Smut uyarisi
____"Jae kapıyı aç."
Kapıyı açtı. "Niye beni duştan sonra yakalıyosun hep?"
"Nerden bilebilirim?"
"Rüyanda da seviştiğimizi görmüştün. Yoksa bana mı yükseliyosun?"
"Yok sadece sana sorgudan çıkarken şimdilik gidebilirsin demiştim ya."
"Eee?"
"Şimdi gidemezsin işte." dedim ve evine girdim. Girdiğimde geri çekilmeye başladı.
"Ne oldu? Üstüne yürüyeceğimi mi sandın?"
"En son bu sahneyi yaşamıştık Heeseung."
"Yok bu sefer sakince konuşabiliriz. Git üstünü giy ama ilk." dedim ve belimdeki kelepçeyle silahı masaya koyup tekli koltuğa oturdum.
"Hayır."
"Ne hayır?"
"Kendi evimde istediğimi giyebilirim." dedi ve bana doğru yürümeye başladı.
"Bakıyorum da üstündeki aksilik gitmiş."
Oturduğum koltuğun önünde durdu. "Sen böyle durdukça sakinliğimi korumak zorlaşıyor." dedi ve bir anda kucağıma oturdu.
"Evime böyle baskın yapmaya devam mı edeceksin?" diyip parmağını göğsümde gezdirmeye başladı.
Güldüm ve "Rüyalarımız ciddi anlamda karışmış."
"Biliyor musun eğer dediğin gibi bir şey olsaydı burda durmama izin vermezdin. Hadi kabul et." dedi ve kulağıma eğildi. Kulağıma verdiği her bir nefes beni mahvederken kısık ve derin bir sesle "Sen de bana yükseliyorsun. Sen de beni istiyorsun."
"Buraya bu amaçla gelmedim..." dedim ve dudaklarımı kulağına yaklaştırdım. "Ama haklısın."
Elimi havlusunun içinden kalçalarına çıkardım. "Sana o kadar çok yükseliyorum ki hakimiyeti bazen çok zor oluyor."
"Hakimiyetini benimle sağlayabilirsin-" dediğimde elimi öne getirdiğim için sustu.
"Hakimiyetimi seninle sağlayacağım ama şimdi doğruları söylemeni istiyorum. Onu sen mi öldürdün?"
"H-hayır."
"Emin misin?"
Elim üstünde gezmeye başladı.
"Emini-" diyip konuşamadan ağzından küçük bir inilti kaçtı.
"Bütün gece bunu duyacak olmak işte bu çok hoşuma gidiyor." diyip dudaklarına yapıştım.
Dudaklarına yapıştığım an bana hızlıca karşılık vermeye başladı.
Kollarını boynuma sardı. Kucağıma aldım ve diğer koltuğa yatırdım.
Üstündeyken dudaklarımız hâlâ beraberdi.
Dudaklarını dudaklarımdan ayırdı ve "Rüyanı gerçekleştir Heeseung, becer beni."
Hiç durmadan ikimizin de tişörtünü çıkardım. Vücuduna eğildim ve her ayrıntısını tatmaya başladım.
Her inlediğinde ve tırnaklarını sırtıma geçirdiğinde içine girmem için bana izin veriyor ve beni daha da tetikliyordu. Ben de inlemelerine cevap vermeye karar verdim.
İkimizin de kıyafetlerini tamamen çıkardığımda ellerimi kalçalarına götürdüm.
Parmaklarım yavaş yavaş onu hazırlarken elini masaya doğru uzattı ve eline aldığı şeyi bana uzattı.
"İlerde başka yerlerde de bunu bende kullanmanız dileğiyle polis bey." dedi.Söylediğine güldüm ve bileklerini birleştirip istediğini yaptım. Bileklerini kelepçeledim.
"Yap artık şunu." dedi iniltilerinin arasından. Kollarını kaldırdım ve altından geçtim. O an içine girmemle inlemesi bir oldu.
Duyduğum inilti beni hızlanmam için tetikliyordu. Gittikçe hızlandım. Ben hızlandıkça onun iniltileri de arttı.
Kollarını sırtımdan çektim ve iki elini de tutup kafasının üstünde elimle sabitledim.
Boynuna eğildim. Gel git yaparken boynunu emiyordum.
Ellerini bırakmıyor sıkıca tutmaya devam ediyordum bir yandan.
Ben hızlıca gel git yaparken onun iniltileri de durmuyordu.
Boynundaki dudaklarımı dudaklarıyla birleştirdim. Dudakları dudaklarımı tutamayacak kadar canı yandığında ama aynı zamanda ona da yetmeyeceğini anladığımda dudaklarını ısırdım ve içine girebildiğim kadar girdim.
O anda beni tatmin edebilecek inlemeyi tekte çıkardı.
İçinden çıktığımda hiç durmadan kucağıma oturdu ve üstünde zıplamaya başladı.
"Bu kadarını beklemiyordum işte." dedim ve dudaklarına yapıştım. Dillerimizi buluşturdu.
Kucağımda zıplamaya devam ederken
tırnakları sadece sırtımda değil aynı şekilde ensemdeydi de.Dudaklarım tekrar dudaklarından boynuna kaydı. Ben boynunu emerken o aynı şekilde devam ediyordu.
Tekrar dudaklarımız buluştuğunda artık yorgunluktan zıplamayı bıraktı ve dudaklarımızı ayırıp kendini üstüme bıraktı.
Ben de kendimi arkaya bıraktım ve yatmamızı sağladım. Kolumu beline sardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boy You Really Got My Soul | Heejake
Fiksi Penggemar"Anladığın dilden konuşacağım. Doğruyu söylersen istediğini alırsın ama yalan söylersen..."