Kötü Adamın Efendisi Oldum

Bölüm 11

Serseri görünüşlü adamın ressam olduğunu bilmiyordum.

Kian'ın kendisi için modellik yapmasını istemesi güzel.

Ama endişelendiğim bir şey var.

Modellik işi göründüğünden daha zordur.

Aynı duruşu uzun süre sürdürmek kolay değildir.

Ben de evet demek konusunda tereddüt ettim ve bilinmeyen ressam yalvardı.

"Lütfen bana izin ver. O genç adamı gerçekten çizmek istiyorum. O, aradığım mükemmel model!"

Ressamın gözleri bu sözlerin yalan olmadığını kanıtlayacak şekilde duygu ve sevinçle doldu. Ateşli bir ses tonuyla konuştu.

"Yemin ederim bu genç adam şimdiye kadar gördüğüm en güzel yaratık. O çok güzel."

".... !"

Bunu nasıl bildin? Sanatçının içgörüsüne hayran kaldım.

Dünyanın en güzel yaratığı.

Bu bir abartı değil, bir gerçekti

Çünkü yazar Kian'ın en güzel kişi olduğunu söylüyor.

Ressamın Kian'ın gerçek değerini anladığına inanamıyorum.

Kian'a biraz heyecanlı bir sesle sordum. "Kian, ne yapmak istiyorsun?"

Kian, sanatçıya baktığında adama biraz üzgün görünüyordu. Dedi ki:

"Eğer izin verirsen dediğini yapacağım."

Belki de dilenci görünüşlü ressama sempati duyuyordu.

Eğer Kian bunu yapmak isterse onu durdurmak için hiçbir nedenim yoktu, bu yüzden hemen cevap verdim:

" Tamam aşkım. Buna izin vereceğim "

"Haha! İyi düşünmek!"

Ressam büyük bir sevinçle şövalesini sokağın bir kenarına dikmişti.

Kian'a poz verdikten sonra bir elinde palet, diğer elinde fırçayla çalışmalarına başladı.

Sanatçı, Kian'ı hassas bir fırçayla gözlemlemeye ve tanımlamaya başladı

Arka plan basitleştirildi ve Kian'ın yüzü dikkatlice çizildi.

Berrak gök mavisi gözleri, pürüzsüz burnu ve şeftali rengi dudakları.

Parıldayan gümüş rengi saçlar ve zarif bir smokin.

Kian'a ara verildiğinde ressam fırçasını bırakmadı.

Tıpkı ressamların sanat ruhuyla yandıklarında yaptıkları gibi büyük bir konsantrasyonla resim yapıyordu .

Birkaç adım öteden manzarayı izledim.

Yeteneği göz alıcıydı.

Ressam nihayet fırçasını bıraktığında ağzımdan kınamadan bir hayranlık fışkırdı.

Resimdeki Kian'ın bana baktığını ve benimle konuştuğunu sanıyordum.

"Sen bir ustasın."

O kadar incelikli bir yeteneği vardı ki onu tanımlamanın başka yolu yoktu.

Bu adam bir dahi mi?

Ünlü bir ressam olmalısınız. Seni neden tanıyamadım?

Öyle düşündüğüm için adını sorduğumda sanatçı sahte bir gülümsemeyle söyledi.