Mutlu;Oturduğumuz masada gergin bir ortam vardı. Okulun kantinindeydik solumda Selim, sağımda Nefes, karşımda suratsız Kaan, Kaan'ın bir yanında Hale bir yanında Atakan vardı. Garip bir altılıydık. Sabahtan beri okulda Selim yanıma her yaklaşmak istediğinde üzgün gözlerle ondan kaçmıştım. Kaanla dün halletmiş olsakta içim tam olarak rahat değildi. Selim'den kaçma bahanesiyle Hale ve Nefesi bulmuştum. Hale kaçmama sinirlenmiş ve herkesi bir masada toplamıştı.
Kesinlikle dominant bir karakteri vardı. Onun gibi değildim, hayran olmamak elde değildi çünkü şu anda da konuşmayı yönetmeye çalışıyordu.
"Futbol turnuvaları ne zaman başlayacak?" diye konu açtı ortaya Nefeste anlasın diye işaret diliyle de konuşuyordu. İşaret dilini bilmeyenlerin konuşmasını ise ya o ya da ben sürekli çeviriyorduk Nefes'e kendini dışlanmış hissetsin istemiyorduk. "İki hafta sonra" dedi Atakan. Yine sessizleşti masa.
Nefes ellerini kaldırdı. "Neden herkes bana dönüştü? Azıcık konuşun" dediği şeyle Hale, ben ve Selim gülümsedik anladığımız için. "Ne dedi ne dedi?" diye art arda merakla sordu Atakan. Ona dediğini söylediğimde hüzünlü bir şekilde gülümsedi. "Sen sürekli ne dedi ne dedi mi diyeceksin gidip öğrensene işaret dilini" diye agresif bir şekilde konuştu Hale masaya eğilip Kaan'ın ardından Atakan'a bakarken. Gözüm o anda Kaan'ın bakışlarında kalırken kaşlarım çatıldı.
Hale komik bir şey dememesine rağmen gülümseyerek Haleyi dinliyordu. Kaan? Böyle gergin bir ortamda gülümsüyordu? Üstelik Haleye?
"Kaan'da bilmiyor neden bir tek bana bulaşıyorsun"
"Ben öğreniyorum oğlum Mutlu öğretiyor" Atakan'ın hayal kırıklığıyla dolu gözleri bana döndü. Elini kalbine koydu. Selim ve beni gösterdi. Dramatize etmesine gözlerimi devirdim. "Aşkınız için onca şey yapmışken bana öğretmi-" Kaan ensesine sertçe vurduğunda yanımdaki Nefes irkildi. Ellerimi kaldırdım ve anında sorun olmadığını şalaştıklarını söyledim gözleri endişeyle Atakan'a bakıyordu.
"Ulan utanmadan bir de benim yanımda mı söylüyorsun?"
"Sana yemin ederim ben bunlara dedim gidip dedim sizi bu dünyada en çok sevdiğim arkadaşıma söyleyeceğim dedim. İzin vermediler tehdit ettiler beni" deyip ağlamaklı ifadeye girerken şaşkınlıkla ağzımı açtım. Selim o anda masaya oturduğundan beri ilk defa konuştu "Yalancıyı sikmiyorlar diye düşünme Atakan" seni sikerim demek istemişti yani. Yandan ona baktım. Gerginken ne kadar seksi göründüğünün farkında mıydı acaba?
"Bak aynı bu tarzda tehdit etti bu işte" deyip ellerini havaya kaldıran Atakan belli ki Kaan'ın gazabından daha fazla korkuyordu. "Ay yeter!" diye bağırdı Hale. Herkes ona döndü.
"Çocuk gibi dalaşmayın. Sorunları çözmek için oturduk masaya Kaan ve Selim konuşun öpüşün hadi bitecek öğle arası" ikisi birbirine kaçamak bakışlar artı. Alttan elimi Selim'in bacağına koydum. Bana döndü. Cesaret vermek istercesine gülümsediğimde Kaan'ın sabır çektiğini duyuyordum.
"Ben başta hislerimi anlayınca uzaklaştım Mutlu'dan" Kaana dönüp söylemişti. "Mesafe koydum aramıza sana söylemek ağır geldi o an. Sonrasında ise bu durumun Mutlu ve beni daha çok üzdüğünü görünce açıldım. Sandığın gibi uzun sürelik bir şey yok aramızda size geldiğim sabah ilk gündü hatta" Kaan'a kaydı kaygılı bakışlarım. Düz bir suratla dinlemişti. Gerildim.
"Yani ortada günlerce süren bir yalan yok. Hatta ilk günden gelip açıklamış çocuk sana" Haleye gülümsedim. Cidden çok yardımcı oluyordu. "Onu üzersen seni pişman ederim" dedi Kaan. Selim biliyorum dermişçesine başını salladı. "Kanka ben uyardım zaten bu malı 3 abisi bir ikizi var dedim ölmek mi istiyorsun dedim" Atakan ve gevezelikleri...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benlik
Teen FictionMutlu için hayat her zaman ayaklarına bağlanmış ağır taşlara rağmen yüzmek gibiydi. Öyle imkansız bir şeyi yapabiliyordu. Tek başına. "Bakın, benden ne iyi bir evlat, ne iyi bir kardeş ne de iyi bir abla olur. Beni görmezden gelmek her zaman daha k...