Boy You Really Got My Soul | Heejake

06

Geldiğimizde arabadan indim. Sonra Jaeyun'u indirip kelepçelerinden çekmeye başladım.

"Kelepçeler bileğimi acıtıyor. Onun yerine elimi tutup çekseniz olmaz mı polis bey?"

Cevap vermedim ve kelepçelerinden çekmeye devam ettim.

İçeri girdim Jaeyun'la ve Jaeyun'u bir yere oturttum.

İki elini de sıkıca tutup kelepçelerini açtıktan sonra tekrar arkadan kelepçeledim. Aynı şekilde ayaklarını da.

"Bütün gün yüzünü görücem di mi?"

"Oturduğun şey cidden çok ağır. Ayağa kalkmaya çalıştığın an sandalyeyle beraber arkaya düşersin. Baştan uyarıyorum."

"Peki gece ne olucak?"

"Bana doğruları söyleyene kadar o sandalyede kalacaksın."

"Peki sana senin inanıcağın şeyleri söyledikten sonra ödülümü alabilicek miyim?"

"Hayır. O sana bir kere verilmiş bir şanstı."

"Ya sen de istersen?"

"Herhangi bir suçluya şu zamana kadar hiç yükselmedim."

"Bana yükseliceksin çünkü ben suçlu değilim."

Önüne çektiğim sandalyeyi ters çevirdim ve bacaklarımı açarak oturdum. Kafamı sandalyenin başına koydum.

"Anlat bakalım."

"Aish çıldırıcam. Neyine inanmıyorsun?"

"Duydum ki çocukken baban anneni öldürmüş."

"Ne?"

"Bu mu seni bir insanı öldürmeye yanaştıran şey? Normalde insanlar onları üzen şeyleri yapmazlar."

"Her şeyin bir sınırı var."

"Bu sınırları bazen zorlamak gerekiyor."

"Senden etkilendiğimi söylemiştim ama beni böyle vurabileceğini bilmiyordum."

"Bir suçlu. İnsan öldürmüş biri. Ne kadar etkilenebilir ki?"

"Ben kimseyi öldürmedim. Sana bunu çokça söyledim. Ve bir daha annemle babamın konusunu açarsan..."

"Ne yaparsın?"

"Seni şikayet edecek kişi ben olurum. Beni bıraktığın an gider ver seni şikayet ederim."

"Jaeyun."

"Ne var?"

Sandalyeden kalktım ve yanına gidip çenesini kavradım. Bana bakmasını sağladım.

"Çok güzelsin aslında biliyor musun?"

"Ne?"

"Ama atladığın bir şey var güzelim." Alnındaki saçı arkaya ittirdim.

"Ölen kişinin otopsisinde vücudunun çoğu bölgesinde yaralar çıktı. Bu da demek ki öldürülmeden önce biriyle boğuşmuş."

"Bana ne bu bilgiden?"

"Alnındaki morarıklık diyorum. Çok eski gözükmüyor."