"Sırlar, insanları savunmasız yapar"
∞
Döndü, döndü, döndü...
Kısa bir sessizliğin ardından şişenin başı Varise, sonu ise Arkına denk gelmişti. Eskinin kardeşleri, Şimdinin düşmanları!
Arkın, masanın üzerinde duran ellerini birbirine kenetleyerek "sor!" dedi. "Gerçi soracağın soru belli."
"ne soracakmışım?" diye alayla konuştu Varis. "o zaman ben sormadan cevapla" diyerek elini çenesinde gezdirdi.
Sinir olmuş bir şekilde "Laf sokmadan oyunun kurallarına göre oynayabilirsek daha eğlenceli olur" diye çıkıştım. Sinirime yenilip tam masadan düşeceğim sırada bir kol belime dolanarak düşmemi engelledi. İnanılmaz derecede sıcak ve ağır bir koldu. Varisin teması her yerimi karıncalandırmıştı. Durup bu hissi devam etmesini bekleyemezdim. Tekrar oturduğum yerde sabit kalarak Varise döndüm "sor bakalım sorunu" dedim küçük çocuk edasıyla.
Yalandan düşünür gibi yapıp "soru hakkımı sana veriyorum" dedi
"hey! bu oyun böyle oynanmıyor" dediğimde "sadece ilk başlamak istemiyorum kelebek" diye cevap verdi.
"tamam o zaman basit bir soruyla ben başlıyorum" diyerek onu bu yükten kurtardım.Gözlerimle soracağım ilk soruyu merakla bekleyen gözlere baktım. Herkes fazlasıyla ciddiydi! sanırım onların da birbirleri hakkında merak ettiği şeyler vardı. O zaman neden cesurca oturup konuşmuyorlardı? En fazla ne olmuş olabilirdi ki?
Vücudu gerilen Arkına baktım. Stresli havasını fazlasıyla belli ediyordu. "Varisi hala kardeş olarak görüyor musun?" diye sordum
Yanında duran Boş sıcak su bardağından bir yudum aldı ve omuz silkti. "her zaman" dedi.
"O zaman bana öğrendiğin o büyük sırrı neden anlatmıyorsun lan!" diye bağıran Varisin haykırışı tüm barakayı inletmişti. Çizik olan elinde ki yaralar açılmış ve biraz kan pıhtısı belli oluyordu. Telaşlı bir yüz ifadesiyle kanın Varisin ellerinden masaya damlayışını izledim. Sinirlenmek, daha fazla yarasının açılmasına sebep olacaktı.
Karşısında duran Arkın, sıcak su bardağından bir yudum daha aldı. Gözleri kısıldı ve sonraki sözleri ağzından yuvarlanarak çıktı "senin iyiliğin için" diye yanıtladı. Gerçekten üzgün görünüyordu.
Doğa ya baktığımda irkilmiş ve hüzünlü duruyordu "Hepimizin arası senin bu gel gitli sırların yüzünden açıldı Arkın!" diye çıkıştı elini masada sıkıca tutarken "demek ki tek başına çözemiyorsun! bize anlat! biz yardım edebiliriz belki." Son cümlesini yalvararak söylemişti.
"Bu oyunda tek bir soru tek bir cevap " değil mi? diye sorgulayıcı bakışları atan Arkına baktım.
"Tek bir soru, tek bir cevap" diye tekrarladım Arkını.
Masada duran şişeyi çevirmeden önce hepimizin gözlerine baktı ve şişeyi hızlıca çevirdi.
Şişe döndü, döndü ve Doğu ile Arkın arasında durdu. Bu sefer soru soran Arkındı.
İfadesi sertleşti. "Aselin öldüğü gün senide kızlar lavabosundan çıkarken gördüm Ama sen polise orada olmadığını söyledin." dedi ve "neden!" diye ekledi.
Bakışlarım ahşap masanın üzerinden Doğunun yüzüne kaydı. Kaşları çatılmış onu ilk defa bu kadar ciddi görüyordum. Bakışlarını Arkından çekip bana çevirdi. Bir an beni fark ettiğinde cevap vermeyeceğini düşündüm. Ama vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN İKİZİ
Novela JuvenilHer şey tehlikeli bir hal almıştı Beni ona bakarken yakalamıştı Bana olan ilgisinden nefret ediyordum Benim kim olduğumu biliyor muydu? Ya da ben onun kim olduğunu biliyor muydum? Benim onun peşinde olduğum gibi Oda benim mi peşimdeydi? ∞ Teyz...