"Niki."
"Efendim?"
"Sana güvenebileceğimi bilerek senden bir iyilik isteyebilir miyim?"
"İsteyebilirsin."
Ayağa kalktım. "Sevgilim içerdeyken her ne olursa olsun onun çıkmasına izin veremem. Jaeyun uyandığında beni arar mısın?"
"Ne söylersem söyliyim gidiceksin di mi?"
"Jaeyun'un yalnız kalmasını istemiyorum."
"Tamam. Git sen. Haber veririm sana."
"Teşekkür ederim." dedim ve hızlıca hastaneden çıktım.
Karakola geri gittiğimde hızlıca içeri girdim.
Won koşarak yanıma geldi ve beni durdurdu. "Amirim üzgünüm giremezsiniz."
"Onun için gelmedim. Odama girip bir şey almam gerekiyor."
"Ne olursa olsun-"
"Won. Sadece bir şey alacağım. Sözüme karşı mı geliyorsun?"
Derin bir nefes verip çekildi önümden.
"Hızlı olun lütfen."
"Tamam." dedim. Odama doğru gider gibi yaptım ama o an döndüm ve sorgu odasının koridoruna saptım.
"Amirim durmanız gerekiyor."
Derken Won'u asla dinlemiyordum. Odanın kapısını açtım ve içeri girdim.
"Heeseung ne arıyosun burda-"
"Bir cinayet, bir cinayete teşebbüs, tehdit, iftira, yangın sebebi ve insan yaralama. Silahın da ruhsatsızdır büyük ihtimalle ama yaptıklarının yanında hiç kalır."
Masaya kelepçelenen tek elinin kelepçesini açtım ve iki elini de önden kelepçeledim.
Yakasından tuttum ve ayağa kaldırdım. Arkamı döndüğümde Won önümde duruyordu.
"Çekil Won. Bırak geçsin." dediğinde Yoongi Hyung, Won önümden çekildi. Teşekkür ederim anlamında hafif kafamı eğdim ve yakasından sürükleyerek sorgu odasından çıkardım.
"Bu sefer paranla örtemeyeceksin hiçbir şeyin üstünü. Çünkü karşına aldığın insan sıradan bir insan değil artık."
Yakasından parmaklıkların arasına doğru fırlattım ve demirleri kapatıp kilitledim.
"Tanrıya dua et sana zarar vermem yasa-"
"Yap."
Kapıdaki Yoongi Hyung'un sesini duyduğumda kafamı oraya çevirdim.
"Bazen insanlara verilen cezalar onlara yetmiyor. Ben senin için halledeceğim. İstediğini yapabilirsin."
"Hyung."
"Ha adamı öldürmemeye dikkat et ama." dedi ve hafif gülüp kapıyı kapattı.
"Artık tanrıya dua etsen de işe yaramayacak gibi hm?" dedim kilitlediğim şeyi tekrar açarken.
"Hani sana karşına aldığın insan basit bir insan değil demiştim ya. Neden biliyor musun? Senin yüzünden fazlasıyla zarar gören birini canımdan çok sevdiğim için. Polis olduğum için böyle dediğimi sanmıştın di mi? Yanılmışsın."
Tek kelime etmiyordu. "Ne oldu? Korktun mu? Tek kelime edemiyorsun."
"Kork-" Konuşmasına izin vermeden yüzüne indirdiğim yumrukla susturdum.
"Şu an korktuğun gibi o insanları öldürmeden ya da öldürmeye çalıştırmadan önce korksaydın belki de bir şey olmazdı. Ama artık kork. Korkmaya da hakkın var zaten. Çünkü artık hayatın olmayacak. Yaşayabileceğin bir hayatın olmayacak. Ne olursa olsun onu ben senin ellerinden alacağım. Aish aslında kardeşini tanımıyorum onunla bir bağım falan da yok ama sevgilimin acısını çıkarırken neden onun acısını da çıkarmayayım? Özellikle onun da zamanında sevgilime bir desteği olmuşken."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boy You Really Got My Soul | Heejake
Fanfic"Anladığın dilden konuşacağım. Doğruyu söylersen istediğini alırsın ama yalan söylersen..."