33

291 30 1
                                    

Gece olmuştu. Saat nerdeyse üç olacaktı ama ben hâlâ buradaydım işte.

Burda Jaeyun'a bir şey olmayacağını biliyordum evet ama bilmiyorum. Onu o kadar çok seviyorum ki ayrı odalarda bile olsak gitmek istemiyorum.

Biliyorum o bir suçlu ama içimdeki hisleri bastıramıyorum. Ne olursa olsun...

Gözlerim hiç yorgun bakmıyorlar. Gözlerimi kırpamıyorum bile. Çok yorgunum ama.

Yaklaşık bir iki saattir yaptığım tek şey aynı pozisyonda oturup bu sessizliğin arasında düşünmek.

Sonra ayağa kalktım. Çıktım odadan ve sonunda yine kendimi orda buldum.

İçeri girdiğimde Jay de Jaeyun da uyuyordu. Jaeyun kenarda parmaklıkların yanında oturmuş kafasını parmaklıklara dayamış uyuyordu.

Yanına gittim ve önünde çöktüm.

"Senin yerinde ben olsaydım da sen burda olsaydın keşke."

Oturdum önünde. Ellerim saçlarına gitti.

"İnsanlar bizi ölüm dahil hiçbir şey ayıramaz derken bundan bahsediyormuş sanırım." diyebildim sessizce zor da olsa.

"Hiçbir şey aşkına engel değil di mi?"

"Hiç mi düşünmedin Jay? Bunu yaparken hiç mi düşünmedin?"

"Heeseung şu yaşımıza kadar seni asla satmadım ya da sana yalan söylemedim. Ben sana hâlâ yalan söylemiyorum. Bunu sana yapacak en son kişiyim ben. Senin de bana inanman gerek. Çünkü ne sevgilin ne de kardeşim dediğin en yakın arkadaşın bir şey yapmadı. Emin ol Jaeyun da sana yalan söylemiyordur."

"Elimizde o görüntüler varken nasıl inanabilirim?"

"İnan bana. O görüntüler sahte. Hepsi oynanmış görüntüler. Yemin ederim."

Kafamı demirlerden kaldırdım. Jaeyun'a döndüm. Gözlerini açmış bana bakıyodu.

Elini aradan çıkardı ve yanağıma koydu.

"Ben sana ihanet edemem ki. Ben seni ilk gördüğümden beri çok seviyorum. Yemin ederim olsaydı böyle bir şey ikimize de zarar gelmesin diye söylerdim. Olsaydı böyle bir ilişkiye girmezdim bile Heeseung. Seni çok seviyorum."

Ağlamaktan ve uykusuzluktan şişen gözlerini gördükçe ve kurduğu cümleleri duydukça içimden bir şey koparken tek istediğim onu ordan kurtarmaktı.

Gözümden akan yaşları sildi. "Ağlama lütfen."

Yanağımdaki elini tuttum ve elini sevmeye başladım.

Kafamı parmaklıklara yasladığımda tek istediğim saatlerce burda ellerinin arasında kalmaktı.

Diğer elini de çıkardı ve saçlarımı sevmeye başladı.

"Uyumadın di mi hiç?"

"Nasıl uyuyabilirim sen burdayken? Ayaklarım eve gitmeye varmıyor bile."

"Dinlenmen gerekiyor. Benim için güçlü durman gerekiyor çünkü ben burdayken güçlü durabilmem çok mümkün olamıyor."

Boy You Really Got My Soul | HeejakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin