İSTEDİĞİNİZ FAKAT ALAMADIĞINIZ KİTAP ADI YAZINNEsin’in bir varlık ve benlik alanı yok aslında. Üstelik bunu bir yaşam düzeni olarak kabul ediyor. Hayat sadece böyle akarmış gibi...
Sevdiklerinin ona aniden ihtiyacı olabilir kaygısıyla geceleri yatarken cep telefonunu bile kapatmıyor. Öğrencilik yıllarından beri başkalarının önceliğine alan yarattığından kendiyle ilgili önceliklere sahip değil...
İyi eğitimli, başarılı bir çalışan ve ebeveyn olduğu halde özgüveni yok.
İşyerinin aracıyla kimsenin işini halletmek zorunda olmamasına rağmen çalışma arkadaşına hayır demekten çekiniyor, çünkü belli ki ofiste hakkında konuşuluyor ve Esin kimsenin kötü eleştirilerine, yergilerine maruz kalmak istemediği için arkadaşının yersiz isteklerini bile geri çevirmiyor. Sınırlarının ihlal edilmesine öylesine izin vermiş ki, alt pozisyonunda çalışan biri bile özel işlerini halletmek için uygunsuz saatlerde onu arama cüretini bulabiliyor kendinde.
Esin, bu esnek tutumu sayesinde işyerindeki huzurunu koruyacağına inanmış bir kere. Kimseyle arası kötü olmasın diye, özel alanının fütursuzca istila edilmesine fırsat veriyor.
Nasıl bir anne olarak göründüğüyle ilgili kaygıları var ancak sınırları öylesine istila edilmiş ki çocuğuyla sağlıklı ilişki kurmakta zorlanıyor. Öncelikleri net ve tutarlı olmadığından, çocuğuna karşı sorumlulukları başkalarının ondan taleplerine göre öne alınabilir ya da ötelenebilir bir hal almış. Oysa süreç içinde çocuğun karşılanmayan ihtiyaçları annesinden daha da büyük beklentilerde bulunmasına, ilgi arzulamasına neden olacaktır ki Esin’in çocuğuyla sağlıklı bir sınırı olmadığı için bu kez Ali tarafından da sınırları yüksek ölçüde istila edilmeye başlayacaktır.
Eşi daha büyük bir şirkette, daha büyük sorumluluklar aldığı ve daha fazla para kazandığı için Esin’in ona karşı toleransı giderek genişlemiş. Sınırları bu anlamda da fazlasıyla aşılmış. Oysa Esin de çalışıyor, para kazanıyor, evinin geçimine katkıda bulunuyor ancak eşiyle arasında bu anlamda sağlıklı sınırlar oluşmadığı için ona hayır demekte hayli zorlanıyor hatta kalkışmıyor bile. Kendi yaptığı işi eşininkinden daha az değersiz buluyor, eşinin de bu bakış açısına sahip olmasında bir haksızlık görmüyor.
“Hayır, bu sabah kahvaltı hazırlayamam çünkü benim de yetişmem gereken bir işim var” demeyerek, varlık ve benlik sınırlarına aslında kimsenin saygı göstermemesine bir anlamda kendi fırsat sunuyor.
Bu durumda günü doğru kurgulamak için ihtiyaç duyulan sağlıklı çözüm ne olabilir?
Birlikte bakalım...
1. Öncelikleri doğru sıralamak:
İşimde verimli olabilmem için uykumu iyi almalıyım. Telefonla kimsenin beni yerli yersiz aramasına izin veremem. Uykum benim özel alanım ve tabii ki önceliklerim arasında. O halde gece yatarken telefonumu kapatırım. Bana acil ihtiyacı olabilecek insanlar için ya özel bir numara alırım ya da acil durumlarda aranması gereken kurumların ve kişilerin listesini veririm.
Kimsenin özel işlerini kendi programımı aksatmak uğruna yapmak zorunda değilim. İşyerinden aldığım araç, işe gidip gelmem ve toplantılara yetişmem için bana özel tahsis edildi.
Arkadaşıma “Bu konuda sana yardımcı olamayacağım. Benim başka bir programım var. Hayır, seni almaya gelemem, mümkün değil, yapabileceğim başka bir şey yok” derim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayır Diyebilme Sanatı
No FicciónMüthiş Psikoloji tarafından yazılmıştır Gerçekten "özgür" müsünüz? Dilediğiniz zaman dilediğiniz yemeği yiyebiliyor olmak mıdır sizce özgürlük? Toplumsal hiçbir baskı hissetmeden içinizden geldiği gibi giyinebiliyor olmak mı yoksa? Canınızın istediğ...