Hayır Demek

58 0 2
                                    

Hayır Demek Ne Hissettirir?
Suçluluk, eleştirilme, yalnız bırakılma, terk edilme, vicdan azabı, korku, suçluluk, utanma, mahcubiyet, öfke hissediyorsanız siz hâlâ bir Sayın Evet’siniz demektir.
Çünkü hayır demek, özgüven, rahatlık, hoşluk, eminlik, huzur, sükûnet, şefkat hissettirir.
İnsanın kendi varlık ve benlik sınırına sahip çıkması, koruması ve saygı duyması kişisel alanına ve yaşamına gösterdiği saygı ve şefkattir. Kendine karşı saygılı ve şefkatli bir birey, başkaları tarafından da olduğu gibi görülür ve kabul edilir.
Hayır diyememek öfkeye yol açar. Kendi eliyle kendi varlık ve benlik sınırını ihlal etmiş bir birey, kendine saygısızlık ve haksızlık ettiği için vicdanen rahat değildir ve öfkeyle doludur. Olmak istediği kişi olamamış, olmak istemediği biri gibi davranmak zorunda kalmış, özgüven ve kararlılık gösteremediği için suçluluk ve mahcubiyet hissediyordur. Kendiyle bu denli kavgalıyken, başkasından saygı ve şefkat görmesi mümkün değildir.
Hayır Demenin Bedeli Nedir?
Hayır dediğiniz her noktada hayat resminizi sağlam bir çerçevenin içine almış olursunuz. Hayırlarınız hayat çerçevenizdir. Çerçevesiz bir hayatsa dağılmaya meyillidir.
Sağa sola, aşağı yukarı... Ne yana çekilirse o yana giden amaçsız bir kayık gibidir. Amaçsızca sağa sola savrulmadan, hedeflenen limana varmanın yolu küreklere asılmaktır. Ne tarafa gideceğinize ancak siz karar verirsiniz. Hayatı güzel ve iyi yönleriyle yaşama çabanız küreklere asılma çabanız gibi vazgeçilmez olmalıdır. Nasıl ki küreklere asılmaktan vazgeçtiğiniz an okyanusta bir bilinmeze sürüklenmeye başlarsınız, işte tıpkı bunun gibi hayatı iyi ve güzel yönüyle yaşama çabanızdan caydığınız an, sonsuz bir bilinmezlik ve başıboşluk kendini gösterir.
Artık akıntı nereye sürüklerse kaderiniz oraya gitmeye mahkûmdur. Kendi yaşamınız üzerinde kendi iradenizin tek kelime hakkı yoktur. Belki bir buzdağına sürükleniyorsunuzdur belki bir girdaba...
Hayır dememize alışkın olmayanların tepkisini çekmemiz normaldir. Hayatı kendi istedikleri ölçüde şekillendirmek konusunda takıntılı ya da bencil olanlar, hayır sözünü işitmek istemeyecektir kuşkusuz. Hayır kelimesine tahammülü olmayan insanlar karakterlerinde taşıdıkları bazı özelliklerin yanı sıra bazı kişilik bozukluklarına da sahip olabilirler. Belki de hayır kelimesini kullandığınızda sizi en zorlayan insanlar da bu tiptekilerdir. Hayır demenin bedelini bu insanlarla olan ilişkilerinizde daha ağır ödemek zorunda kalabilirsiniz.
Örneğin narsisler hayır sözünden hiç hoşlanmazlar.
Reddettiğinizde, sınırlarınızı çizdiğinizde, her an ve sürekli şekilde birinin isteğini yerine getirmeyi görev bilmediğinizi ifade ettiğinizde, bazı şeyleri yapamayacağınızı açıkladığınızda, kişisel tercihlerinize saygı duyulmasını beklediğinizde tepki alıyorsanız bilin ki karşınızda ya bir narsis ya da narsistik kişilik özelliğine sahip biri var.
Narsisler, hayır demek konusunda sanatkârdırlar. Ancak hayırı duyma konusunda aynı sanatkârlık becerisinden uzaklaşırlar.
