Diğerlerinin yanına geldiğinizde hepsi size gülmeseyerek bakıyordu,
'' Çok iyi çaldınız ya, ağlayasım geldi.'' Bella bunu dediğinde Avril gülerek söze girdi,
''Ağladı zaten, tipine bakın.'' Bella cidden ağlamış gibiydi. Gülmeye başladınız. Bella Avril'e hafifce vurdu ama o da gülüyordu. Avril kulağına eğildi, '' Çok güçlü bir kızsın Yn. O şarkı ikimize de aynı şeyi hissettiriyor biliyorsun...'' Ona baktın, Avril ile de bu şarkıyı dinlerdiniz ve her dinlediğinde sen ağlardın, o da sen ağladığın için seninle ağlardı.
'' Biliyorum, sende bir insanın sahip olmak istediği en iyi arkadaşsın Avril.'' Güldü, ''Biliyoruum.'' gülerek ona sarıldın. Kollarında bir anne sıcaklığı olmuştu hep Avril'de. Ona her sarıldığında bunu hissederdin.
''Yemin ederim bende bu kadarını beklemiyordum ya, müzisyenlermiş de bizim haberimiz yokmuş.'' dedi Mathew. Herkes ona katıldı. Böyle insanlara hiç sahip olamamıştın. Ailen Avril dışında kimseyle konuşmana izin vermezdi. Okul da da zaten hep dışlanırdın ama şimdi bunlar geride kalmıştı.
'' Bu şarkıyı eskiden duyardım.'' dedi Bill, '' Bir aralar herkes dinliyordu. Ben çok sevmemiştim ama şimdi nedense hoşuma gitti siz çalınca.'' Avril başını salladı,
'' Biz Yn ile çok dinlerdik bunu eskiden. Favori şarkımızdı neden bilmiyorum. Mutlu hissederdik dinlerken. Şimdi de duyunca huzur doldu içim bi anda.''
'' Siz çok yakınsınız değil mi?'' dedi Mathew, '' Gerçi, belli oluyor zaten.'' ikinizde başını salladınız ve Avril bir elini senin koluna attı, '' Öyleyiz tatlım. Görebileceğin en yakın best friendleriz biz.'' güldün. Bella dudaklarını büktü,
''Kıskandım şuan...'' gülerek kolundan tuttun, '' Saçlama ya, sende çok yakın arkadaşımsın!''
~
Epey zaman geçmişti ve çok eğlenmiştiniz. Aslında bu parti işi senin için çok iyi olmuştu çünkü az da olsa kafan dağılmış ve gereksiz düşüncelerden kurtulmuştun.
Bazıları yorulduğu için gitmişti. Sizce yorulmuştunuz ve senin artık sesten başın ağrımaya başlamıştı.
'' Millet, biz de gitsek mi artık?'' dedi Bill. Herkes bu sözü bekliyor olmalıydı ki herkes kabul etmişti. Bu sırada bir eksik fark ettin, çantam! Onu içecekleri aldığınız sınıfta unutmuş olmalıydın. Elinle alnına vurdun,
''Ya, ben çantamı unutmuşum içecek sınıfında. Siz geçin arabaya ben alıp gelirim.'' dediğinde Mathew başını salladı,
''Lan söylediğin iyi oldu, bende galiba ceketimi orada unuttum, asmıştım.'' doğru söylüyordu çünkü askılıkta bir ceket görmüştün oraya gittiğin zaman. Başını salladın.
''Tamam biz alıp gelelim. Tom nerede bu arada?''
'' Hocanın yanında. O da gelir şimdi siz gidin gelin hemen.''
Başını salladın ve Mathew ile okula girdiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANCI / TOM KAULITZ
Teen FictionKendini beğenmişin teki! Sana ölüp biten kızların amına koyayım Kaulitz!