Kötü Adamın Efendisi Oldum

Bölüm 48

Kont Selton yüzünü şekillendirmeden cesur bir yalan söyledi.

Yakalanma ihtimaline karşı bahanesini önceden tasarlamış biri gibi.

Caroline daha da solgunlaştı, şoktan dolayı yüzünden kan çekilmişti.

"Hayır, yemin ederim öyle bir şey yapmadım!"

"Evet, seni kötü adam! Yönetmen hakkında kötü konuşmayın!"

Evan kızgındı ve sözleriyle ona yardımcı oldu. Kont Selton elini kaldırdı ve Evan'a kibirli bir şekilde bağırdı.

Ama Kian öylece durup izleyecek biri değildi.

"Çocuğunuza dokunmayın. Eğer aynı şeyin tekrar başına gelmesini istemiyorsan."

Hafif bir homurtuyla kontu uyardı.

Onun baskısını hisseden sayım bocaladı ve geri adım attı.

Kont, şövalyeleri olmadan Kian'ın karşısına çıkmaya cesaret edemedi.

Sonunda sinirli bir şekilde saçlarını tarayıp bağırdı:

"Neden burada olduğunu bilmiyorum ama bu benimle Caroline arasında kişisel bir mesele! Bu senin müdahale etmen gereken bir şey değil."

"İlişkisi olmayanlar işten çıkarılmalı" kartını çekmeye çalışıyordu.

Ama bunu yapamam.

"Sör Selton, yetimhaneyi satacağınıza dair söylentiler duydum."

Son zamanlarda imparatorlukta yalnızca zenginlerin dolaşmasına izin verilen özel kulüplerde söylentiler dolaşmaya başladı.

Kont Selton yetimhaneyi satmaya çalışıyor.

O zamanlar tıpkı selefi merhum Kont gibi hayır işi yapmaya çalıştığını sanıyordum.

Bu nedenle sitenin satışını teşvik ederken yetimhanenin yerini değiştirmeyi planladıklarını düşündüm. Ancak

Yetimhaneden kurtulmayı planlamıyor musun?

"Ah, bu ilginç bir tahmin."

Kont güldü. Yine çekingen davranmaya çalıştığını sanıyordum ama şimdi saklayacak bir şey olmadığını anlayınca maskesini çıkardı.

Kötü niyetli gülümsedi ve Direktör Caroline'a baktı.

"Unvanı alır almaz ne yapmak istediğimi biliyor musun? Bu lanet yetimhaneden kurtulmaktı. Paramı çocuklarımı besleyerek ve uyutarak harcamaya hiç niyetim yok."

Kont, Caroline'ı istediği gibi kullanması halinde yetimhaneye dokunmayacağı konusunda tehdit etmişti.

Ama bu bile bir yalandı.

"Nasıl yapabildin......."

Caroline, sayım tarafından aldatıldığının şokuyla bembeyaz oldu. Kont onun görünüşünü keyifle izledi ve dönüp bana baktı.

"Ancak prensesin bu konuyu açmasının bir nedeni olmalı......."

Amacımın ne olduğunu ölçmek istercesine gözlerini kıstı.

Uzun süre onunla konuşmak istemedim bu yüzden doğrudan konuya girdim.

"Yetimhanenin arazisini bana sat."

Kontun gözleri sanki beklenmedik bir cevap duymuş gibi hafifçe büyüdü. Ama çok geçmeden gözleri açgözlülükle parladı.

"Ne kadara almayı düşünüyorsun?"