İyi akşamlar hepinize
yorum yaparsanız iyi hissederimm🤍
Keyifli okumalar
🌙
El ele bahçeye çıkan ikili farklı ruh hallerindeydiler. Bahçeye çıktığında derin bir nefes bıraktı Mutlu. Adımları durdu ikisinin "iyi misin?" diye soran Selime sadece başını hafifçe sallayarak cevap vermişti. Uyuşturucuyla ilgili hiç iyi anıları yoktu.
"Okuldan gidebiliriz" dedi Selim çözüm ararcasına. Mutlu merdivenlerden yuvarlandığında bile bu kadar kötü gözükmüyordu. Endişelenmişti. Selimin dediğine cevap vermeden başka soru sordu "Sen nasıl anladın? Yani birkaç dakika içinde gerçekleşti her şey"
"Konuştuğunuzu gördüm. Sude zaten bir yıl önce uyuşturucu yüzünden tedavi görmüştü. Hap'ın görünüşünü de biliyorum. Ne yapacağını görmek ve son ana kadar beklemek istedim. Bu kadar kötü olacağını bilseydim ilk andan gelirdim yanınıza" kafasını olumsuz anlamda salladı Mutlu. "Hayır iyi yaptın. Yoksa gerçek yüzünü göremezdim" midesinin daha da bulandığını hissediyordu.
O sırada uzaktaki bankta oturan ikiliden biri onları fark etti. Ardından bakışları ellerine kaydığında gözlerini kocaman açtı. "Nerede kaldı bu ikisi ya? Yine sigara mı içmeye gittiler?" deyip arkasını dönecek olan Kaana omuzlarından tutan Atakan engel oldu. Dönseydi ve el ele tutuşmuş ikiliyi görseydi uzun ve zorlu bir yola girerlerdi.
Kaan bir anda omuzlarından tutulması karşısında şaşırmıştı. Atakan iyice dibine girerken ileride onları gören Selim Mutlunun elini yavaşça bıraktı. Selimin baktığı yere bakan Mutlu da kendini ayılmış gibi geri çekmişti. İkili onlara doğru yürürken Selim "konuyu direkt Kaana açarsan muhtemelen Korkutla birbirlerine girerler"
"Biliyorum. En mantıklısı Eda Hanıma söylemek"
"İstersen yanında olurum. Yani söylerken" kafasını olumsuz anlamda salladı Mutlu. "Kendim konuşmak istiyorum" banka geldiklerinde Kaan korkuyla kendine yaklaşan arkadaşını iktirmiş ve ona vurmaya başlamıştı "Lan daha kaç defa diyeceğim kızlardan hoşlanıyorum ben. I like girls lan." Atakan, Mutlu ve Selim uğruna o an dayak yerken sesini çıkarmadı ama elbette şantajlarıyla ikisinden acısını çıkartacaktı.
"Kaan" deyip ikizine seslenen Mutluyla Kaan durdu ve ayakta dikilen Mutluya döndü. O anda suratı bembeyaz olmuş Mutluyla karşılaşmayı beklemiyordu. Yerinden telaşla doğruldu.
"Ne oldu iyi misin?"
"Midem çok kötü" kardeşine yaklaşan Kaan küçük yüzünü avuçladı Mutlunun. Sıcacık elleriutluya iyi hissettirdi. Ardından alnını öptü. "Ateşin yok. Hastaneye abime gidelim" Kaandan gördüğü ani şefkatle gözleri dolan Mutlu kafasını salladı. Alışkın değildi ki o. Hasta olduğunda kimseye söylememeye alışmıştı çünkü söylese bile kimsede bir etki yaratmıyordu. "Eda Hanımda gelse olur mu?" küçük bir çocuk gibi çekingen bir şekilde sorduğu soruyla Kaanın içi giderken "olur tabii ararım ben şimdi gideriz birkaç dakikaya gel sen otur" deyip kardeşini masalı banka selimin karşısına oturttuğunda Mutlu akan göz yaşını silme telaşındaydı.
Atakan ikiliyi darlamak istesede karşılaştığı tabloyla sessiz kaldı. Kaan yanlarından uzaklaşıp arama yaparken Selim konuştu. "Beni istediğin her an arayabilirsin biliyorsun değil mi?" dolu gözlerini Selime çevirdi Mutlu. İşte o anda Selimin içinde ilk defa Mutluya karşı bir şeyler koptu.
Silmek istedi göz yaşlarını sarılmak anlattığı her şeyi dinlemek anlatmasa bile sessizliğini dinlemek istedi. İkilinin duygusal bakışmalarını Atakan böldü. "Bakmayın şöyle birbirinize Kaan geliyor" irkilen ikili gözlerini birbirinden kaçırdığında Kaan Mutlunun yanına oturdu. İkizine sarılmak istesede yapamadı Kaan. Bir gün bu görünmez sınırlar aralarından kalkabilecek miydi merak ediyordu. "Turan abim gelecek annemi de aradım o da hastaneye geçecek yarım saate"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benlik
Teen FictionMutlu için hayat her zaman ayaklarına bağlanmış ağır taşlara rağmen yüzmek gibiydi. Öyle imkansız bir şeyi yapabiliyordu. Tek başına. "Bakın, benden ne iyi bir evlat, ne iyi bir kardeş ne de iyi bir abla olur. Beni görmezden gelmek her zaman daha k...