31

287 31 4
                                    

Odadan çıktım ve Hoon'un normalde çalıştığı yere gittim. Yoktu.

Arkasındakine sordum. "Hoon nerde?"

"Kantindeydi en son, amirim."

"Tamam sağ ol. Kolay gelsin." dedim ve yanından ayrılıp kantine gittim.

Etrafa bakındığımda yine Hoon yoktu. Camdan dışardaki oturma yerlerine baktım. Gördüm Hoon'u.

Sandalyelerde değil, kaldırımda oturuyordu.

Dışarı çıktım ve yanına oturdum.

"İyi misin?"

"Siz iyi misiniz? Çünkü sizin en yakın arkadaşınızdı."

"Sadece en yakın arkadaşım değil."

"Ne?"

"Hem en yakın arkadaşım hem sevgilim. Jaeyun."

"Jaeyun muydu sevgiliniz?"

"Evet."

"Desenize benden daha kötü bir durumdasınız."

"Acı kıyaslamıyorum. Biliyorum sen de çok kötüsün şu an."

"Peki siz? Siz nasıl böyle durabiliyorsunuz?"

"Kendimi buna hazırlamam gerektiğini biliyordum çünkü. Jay'den beklemesem de."

"Niye yaptı ki?" dedi ve dizlerine eğilip ağlamaya devam etti.

Ben de kendi önüme döndüm. "Küçüklüğümüzden beri çok yakınız. Hep bu mesleğin hayalini kurduk. O benden daha çok istekliydi. Sonunda istediğimizi yaptık ama niye böyle bir şey yaptı bilmiyorum."

"Ne yaparsa yapsın affedebilirdim onu. Affettim de ama şu an nasıl affedebilirim onu? Siz söyleyin. Aynı şeyi siz de yaşıyorsunuz. Jaeyun'u affedebilir misiniz?"

"Bilmiyorum."

"Çok seviyorum onu."

"Biliyorum ama-" diyecektim ki bir anda ayaklandı.

"Nereye?"

"Neden yaptığını sormaya gidiyorum."

Hızlıca ayaklandım ve arkasından gitmeye başladım.

O içeri girdi ama benim girmeye cesaretim yoktu. Kapıda bekledim o yüzden.

Jaeyun kenarda kıvrılmış tavana bakıyordu sadece. Gözleri de ağlamaktan şişmiş gibiydi.

"Ayağa kalk!"

"Sevgilim."

"Ayağa kalk Jay."

Jay ayağa kalktı. Hoon parmaklıkların arasından elini geçirip Jay'in yakasından tuttu. "Neden yaptın?"

"Neyi yaptı-"

"Neden yaptın diyorum Jay. Yapmadım tavırlarını bırak artık."

"Hoon yemin ederim hiçbir şey yapmadım."

"Hoon yalan söylemiyor." dedi ve Jaeyun oraya doğru gitti.

"Ne o ne ben ikimiz de hiçbir şey yapmadık."

"O neydi o zaman?"

"Ne neydi?"

"O video neydi?

"Ne videosu?"

"Hoon." dedim ve onu durdurmak için içeri girdim.

"Heeseun-"

"Hoon çıkalım." dedim ve kollarını tuttum. Kollarını elimden çekti "Bırakın beni."

"Hoon yürü."

"Napıyodunuz orda-"

"Hoon sana diyorum. Çık çabuk. İstek değil emirdir bu."

"Yeter. Beni en iyi anlayanın siz olmuş olmanız gerekiyo. Hâlâ ne emrinden bahsediyorsunuz? Lütfen bırakın şu güçlüyüm, hazırdım tavırlarını. Duygularınızı bastırmayı bırakın." dediğinde Hoon'u bıraktım.

Haklıydı. Duygularımı bastırarak hiçbir yere ulaşamazdım.

Boy You Really Got My Soul | HeejakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin