Selamlar efendim
iyi okumalar
🌙Evden el ele çıkan ikili kapının önündeki taksiye yönelirken Selim Mutlu'nun kapısını açtı. Gözleri dolu olan Mutlu bu ayrıntıyı fark etmeden bindi arabaya. Selimde yanına binip taksiciye adresi söyledi. Ardından elleriyle oynayan Mutluya çevirdi bakışlarını. "Nasılsın?" diye soran sesi nahifti. Kâbustan uyanmış gibi kaldırdı bakışlarını Mutlu.
Gözlerini bal rengindeki gözlerle kavuşturdu. Onun şefkatli bakışları karşısında alt dudağı istemsizce biraz büzüldü. "Hatalı olduğumun farkındayım ama alışık olmadığım şeyler. O yüzden doğru mu yapıyorum yanlış mı bilmiyorum"
"İstersen geri dönebiliriz" kafasını olumsuzca salladı Mutlu. Selim ise onun modunu biraz yerine getirmek için konuştu "odamı göstereceğim sana hem tüm gün şu sürekli bahsettiğin romcomları da izleyebiliriz" o anda Mutlu sevinmek yerine kafasına dank edenlerle telaşlandı. "Pat diye evine geliyorum ama sizinkiler müsait mi? Böyle davetsiz ayıp olmasın" dakikalar önceki kaosa rağmen ince düşünmesi Selim'i gülümsetti.
"Ben çoktan haber vermiştim senin geleceğini merak etme"
"Önceden mi haber vermiştin?" Kafasını salladı Selim. "Ha seninle geleceğime bu kadar emindin yani?" muzip bir şekilde yüzünün acısına rağmen gülümsedi Selim. "Benimle gelmendense evdekilerin özellikle Kaan'ın tepkisinden emindim. O yüzden bu gece evde kalmamanın senin için en iyisi olabileceğini düşündüm. Planda diğer aile üyelerine benim yüzümden kızman yoktu"
"Sebep sen değilsin. Bak belki de haklılar ama ben böyle büyümedim. Özellikle çalışmaya başladıktan sonra kimseye hesap vermedim. Hiçbir konuda. Yıllardır kahvaltı yapmam mesela ama evdekiler seviyor diye bu rutinimi bozdum başlarda midem bulansada vazgeçmeden indim sofraya, bilgisayar oyunlarından nefret ederim gözlerimi ağrıtır ama Yiğit ve Kaan seviyor diye defalarca oynadım onlarla, başlarda onları benimsememişken kredi kartlarını içten içe almak istemedim ama annem ve babam üzülür diye kötü hissede hissede aldım. Belki basit şeyler ama 17 yıldır bambaşka yaşayan benim için çok garip. Ben böyle çabalıyorken onların sevdikleri şeylere özen gösteriyorken onların bu durumda kayıtsız kalması tepki göstermeme neden oldu"
Mutluyu bölmeden dinleyen Selim cümlesini bitirdiğinde Mutlunun ellerini büyük ellerinin arasına aldı. "Halledilmeyecek sorunlar değil ama biliyorsun değil mi?" dediğinde Mutlu kafasını salladı. "Biliyorum. Birbirimizi tanımanın sancılı süreci. Sonradan aile olmak, beni kabul etmeleri çok zor"
Zordu. Biriyle sonradan arkadaş sevgili olabilirdiniz ama sonradan aile olmak kolay değildi. Belki de bu yüzden Mutlu Selime kendini bu kadar kolay açmıştı. Şu anda öyle bir şey düşünmesede ileride zorlandığında onu hayatından çıkartmak daha kolay olurdu. Çünkü hayatına girmesini o seçmişti ama aile öyle değildi.
Şu saatten sonra Turan'dan bile kolayca kurtulamazdı.
Derin bir nefes bıraktı. "Selim" dediğinde ismini seslenmesi Selim'in içinde kıpraşmalara neden oldu yine. Oysa sadece ismini söylüyordu ama bambaşka söylüyordu.
"Yaptığın şey çok kıymetliydi. Sonuçta Kaan çocukluk arkadaşın" Kaan'ın vereceği tepkiden emin olarak tutmuştu Mutlu'nun elini. "Hiç böyle şeyler söyleme uyuşturucu günü bahçede en başından elini bırakmamam gerekiyordu. Sonradan çok kızdım kendime"
"O yüzden mi soğuk davranıp boşu boşuna üzdün beni" utanarak bakışlarını kaçırdı Selim. İşte Mutlu onda en çok bunu seviyordu. Edepsiz bir şey söylese utanmazdı Selim. Fakat onu üzdüğünü söylediğinde utanıyordu Mutlu'dan. "Bir yandan Kaan bir yandan Atakan gereksizi derken ne yapacağımı ne edeceğimi bilemedim. Özür dilerim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benlik
Teen FictionMutlu için hayat her zaman ayaklarına bağlanmış ağır taşlara rağmen yüzmek gibiydi. Öyle imkansız bir şeyi yapabiliyordu. Tek başına. "Bakın, benden ne iyi bir evlat, ne iyi bir kardeş ne de iyi bir abla olur. Beni görmezden gelmek her zaman daha k...