BÖLÜM 26

224 22 12
                                    

Sınıfın önüne geldiğinizde içeri girdin, Mathew ve arkandan girdi. Çantayı nereye bırakmıştın diye bakarken bir kapı sesi duyunca arkana döndün, 

Mathew sınıfın kapısını kapatmıştı?

Anlamayarak kaşlarını çattın, '' Ne yapıyorsun?'' sana döndü ama hareket etmedi,

'' Çok güzel çaldın bugün.'' ne yaptığını anlamaya çalışırken devam etti, '' Çok da güzel olmuşsun bugün. Gerçi her zaman güzel oldun.''

Ne yapıyordu bu? İçti diye sarhoş falan mıydı? ''Sarhoşsun sen.'' gülerek başını iki yana sallarken küöük bir adım attı sana doğru, ''Hiç olmadığım kadar kendimdeyim tatlım.'' işte şimdi korkmaya başlamıştım. İ

İlk zamanlar Tom'un ona olan tutumu ve hareketleri... Ama anlamıyorum, o çok iyi biri? Herkese karşı iyi ve saygılı, ahlaklı ve eğlenceli? Ya da herke öyle sanıyordu. Ben de dahil...

Hassiktir...

Korkuyla geriye bir adım attığında o da ileriye, sana doğru bir kaç adım attı. Bağırmak istedin ama vazgeçtin çünkü kimse yoktu. Seni kimse duyamazdı... Etrafa baktın, kapı hemen karşındaydı. Kaçmaya yeltendiğinde aniden seni kolundan yakaladı ve sertçe duvara itti. 

'' Hayır hayır, kaçmak yok.'' göğsün korkuyla inip kalkarken bacaklarında malum yerşne tekme atmak istedin ama seni çok güçlü tuttuğu için kıpırdayamıyordun bile.

'' Bağırsan da seni kimsenin duyamayacağını bilecek kadar akıllısın, aferin.'' iki bileğini tek eliyle tutup duvarın üstüne yasladığında düşünmeye çalışıyordun ama imkansızdı. Yapabileceğin bir şey yoktu.

Elini çenenden göğsünün ortasından yavaşça indirirken gözlerini kapadın sıkıca. '' Acıtmayacağım güzelim, sadece 5 dakikanı alacağım o kadar'' bu nasıl biriydi böyle? Laflara bak, sikik herif. 

''Kimseye söylemek yok tamam mı? Aramızda. '' derken gözlerini araladın. Elini saçlarında gezdirdi, '' Tom'un sende ne bulduğunu daha iyi anladım. Yakından daha güzelsin...''

Şu ayağımı bir kıpırdatabilsem gösterirdim sana güzeli...

Eli kalçana ilerlediğinde artık dayanamazdın. Bacağın sonunda boşta kaldığında sertçe malum yerine vurdun. İnleyip yere çömeldiğinde hızla kapıya koştun.

Kitli. 

O zaman camdan atlarım!

Cama koştuğunda artık ne ara ayağa kalktıysa sertçe kolundan yakaladı. Çok öfkeliydi ve bu iyi değildi, '' Kaçmak yok dedim sana!'' sağ elinde sertçe tokat attığında daha da sinirlenmişti. Çok sert vurmuştun ama bu kolunu bırakmasına yetmemişti.

'' Rahat dur dedim aptal şey!'' seni sertçe ittiğinde yere düştün.

'' Uzak dur benden yavşak! S*ktir git!'' ayağa kalkacağın sırada aniden olduğun yerde donup kaldın. Mathew'in eline baktın. Hayır hayır...

Bıçak...

Allah kahretsin...

Elindeki bıçak yüzünden donup kaldığını görünce sırıttı, '' Çok mu korktun? Merak etme tatlım, eğer sessizce istediğim şeyi bana verirsen, bunu kullanmam gerekmez.'' bunu yapamazdın ama bıçaktan ölümüne korkuyordun...

Yerden kalkmana izin vermeden sırt üstü olduğun için sağ elindeki bıçağı bırakmadan üzerine eğildi. '' Çok zor değil 5 dakika. Genelevde bunu hep yapıyorlar.'' sanırım kusacağım.

Üzerine daha çok eğilip eliyle göğsüne dokunduğunda buna dayanamayacağını anladım. Seni bıçaklasa bile bunu yapmasına izin veremezdin. Elinle onu sertçe üzerinden ittiğinde onun için son damla olmuştu.

'' S*ktir git dedim üzerimden! Rahat bırak beni!'' sinirden çenesi seğirirken sinirle bir kahkaha attı,

''Öyle olsun demek... Böylesine bir güzellik tanrıçasına da yazık olacak ama. Sen istedin tatlım, diğer tarafa selamımı ilet.''

YABANCI  / TOM KAULITZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin