⏤ keshi, us
Annem ve babam ile birlikte evden çıkarken elimle saçlarımı düzelttim. Kalbimin ne kadar hızlı attığını hissedebiliyorum, göğsüme sığmıyor sanki. Babam montunu gidiyorken annem de kapıyı açmış botlarını ayağına geçiriyordu. "Sadece biz mi olacağız orada?" diye sordum anneme. Spor ayakkabılarımı giyiyordum."Evet. Yumjin kalabalığın gittiğini söyledi. Siz Taehyun ile tepedeyken birlikte evi toparlıyorduk."
Tepeye gidemedik ama belirtme gereği duymadım. Taehyun ile iki saat öylece yağmurun altında oturduğumuz durakta sohbet etmiştik. Yağmur hava kararmaya başladığında durduğu için geç olduğunu düşünüp eve dönmüştük. Ona söz verdim, başka zaman tepeye çıkacağız.
Babam bakkalı kilitlemişti. Havada yine yağmur az az yağıyorken Yeonjunların evine gidiyorduk. Yumjin teyze çağırmıştı. Annem günlerdir Yumjin teyze ve Taehyun'un annesine yardım etmek için gidip duruyordu o eve. Kasabadaki çoğu kişi Taehyun'un ailesini tanımasa bile Yumjin teyzenin akrabası oldukları için taziyeye geliyorlardı. Annem de bu süreçte çok yardımcı olmuştu.
Şemsiyemi açarken anneme uzattım. İkimiz birlikte bir şemsiyenin altına girerken, babam açtığı şemsiyenin altında yalnızdı. Evden çıktık, beş dakika sürmezdi varmamız. "Taehyun ile anlaşabildiniz mi?"
Kafamı kaldırıp anneme baktım. Bana bakıyordu o da. Babam yanımızdan yürürken şemsiyesini biraz yukarı kaldırmıştı. Bu şekilde yüzümüzü görebiliyordu. Ellerimi birbirine sürterken annemi yanıtladım. "Ben iyi anlaştığımızı düşünüyorum. Sessiz biri. Ama çok düşünceli." Bugün birlikte güzel vakit geçirmiştik. Bir kaç saat oturduğumuz o durakta öylece sohbet edip yağmuru izlemek beni çok keyifli hissettirmişti. Eminim o da iyi vakit geçirdiğini düşünüyordur.
"Düşüncelidir, nasıl olmasın? Kardeşi ve annesi de sürekli düşüncelere dalıp duruyor. Bu ani kayıp hepsini sarsmış. Çok üzülüyorum onlara baktıkça."
Annem doğru söylüyordu. Bir kayıp yaşayan aile, nasıl toparlanacaklarını bilmeden günlerini ağlayarak geçiriyordu. Var olan bir düzenleri şimdi darmadağındı. Ve benim yapabileceğim tek şey, büyük oğulları burada olduğu sürece mutlu hissettirecek şeyler yapıp onun yanında olmaktı. Çünkü elimden başka bir şey gelemezdi.
Hava iyice kararırken saat henüz erkendi, kış vaktine giriyorduk. Annem zile bastı. Kollarımı göğsümde bağlayarak bekliyordum. Kalbim hala çok hızlı atıyordu. Biz ailecek hep Choilerin evine gelirdik. Ben Yeonjun ile birlikte onun odasında vakit geçirirdim, annemler salonda olurdu. Bazen oyun oynardık, resim çizerdik ya da kitap okurduk. Yumjin teyze gelip bizi azarlayınca ders kitaplarını açardık. Ama aylar öncesinde kalmıştı hepsi. Özlediğimi hissettim. O günleri özlüyordum.
"Hoşgeldiniz, içeri gelin lütfen. Biz de sizi bekliyorduk." Yumjin teyze kapıyı açtığında selamlaşıp içeri yürüdük. Evin içine girince soğuk havadan uzaklaşmak içimi ısıttı. Kahverengi kazağım beni sıcacık tutuyordu şimdi. Yumjin teyze babam ile annemin ceketlerini alıp asarken bana döndü. "Sen kimdin? Tanışıyor muyduk?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
angel 秋
Fanfictionsadece aşktan ve güvensizlikten ibarettik. güvensizlik kabardıkça kabarmış, aşk ise parçalanmıştı. yağmur bir daha yağmamak üzere durmuştu, dilek fenerlerimiz daha uçarken uzaklaşmıştı birbirinden. sözler tutulmadan unutulup gittiğinde, anılar kalmı...