BÖLÜM 27

224 19 15
                                    

Tom diğerlerinin yanına geldiğinde etrafa baktı, ''Yn nerede?'' onu Avril cevapladı,

''Mathew ile çantasını almaya gittiler, bir de ceketini.'' Avril bunu dediğinde Tom şok içinde ona baktı, ''Kimle dedin?''

''Mathew'le? Neden ki?''

HAYIR LANET OLSUN!

Tom Bill'e döndü, ''Buna nasıl izin verdin sen?!'' Bella söze girdi, ''O sırada Bill yanımızda değildi lavabodaydı ve neler oluyor?'' 

Tom cevap vermedi ve koşarak okula girdi, diğerleri de peşinden.



(Yn'nin Anlatımı)

Ben daha yapacağı şeyi bile algılamamışken elindeki bıçağı sertçe karnına geçirdi. Soğuk metali etinde hissettiğinde tüm vicudunu bir soğukluk kaplamıştı aniden.

Allah'ım...

Bu nasıl bir acıydı böyle?

Ve ben bu acıyı hak etmek için yine hiçbir şey yapmamıştım... Dünya hiç adil değil.

Elindeki soğuk metali çıkartıp tekrar sapladı ama canım o kadar yanıyordu ki acıyı hissetmiyordum artık. O kadar acıtıyordu ki acıyı hissetmeyi bırakmıştım. 

Gözlerimden durmadan yaşlar aktığı sırada başım dönmeye başlamıştı, ekrafı net göremiyordum. Ama seskeri çok iyi duyuyordum. O an bir kapı sesi duydum.

(Yazarın Anlatımı)

Tom ve diğerleri içeri girdiğinde Avril ve Bella şok içinde Yn'ye bakakaldılar. Yanına gidemediler bile. Bella ağlarken Avril dizlerinin üzerine düştü ve o da ağlamaya başladı. Tom ne olduğunu biliyordu. Yn'ye bakamadan hiddetle hemen yanındaki Mathew'i tuttu.

''NE YAPTIN LAN SEN?!'' Mathew donup kaldığı için elindeki bıçağı düşürmüştü. Tom Mathew'i duvara çarptığında kimse onu durdurmadı. Tom o an yerdeki bıçağı gördü, ve aldı.

''Dur yapma! Bilerek olmadı!'' Mathew bunları dese de Tom şuan onu duymuyordu bile. Elindeki bıçağı tereddüt etmeden Mathew'e sapladı. Bir kere daha. Bir kere daha ve bir kere daha.

Mathew'in artık bağırsakları göründüğünde Bill onu durdurdu. Ama bu yeterli değildi Tom için. O Yn'yi öldürmüştü. O an yeni fark etmiş gibi hızla yerde gözleri kapanmış Yn'nin yanına koştu.

(Yn'nin Anlatımı) 

Çok ses vardı. Zihnimde çok ses vardı ve ben onları susturamıyordum. Duyabiliyordum ama gözlerimi açamıyordum, kıpırdayamıyordum ve konuşamıyordum. Sadece duyabiliyor ve hissediyordum.

''Yn! Yn aç gözlerini!'' bu Tom'un sesiydi. Onu duyuyordum. Ağlıyor muydu? Ağlıyordu. 

O an konuşmayı çok istedim. En azından parmağımı kıpırdatmak istedim. Onu duyduğumu bir şekilde kanıtlamak istedim, çok zorladım kendimi hatta o kadar zorladım ki gözlerimden akan yaşlar sıklaştı ama yapamadım.

'' Yn özür dilerim, onunla gittiğini fark etmedim görmedim! Benim yüzümden oldu görseydim böyle olmayacaktı kahretsin!'' kendini suçluyordu ve ben ona yapma bile diyemiyordum...

O an kendimi zorladım, en azından tek bir kelime çıkması için dudaklarımdan. ''Tom...'' sadece bunu yapabilmiştim kendimin bile zor duyduğu bir sesle. 

Tom'un ellerini yanaklarımda hissettim, soğuktu. Her zaman sıcacık olan elleri şimdi buz gibiydi.

''Yn! Dayan güzelim, dayan bebeğim ne olur! Bill ambulansı ara bir şey yap!'' bu sırada Bella ve Avril'ın seslerini fark ettim. Avril'ın tanıdık çiçek kokusu burnuma geldiğinde yanımda olduğunu fark ettim, ''Y-yaşıyor mu?''

''Evet..'' Tom parmağını nabzımın olduğu yere koydu, ''Ama nabzı çok düşük.'' Aniden tüm vicudumu bir soğuk kapladığında üperdim. Artık zaten bıçağın acısını hissetmiyordum.

''Tom...'' dedim kısık bir sesle. Sesim çatallı çıkıyordu.''

''Söyle, söyle güzelim. Dayan biraz daha lütfen, ambulans geliyor.'' 

''Çok soğuk, üşüyorum...'' hayatımda hiç olmadığı kadar üşüyordum ve eğer yapabilseydim soğuktan dişlerim birbirine çarpardı ki onu bile yapamıyordum.

''Şu s*ktiğimin ambulansı nerede kaldı!?'' vicudumun yerden teması kesildiğinde Tom'un ellerini belimde ve bacağımda hissettim. Daha sonra hisler de yok oldu. Sesler bulanıklaştı.

Ve bilincim tamamen kapandı.

YABANCI  / TOM KAULITZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin