Herkes sustuğunda daha çok gerilmiştin. Anksiyeten olsa hayatta buraya adımını atamazdın zaten. Hoca başlamanızı söylediğinde derin bir nefes alıp parmaklarını yerleştirdin piyanonun tuşlarına. Çalacağın şarkı senin için zor değildi. Şarkının sözleri başladığında sen de çalmaya başladın.
Aslında bu şarkıda piyano ya da gitar var mıydı bilmiyordun ama bildiğin ve eskiden dinlediğin bir şarkıydı nedense.
I was listenin' to the ocean
I saw a face in the sand
But when I picked it up
Then it vanished away from my hands, dahBu şarkıyı eskiden neden dinliyordun bilmiyordun ama uzun zaman sonra yine dinleyince, içini garip bir his kaplamıştı. Ailenden bir sürü laf yedikten sonra odana kaçıp takar kulaklığı dinlerdin bu şarkıyı. İyi hissettirirdi en azından.
I had a dream, I was seven
Climbin' my way in a tree
I saw a piece of Heaven
Waitin' in patience for me, dahAnd I was runnin' far away
Would I run off the world someday?
Nobody knows, nobody knows
And I was dancing in the rain
I felt alive and I can't complainŞarkının bu kısımlarına geldiğinde gözlerini kapadın. Eskiden görüntüler geliyordu aklına bir bir. Parmakların tuşlara baksıkça yeni bir anı canlanıyordu gözünün önünde. Başka biri olsa dayanabilir miydi geçmişte yaşadığın o baskılara? O şiddete?
Gerçi sende dayanamamıştın en sonunda doğal olarak. 18 yıl mecburdun ama buna, ve şimdi buradaydın, özgürdün.
But no, take me home
Take me home where I belong
I can't take it anymore.I was painting a picture
The picture was a painting of you
And for a moment I thought you were here
But then again, it wasn't true, dahAnnenin sesini duyar gibi oldun o an zihninde, gitar ve piyanonun sesinin ardında, aptal, senden bir bok olmaz ki zaten! Seni doğuranda kabahat!
O zamanlar sadece 9 yaşındaki bir çocuğa ağır mıydı bu sözler? Öyleydi.
Senden nefret ediyorum! Keşke doğmasaydın! En başında seni sokağa bırakmalıydım ne halin varsa göseydin! Güzel tut şu vicudunu yoksa köylü çoban oğul bile istemeyecek seni!
Gözlerinden istemsizce yaşlar akarken sesleri birbirine karışıyordu. Görüntüler bir bir dümdüz karanlıkta ortaya çıkıyordu tek tek.
And all this time I have been lyin'
Oh, lyin' in secret to myself
I've been putting sorrow on the farthest place on my shelf
La-di-daAnd I was runnin' far away
Would I run off the world someday?
Nobody knows, nobody knows
And I was dancing in the rain
I felt alive and I can't complain...(Ve ben uzaklara koşuyordum,Bir gün bu dünyadan kaçacak mıydım?Kimse bilmiyor, kimse bilmiyor...Ve yağmurda dans ediyordum şimdi;Yaşadığımı hissettim ve şikayet edemem...)
Gözyaşları daha çok aktı gözünden aşağı doğru, piyano tuşlarına daha sert bastı parmakların. Bunu hak etmemiştin, hayır bunları yaşamayı hak etmemiştin sen. Normal, her çocuğun sahip olduğu bir aile tablosu, senin için hep imkansız olmuştu. Ailesinin bile sevmediği birini kim nasıl severdi ki?
Ama o seviyordu.
Şarkını bittiğinde tüm o sesler sustu zihnindeki, o görüntüler yok oldu ve sadece dümdüz bir karanlık kaldı önünde. O zaman gözlerini açtın. Alkışlar tüm zihnini susturduğunda kendine geldin ve elinle yanaklarını sildin. Bu nedense iyi hissettirmişti; ağlamak.
O evde ağlayamazdın bile, ağlasan dayak yerdin. Bu yüzden hep içine atardın, her seferinde ve dolar taşardı içindeki o ağırlık. Ama şimdi hepsi birden boşalmış, yok olmuştu. İstemsizce gülümsedin kendi kendine.
Aşağı indiğinde Tom'un elini hissettin yanağında, ne olduğunu sormasını beklerken bunu yapmadı, ne hissettiğini anlamıştı gülümsedi, '' İyi hissettirdi değil mi?'' dedi yanaklarını silerken. Başını salladın.
''Çok iyi hissettirdi.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANCI / TOM KAULITZ
Teen FictionKendini beğenmişin teki! Sana ölüp biten kızların amına koyayım Kaulitz!