İstemedikleri takdirde suyu bir damlacık bile fazladan içmezler.
Kimse için hiçbir şeylerini feda etmezler. Bir dakikaları bile fazlasıyla kıymetlidir. İhtiyacınız olsa bile planlarını bozmak uğruna uzun uzadıya dert dinlemezler.
Dünya etraflarında dönüyordur.
İtaatkâr, uyumlu, yumuşak, şefkatli ve fedakâr insanlarla çok güzel anlaşırlar.
Başkalarının sınırlarını ihlal etmekte oldukça fütursuzdurlar.
Bir narsisi delirtecek en belirgin şey ona hayır demek olur.
Bir narsisin en uyumlu parçası da bağımlı bir insandır. Bağımlı bir insanın kendi sınırlarını koruyamama becerisini bir narsis kendi eğilimleri doğrultusunda başarılı bir şekilde kullanır. “Tek başıma hayatta kalamam” diyen, yardım arayan, başkalarının kararları doğrultusunda hareket eden ve sürekli yardım bekleyen bir bağımlı kişilik, özelim ve öncelikliyim diyerek karşısındakini sömüren ve maniple eden bir narsise boyun eğecektir.
Bağımlı kişilikler, dışlanma ve eleştirilme korkusuyla kendi istek ve duygularını rahatlıkla ifade edemezler. Başkaları tarafından sevilmek için olmadık durumların içine girebilir hatta kendilerini küçük düşürecek şeylere bile evet diyebilirler. Kendi gereksinimlerini sürekli erteleyerek başkalarının önceliklerine hayatlarında yer açamayan bağımlı kişilikler hayır diyememe konusunda büyük sıkıntılar yaşarlar. Hatta neredeyse onların kelime hazinesinde böyle bir kelime yoktur. Kaygılı halleri nedeniyle edilgen bir tutum içindedirler.
Toplumda gördüğümüz ve uyumlu dediğimiz bazı insanların aslında birer bağımlı kişilik olduğunu görmemiz pek de kolay olmaz.
Bir narsisle başa çıkmanın ya da bağımlı bir kişiliğe sahipseniz bazı şeylere karşı koymanın bedelleri vardır.
Tarih hayır diyemediği için büyük kayıplar vermiş nice insan hikâyeleriyle doludur.
Ruhsal ve bedensel çekişmelerin yarattığı gerilimden doğan ince bir ip üstünde atarız yaşamda adımlarımızı. Bazen dengemizi kaybederiz, bazen düşeriz ama yaşadığımız müddetçe yürüyüşümüz hep devam eder.
Yürüyüşümüzü taçlandıracak şey, hayatımızda ve kendimizde yapacağımız düzenlemelerdir. Her şeyi yerli yerinde tutmak elbette kolay değildir ama ortalığın dağılmasına izin vermeden çekidüzen vermeyi de unutmamak gerekir.
Kimler Hayır Diyemez?
“Bazen seçim yaparsın bazen de seçimler seni olduğun kişi yapar.”
Gayle Forman 1. Sınırlarını Koruyamayanlar Evinize, yazlığınıza, işyerinize ya da arabanıza başkasının izinsiz girmesini istemezsiniz değil mi? Hatta bunu her kim yaptıysa polisle peşine düşer, yasal haklarınızı ararsınız.
Peki ya söz konusu ihlaller kişiliğinize karşı yapılırsa ne olur?
Sert yaptırımlara başvurmazsınız değil mi? Ne de olsa kişiliğinizin sınırları görünmezdir.
Peki siz bile kendi sınırlarınızı koruyup kollamakta yeterince emin değilken, başkalarının bu ince çizgileri aşmasına nasıl engel olacaksınız?
Sınırlarınız, sınırlarınız, sınırlarınız deyip durduk şimdiye kadar. Haklısınız...
Nedir ama şu “sınır” dediğimiz şey?
Gözle görülemez, elle tutulamaz şeyler mi?
Aslında gayet net ve belirgin...
Hadi biraz yakından bakalım...

Hayır Diyebilme Sanatı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin