" demiş ve mutluya göz kırparak atakanla birlikte sınıftan çıkmıştı.

"Maç planın daha eskiymiş ertelemek istemiyorsan alınmam" mutlunun çantasını alıp sırtına takan kaan kafasını olumsuz anlamda salladı. "Gitmek istesem onlarla giderdim" dediğinde sıradan çıkmıştı. Doğruydu. Kaandı bu. Gerçekten gitmek istese umrunda olmazdı. "Hadisene" derken sınıf kapısına gelmiş ve hala sırada onu izleyen mutluya seslenmişti.

Lila rengindeki çantasını sırtına takıp ona gülümseyen kaanı garip hislerle izleyen mutlu sırasından çıkmış ve ikizine yönelmişti. İkili beraber okul çıkışına yürürken mutlu "fenerli misin?" dediğinde kaan başını olumlu anlamda salladı. Şimdi düşününce bu tarz basit şeyleri bile sormamışlardı birbirlerine. "Sen?" dediğinde mutlu omuz silkti. "Hiç takım tutacak ve maç izleyecek vaktim olmadı"

"Olmaz öyle bir takım tutmalısın sen. Bizim evde bir ben bir de turan abim fenerli, akgün abim beşiktaşlı babam oğuz abim ve yiğitte galatasaraylı" deyip evdeki herkesin tuttuğu takımı açıklarken mutlu "eda hanım?" diye sordu. "Annem futbol sevmez voleybol sever onda da fenerbahçe opeti tutar zaten" kaşları kalkmıştı mutlunun kırcanların sporla bu kadar ilgili olduğunu bilmiyordu.

"Ortaokulda bende voleybol oynardım"

"Bu boyla?" diye soran kaanın koluna vurdu anında, güldü kaan ardından. "Liberoydum" dedi mutlu keyifsiz bir biçimde. Daha çok güldü kaan. "Gülme artık ailenin tüm uzun boy genleri erkeklere geçmişse ben ne yapabilirim" 

"Anneme çekmişsin"

İkili yürüyerek giderken yol boyu konuşmuştu. İlk defa bu kadar uzun süre normal konuşuyorlardı. Arada atışsalarda büyümüyor bir tarafın alttan almasıyla bitiyordu mevzu. Sonunda kafeye geldiklerinde kaan şaşkınca etrafına bakıyordu. Mutlu onu plak kafeye getirmişti. Küçük bir yerdi 5-6 masası vardı.

BenlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin