Hoon's Pov:
Mahkemede oturmuş hâkimin vereceği kararı bekliyorduk.
Jay'in burda olduğumdan haberi yoktu.
Mahkemeden önce Niki'ye avukatın numarasını atmış ve videoyu ona atmasını istemişti Heeseung Hyung
O da öyle yapmıştı. Mahkemedeyken videoyu açıp izlemişlerdi. Şimdi ise kararı bekliyorduk."Karar verilmiştir." demesiyle herkesin ayağa dikilmesi bir oldu.
İkisi de suçsuz olduğu için serbest bırakıldıklarını söyledi.
Jay'den önce salondan çıktım ve çıkacağı kapıda beklemeye başladım.
Çıktığında bana arkası dönüktü. Omzunu dürttüm. Bana döndü.
"Sevgilim."
"Jay." dedim ve kollarımı iki yana açtım. Açtığım an kollarımın arasına girdi.
"Özür dilerim sana inanmadım."
"Önemi yok. Şu an buradasın ya hiç önemi yok."
Saçlarını seviyordum. Çıkan avukatı görmemizle kollarımdan ayrıldı.
"Geçmiş olsun Jay Bey."
"Teşekkürler."
"Siz Sunoo'ydunuz di mi?"
"Evet evet."
"Size videoyu atan kişi Niki bu arada."
"Hm hm biliyorum. Tanıştık."
"Ne? Ne ara?"
"Önceden tanışmıştık."
"O da bizimle çalışıyormuş sanırım."
"Evet, zaten ordan tanıyorum ben de."
"Yoksa siz de mi?" dediğimde eliyle ağzını kapatıp hafif güldü ve "Evet, ben de."
"Bizim kadrodan hiç haberim yokmuş, onu fark ettim."
"Bizimle çok bir şeyiniz yok sonuçta. Normal olarak."
"Siz de haklısınız."
"İyi o zaman. İyi günler size. Sonra görüşmek üzere."
"Görüşürüz." dediğimde hafif el salladı ve yanımızdan ayrıldı.
Jay "Bu arada Jaeyun'a ne oldu?" diye sordu.
"Hastanede."
"Uyandı mı?"
"Uyandı. Yanlarına gidelim mi?"
"Gidelim, hadi yürü." dedi ve elimi tuttu. Beraber ordan çıktık.
"Heeseung girdi mi adamın sorgusuna?"
"İzin vermediler."
"Adama zarar verebilir diye di mi?"
"Evet. Aynı şekilde bana da izin vermediler."
"Sen zarar verebilir miydin ki?"
"Dalga mı geçiyosun?"
"Tabii parmaklıkların arasında olmasam beni bile çekip dövücek kadar sinirliydin. Haklısın."
Taksiye bindik ve Jaeyun'un yattığı hastaneye geldik beraber.
Heeseung's Pov:
"Hadi aç ağzını."
"İstemiyorum ben bunu yemek."
"Sevgilim çocuk musun?"
"Sevmiyorum ben bu yemeği."
"Ama sağlığın için önemli."
"İstemiyorum dedim. Zorla mı?"
Elimdekini tabağa koydum. "Ne istiyorsun?"
"Seninle güzel ve sorunsuz bir gelecek, hiç ayrılmamamızı-"
"Sevgilim yemek olarak ne istiyosun?"
"Haa öyle desene. Canım ramyeon çekiyor."
"Ramyeon mu?"
"Evet."
"Seviyo musun ramyeon yemeyi?"
"Çokkk."
"Ben de seviyorum. Beraber yeriz."
"Ama ramyeon almak için beni burda bırakman gerekicek. Niki de gitti. Vazgeçti-"
"Ne oldu? Niye sustun?" dediğimde omzumun dürtülmesiyle arkamı döndüm.
Jay'i görmemle ayağa kalkıp sarılmam bir oldu. Bana karşılık verdi.
"Özür dilerim başta inanmam gerekirdi."
"Özür dilemen gereken kişi ben değilim, sevgilin. Ben senin pişman olacağını bildiğim için sözlerine çok takılmadım ama Jaeyun için aynısını söyleyemeyeceğim."
"Ben onu affedeli çok oldu." dediğinde Jay benden ayrıldı. "Daha iyi misin?"
"İyiyim iyiyim."
"İyi iyi. Heeseung sana iyi bakar."
"Bakarım bakmasına da yemeğini yese çok güzel olucak."
"Bana ramyeon yapıcaktın. Ben ramyeon yiycem."
"Tamam Jaeyun. Ben markete gidiyim, siz Jaeyun'u yalnız bırakmayın."
"Dur ben de geliyim. Hoon bekler misin burda?"
"Beklerim sevgilim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boy You Really Got My Soul | Heejake
Fanfiction"Anladığın dilden konuşacağım. Doğruyu söylersen istediğini alırsın ama yalan söylersen..."