✦ yirmi sekizinci bölüm

240 50 63
                                    

tove lo, thousand miles

Dersimizin boş olmasını fırsat bilebilirdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Dersimizin boş olmasını fırsat bilebilirdim. Hala kafamda cümlelerimi toparlamakla uğraşıyordum. Gergindim. Ayağımı oturduğum masada sallıyorken yanımda oturan Taehyun'un bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Saniyeler sonra sağ bacağımın üzerinde elini hissettim. İrkildiğimde ona dönmüştü bakışlarım.

Ona bakmamı istediği için bana temas ettiğini anladım, elini çektiğinde. "Melek bir şey mi oldu?"

Nefesimi seslice verdim. Bileğimdeki tokamı çıkarırken ona çevirdim vücudumu. "Yeonjun ile konuşmalıyım. Bu konuyu düşünüyordum. Son dersimize geçmeden konuşmak istiyorum artık onunla."

Sınıfın içindeki uğultu beni daha fazla geriyordu. Pencereler açık olduğu için soğuk hava hissediliyordu. Taehyun'un kaşları havalandı. Gözleri saçlarımı toplayan ellerimdeydi. Çok sıkı olmadan gözlerimin önüne düşen kahverengi tutamlarımı tepemde toplamayı bitirdikten sonra ellerimi indirip masanın üzerine koydum.

Taehyun yanağının içini dişleriyle ezerken gözleri hala ellerimde olsa da odaklanmıştı bir şeye. Ne düşünüyordu? Bana yanıt vermediğinde ayağa kalktım. Taehyun hissettiği hareketlilik ile kafasını kaldırıp bana baktı. "Nereye?"

"Söyledim ya, Yeonjun ile konuşacağım."

Taehyun kolumdan tutup beni yeniden yanına oturttu. Gitmeme engel olmasıyla kaşlarımı çattım. "Noldu?"

"Ona tam olarak ne söyleyeceksin?"

"Eskisi gibi arkadaş kalmaya devam edebileceğimizi. Bunun için bir engel yok artık, biliyorsun."

Sol elini enseme doğru uzatırken sıcak parmak uçlarını saçlarımın arasında hissettim. Okşadı hafifçe. Yüzünde bir gülümseme vardı. "Biliyorum." dedi ona olan hislerimi dile getirmiş olmamı anlayarak.

"Öyleyse hemen gidip konuşmalıyım." Yeniden ayağa kalktığımda Taehyun bu sefer kolumu tutmadı ama sıradan çıkmam için ayağa kalkması gerekiyordu. Yerinden kıpırdamadığında bana ikinci sefer engel oluyordu. Anlayamıyordum, neden istemiyor gibi davranıyordu? Aramızdakileri kesinleştirmemi istemiyor muydu?

"Melek gerek var mı onunla konuşmana?"

Şaşırdım. Hatta fazla şaşırdım, kaşlarımı çattığımda şaşkınlığım ile güldüm. "Taehyun onunla konuşmadan bu konuyu nasıl halledebilirim?"

Arka sıralara oturan çocuklardan biri pencereyi kapatsınlar diye gür sesiyle bağırdığında kız öğrenci söylenerek kapattı pencereyi. Hem tam pencerenin altındaki kaloriferlerin üzerine koydukları ellerini ısıtıyorlar, hem de pencerenin açık kalmasını istiyorlardı. Onlarla pencere tartışmasına geçen sene girdiğimi hatırladım.

"Boşver." dedi bana bakıyorken. "Birlikteyiz. O da anlamıştır."

Saçmalıyordu. Yeonjun ile aramı düzeltmemi istemiyor muydu? Cümlelerinden çıkardığım anlam sinirlendirdi beni. Öyle ki, hemen önümüzde oturan Nayeon'un bizi dinlediğini bildiğim halde umursamayarak sırama oturup Taehyun'a sesimi yükselttim. "Sen neden istemiyorsun Yeonjun ile aramızın düzelmesini? Bunun o gün duyduğum tartışmanız ile bir alakası mı var?"

angel 秋Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin