BÖLÜM 15

291 28 6
                                    

Söylemem gereken birşey var ben bu Tom ve Yn'yi nasıl yakınlaştırsam bilemedim yani siz yakınlaştılar bilin aralarında bir şeyler oldu ama Yn hala itiraz etmediği için iddia devam ediyor falan işte gereksiz yere yazmayayım sıkılmayın. Ayrıca bu kitap okumadı yani sonunu çok saçma bitirebilirim ama yeni kitabim dah iyi olucak

----------------°•°

Bella'nın evinde sen, Bill, Avril, Tom, Marcus, Daniel, Ria ve Amanda oturuyordunuz.

Sen pek istemesen de Bella çok ısrar ettiği için gelmiştin o kadar.

Yere halıya oturup daire yapmıştınız ve sırasıyla biri herkese soru soruyordu.

"En yüksek lise notunuz kaçtı?" dedi Daniel. İlk önce Marcus cevapladı,

"75, hiç bir zaman zeki bir çocuk olmadım."

"90, en azından birilerimiz zeki." dedi Ria Marcus'a bakarak. Marcus umursamadı.

"Benimkini hatırlamıyorum."

"Bende."

"Benim 85'di galiba."

"Benimki de ona yakın."

Şimdi Bella soruyordu, " Hayatınızdaki en büyük 'keşke'niz neydi?"

"Ben keşke demek yerine hep iyiki derim ama sanırım keşke geçen o glossu almasaydim..." dedi Ria.

Marcus düşündü, "Keşke anneme o sözü söylemeseydim."

"Keşke onu hiç tanımasaydım."

"Keşke o gün aklıma gelen her şeyi in söyleyip içimi dökseydim.."

"Keşke o sınava girseydim ya."

"Keşke o gün yaptığını herkese söyleseydim." Bunu diyen Tom'du.

Sıra sana gelince yere baktın, "Keşke o kadar işkenceyi çekeceğime yurda gitseydim..." diye mırıldandın.

Avril dışında kimse tabiki anlamamıştı. Ve Bella.

"Peki en büyük iyikiniz neydi?"

"İyiki o ruju iade etmişim."

"İyiki o sınava çalışmışım."

"İyiki buraya gelmişim." Bunu sen demiştin ve kesinlikle en büyük iyikin buydu.

"İyiki onu bulmuşum."

"İyiki onu affetmemişim, tam bur sürtüktü." diye homurdandı Marcus.

"İyiki benden 10 dakika sonra doğmuş" (bunu kim dedi biliyonuz :D)

Ve şimdi sormak sırası Ria'daydı, " Ailenizin size en çok yaptığına değindiğini şey?"

Hay sikeyim ya.

Avril otomatik olarak kısaca sana baktığında bıkkınlıkla nefes aldın.

"Benimki sanırım o telefonu almaları."

"O arabayı almaları. Tek bir çizik gelse hesabını sorarım."

"Bana sevgilerini hissettirmeleri."

Aile konusu ne zaman konuşulsa kaç yaşında olursan ol, hep üzülüyordun işte.

Belki kolay ağlamazdın ama başkalarının ailelerinin nasıl olduklarını duyunca dayanamıyordun. Senin onlardan ne eksiğin vardı ki?

Neden seninde öyle bir ailen yoktu? Neden hiç olmamıştı? Herkesin gibi seninde aile sevgisine ihtiyacın yok muydu?

Hiç tatmadım ki o duyguyu, nereden bileyim...

Sıra sana geldiğinde diyecek bir şeyin yoktu bile,

"Benim midem bulanıyor, siz devam edin gelirim ben şimdi." diyerek ayağa kalktın ve yan odaya gittin. Yatağa oturdun.

Avril de içeri girdiğinde yanına oturdu, "Yn, ağlama."

Gözyaşlarını silerken konuştun, " Çok koyuyor Avril... Etrafımdaki herkeste olan şeyin bende olmaması çok koyuyor. Neden?"

Avril sıkıca sana sarıldı, " Olmak zorunda değil canım, ben varım lan ben. Senin onlara ihtiyacın mı var?"

Sende on sarıldın, "Seni çok seviyorum ya."

"Ya şapşik!" sözüne gülerek ondan ayrıldın,

"Biraz burada yanlız kalmak istiyorum olur mu?" Avril böyle zamanlarını biliyordu bu yüzden ısrar etmedi.

"Tamam, ama bak on dakikaya yanımızdasın?"

"Tamam tamam."

Avril kapıdan sana öpücük atıp gittiğinde cama baktın.

Kızları evi terk edip başka ülkeye gitmiş, haftalardır ortalarda yok. Bunların siklerinde bile değil. Ne güzel ya.

Niye doğurdunuz o zaman a*mına koyayım?

YABANCI  / TOM KAULITZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin