Bölüm gecikmiş olsa da bence beklediğinize değdi. (: Çok güzel ve içime sinen bir bölüm oldu. Umarım sizde seversinizz bebeklerimm <3
Yıldızlarımızı parlatalım hemenn. Yorumlarınızı bekliyorummm keyifli okumalar! 🫠
🎵Bölüm şarkısı: Rachel Lorin, Kerosene
17. BÖLÜM
❝Öldürmek Öpüşmeye Benzer❞
Motorundan inip Faileys'e doğru yürürken adımları sertti. Anahtarını pantolonunun cebine atıp derin bir nefes verdiğinde yüz kasları gerginleşti. Kırışmış ceketinin önünden bir iki düğmeyi çözdükten sonra gösterişli bir şekilde ışıklandırılmış, kapının girişinde dikilen adamın yanına doğru yaklaştı. Ceketinin uzun kolunu kıvırırken "Buraklar burada mı?" Diye sorduğunda adama kısa bir bakış attı.
Anlaşılan Barış Dündar, geceye nokta koymamakta ısrarcıydı.
Adam başını salladı. "Evet, Barış Bey. Yarım saat kadar önce Aytaç beyle birlikte geldiler."
"Harika." Diye mırıldandığında ses konu ciddiydi. Adamın omzuna dokunup teşekkür edermiş gibi hafifçe sıktıktan sonra girişe doğru yöneldi. Diğer kolunu da dirseklerine kadar kıvırıp içeri girdiğinde kahveleri, üzerine karanlık bir gölge düşmüş gibi karardı. Yumruklarını sıkıp renkli ışıkların aydınlattığı koridorda ilerlerken içeriden gelen müzik sesini duyabiliyordu. Hareketli bir parça çalıyordu ama şarkının sözleri kulağına boğuk geliyordu. Çift kanatlı siyah kapının önüne vardığında bir an bile beklemeden kapıyı ittirdi. Gözleri ışıklardan bir an kamaşsa bile, hemen sonra görüş alanı netleşti ve etrafına bakınıp parlak beyaz zemin üzerinde ilerledi. Kapı ardından kendi kendine kapanırken etrafına bakınmaya başladı.
Saat gece iki suları olduğundan mekan fazla kalabalık değildi, toplasanız en az otuz kişi vardı. Burası Averd'in en popüler mekanlarından biriydi ve her gece yüzlerce insan burada takılıyordu. Mekan tek katlıydı. Diğerleri kadar da büyük değildi. Samimi, sıcak ve eğlenceli bir ortamdı. Her zamanki gibi aynı yüzler vardı. Dans eden kişi sayısı azdı, bu da pistin arkasında kalan oturma alanlarında kimlerin olduğunun kolayca görünmesine neden oluyordu.
Barış'ın kahveleri en soldaki, arkadaki bir masaya kilitlediğinde çenesi seğirdi.
Az önce arkadaşlarının yanından ayrılan, ona doğru yüzünde gülümsemeyle gelen sarışın bir kız ağzını açmak üzereyken Barış sadece tek bir noktaya kilitlenmişti. Adımlarını harekete geçirip ilerlemeye başladığında sarışın, lacivert mini elbiseli kızın kaşları çatıldı. Barış'ın yüzünde kendini sıkıyormuş gibi sert bir ifade belirginleşti. Sarışın kız arkasından bakakalırken o yuvarlak, boş masaların yanlarından geçip en arkadaki koltuklu masalara doğru adımlıyordu.
"Burak!"
Masadakiler Barış'ın sesine doğru döndüğünde Burak'ın yüz ifadesi panikler gibi oldu ve oturduğu yerde hareketlendi. Aytaç sırıtıp "İşte gecenin kaçağı da geldi!" Diyerek ona döndüğünde yüzündeki gülümseme anında solmuştu. Üçlü koltukta Aytaç ve son sınıflardan iki kişi daha oturuyordu. Aytaç'ın yanındaki tekli koltukta ise Burak vardı.
Saniyeler içinde yanlarına gelen Barış masadakilerin nefesini bir anlığına keserken, Burak kaşlarını çattı. Sağ eliyle Aytaç'ın tişörtünü, sol eliyle Burak'ın gömleğini kavradığında sertçe ikisini de oturdukları koltuklardan ayırdı. Aytaç "Ne oluyor lan?" Diye panik içinde sorduğunda Burak'ın bakışları sertti. Aytaç'ın aksine o, Barışı anlamış görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbi Olmayanlar
Ficção AdolescenteFinale son 6 bölüm... "Cehenneme kadar yolun var." Yanına yanaşıp hafifçe üzerine doğru eğildiğinde Melina nefesini tutmuştu. Dönüp ona bakmadığı için yüz ifadesini göremiyordu ama yine kendini bilmezce sırıttığından emindi. Ensesine çarpan bir sıca...