🌙
İfade işlemleri bittikten sonra güneş doğmuştu. Şu anda mehmet bey ve turanla eve dönüyorduk.
"Edaya daha söylemedim mutlu" mehmet beyin sesiyle bakışlarımı arabanın camından çektim ve karşımda oturan ona çevirdim. Yerimde dikleştim. Birine zarar verdiğimi bilmesini istemiyordum. Ama bilecekti. "Boğazını bu halde görünce anlar zaten. Saklayamayız" diyen turandı. Garip bir şekilde bana iğneleyici hiçbir şey dememişti. Ama yabancı bakışları hala aynıydı. Cümlesini de bana değil babasına karşı kurmuştu.
"Üzgünüm. Bu durumu onu üzmeden nasıl halledebiliriz bilmiyorum" dediğimde mehmet bey gülümsemişti. "Senin bunu düşünmene bir çözüm aramana gerek yok. Sen daha çocuksun yetişkinlerin dertlerini üstlenme annen üzülecektir evet ama o bir yetişkin sen ise bu durumu bizzat yaşayan kişisin. Önce kendini düşün" her bir cümlesi içimi hafifletirken ilgiyle yüzünü izledim. Bakışlarım ilgisini çekmiş olacak ki o da bana anlamlı bir şekilde bakmaya devam etti. O an turan burada olduğu için konuşmakta tereddüt etsemde konuştum. Çünkü mehmet beyin şefkatli bakışlarına daha fazla dayanamadım.
"Önümüzde nasıl bir süreç var bilmiyorum ama bilmediklerim sadece bununla sınırlı değil. Ben nasıl iyi bir evlat olunur nasıl iyi bir kardeş olunur da bilmiyorum. Bu zamana kadar yaptığım en iyi şey sadece kendimi düşünerek hayatta kalmaktı. Daha ilk haftadan başınızı ağrıttım. Gelecek çok bulanık. İleride daha nasıl sorunlar yaşarız bilmiyorum. Benim yüzümden acı çekmenizi de istemiyorum. Sizinle kalmak istemememin en önemli sebebi bu. Hala sizinle kalmak istemiyorum hiç bilmediğim bu hayata bu saatten sonra nasıl adapte olabilirim ki? Çok hata yaparsam-" mehmet bey elini havaya kaldırarak beni susturdu. Öne doğru eğildiğinde oturduğu yerde bana yaklaştı.
"Hata yap mutlu. Çünkü sen büyürken yanında değildik. Hiçbir hatanı göremedik sana yol gösteremedik o yüzden hata yap ki sana anne ve baban olarak kendimizden bir şeyler katalım. Seni yönlendirelim. Korkma. Hata yaptığında sana sırtını dönmeyeceğiz. Sen iyi bir evlat olmayı öğrenirken biz de mutlunun ebeveynleri olmayı öğreniriz"
Mutlunun ebeveynleri...
Mutlunun ebeveynleri olmazdı ki. Yalnız büyümüştüm ben. Bana ait bana özel iki insanın olması garipti. Gözlerimin içine benim için dünyayı yakabilecek gibi bakan mehmet bey gerçek miydi? Oysa ben kimdim ki daha kaç gün olmuştu?
Gözyaşlarım akarken dudağımın titrediğini hissettim. Hatta alt dudağım hafifçe büzülmüştü. Mehmet bey gibi birinin varlığına inanamazken onun benim biyolojik babam olması daha garipti. Yaşlı gözlerimle kafamı olumlu anlamda salladım ardından gözlerim turanı buldu. Bana olan bakışıyla gözyaşlarımı sertçe sildim. Ona pasof gözükmek istemedim.
"Burcum balık ya hep ondan akıyor gözyaşlarım. İstem dışı yani" dediğimde mehmet bey gülerken turan bile sırıtan yüzünü saklamak için cama dönmüştü ama ben yine de görmüştüm.
"Kötü bir vesile oldu ama abinle de tanıştın böylece" kaşlarımı çattım. Mehmet bey alzheimer olabilir miydi? "Turanla eve geldiğim gece tanışmıştım zaten" dediğimde turan bana dönmüştü. Tek kaşımı kaldırdım ve 'ne var?' dercesine yüzüne baktım. Abi dememi beklemiyordu herhalde. Ki o evde bunu istemeyecek en net kişi oydu. Bakışlarımı umursamadan mehmet beye baktı bir süre bakıştılar.
"Demek sana söylemedi" diyen mehmet beyle kafam iyice karışmıştı.
"Senin bir abin daha var mutlu"
"Ne?" şaşkınlık dolu sesim yüksek çıkmıştı. Yeterdi ama artık kaç erkek vardı daha. Gözyaşlaeım şaşkınlıktan dururken burnumu hafifçe çektim. Eda hanım ve mehmet beyinde nasıl bir aşkı varsa dur durak bilememişlerdi herhalde. 6 çocuk neydi azizim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benlik
Teen FictionMutlu için hayat her zaman ayaklarına bağlanmış ağır taşlara rağmen yüzmek gibiydi. Öyle imkansız bir şeyi yapabiliyordu. Tek başına. "Bakın, benden ne iyi bir evlat, ne iyi bir kardeş ne de iyi bir abla olur. Beni görmezden gelmek her zaman daha k...