Çatışmadan kaçınmak için başkalarını memnun etme çabasına düşmüşseniz, hayır demekte zorlanıyor olabilirsiniz elbette.
Başkalarının algısında yarattığınız “geçimli insan” imajının sarsılmaması ve sevilmeme kaygılarınızdan dolayı her şeye evet demenin size huzur ve güven verdiği yanılgısına düşmüş olmanız muhtemel...
Alttan almak, uyumlu olmak toplum tarafından da onaylanmış bir davranış kalıbıdır ve sorun yaratmaktan uzak bu kalıplar iş yaşamında ve ilişkilerde de çok zaman teşvik edilir.
Anneler kızlarını “ideal eş” olarak yetiştirirken “Uyumlu ol, sesini çok çıkarma, alttan al ki evin geçimi olsun, göze batma ki uğraşanın olmasın” gibi nasihatlerde bulunurlar. Aynı şekilde babalar da oğullarına özellikle iş yaşamında fazla çıkıntılık yapmamalarını öğütler.
Başkalarını memnun etme hali iyi insan olmakla aynı şeymiş gibi algılanır çoğunlukla...
Elbette “iyi insan” olmak önemlidir ama “kendin olmak” daha da önemlidir.
Çatışmalardan kurtulmak için her şeye evet demek, kısa süreli çözümlerle anlık rahatlamalar sağlayabilir.
Çatışmadan kaçınmak geçici bir çözüm gibi görünse de öfke, mutsuzluk, özgüvensizlik ve depresyona yol açar.
Ancak çatışmadan kaçınmak için söylenen her evet çok daha büyük öfke patlamalarının ve tartışmaların habercisidir aslında.
Çatışmadan kaçınmak için her şeye evet diyen kişi görünürde karşısındakinin tepkisinden korkuyor gibidir ama reaksiyonun temelinde kaybetme ve terk edilme korkusu yatıyordur aslında. Oysa çatışmak, aynı fikirde olmamak, bir konuda biriyle ters düşmek, ortak paydada buluşamamak, uzlaşamamak kesinlikle “kaos” değildir ya da bir kaosa neden olmamalıdır.
Kimse diğeriyle aynı görüşte, aynı eylemde, aynı hedefte olmak zorunda değil... Biri ötekine benzemiyor diye başkasına küsmek ya da onunla çatışmaya girmek kulağa mantıklı geliyor mu?
Hayır...
Gayet çocukça değil mi?
O halde birinin söylediğinin aksine bir görüş ve tutum içinde olduğunuzu ifade etmeniz neden dünyanın sonu olsun ki?
Kimseyi ikna etmek zorunda değilsiniz.
Ancak karşınızda özel bir tutum varsa işin rengi değişir elbette.
Mesela bir kişilik bozukluğuyla karşı karşıyaysanız ne yapacaksınız?
Karşınızdakinin amacı farklı fikirlerle medeni ve hoşgörülü şartlar altında tartışmak değildir zaten.
Öfkelenmeye, kavga etmeye hatta belki şiddete bile meyilli olabilir ki bu tip kişilik bozuklukları karşısında öncelikle bedensel sınırlarınızı korumakla yükümlüsünüz. Onun karşısında varlık ve benlik alanı yaratmak yerine, sahneden çekilmeyi tercih etmeniz, verebileceğiniz en sağlıklı karar olur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayır Diyebilme Sanatı
Non-FictionMüthiş Psikoloji tarafından yazılmıştır Gerçekten "özgür" müsünüz? Dilediğiniz zaman dilediğiniz yemeği yiyebiliyor olmak mıdır sizce özgürlük? Toplumsal hiçbir baskı hissetmeden içinizden geldiği gibi giyinebiliyor olmak mı yoksa? Canınızın istediğ...