“Yumuşak başlı pek çok kişi, tehlikeli veya suiistimalci bir ilişki içinde olduklarını çok geç fark eder. Ruhsal ve duygusal radarları bozulmuş, kalplerini koruyacak yeteneklerini kaybetmişlerdir.”
Henry Cloud Zorbalık, çocukların ve gençlerin dünyasından bildiğimiz bir kavram olsa da hemen hemen hepimizin hayatında bir yerlerde karşımıza çıkıyor.
Psikolojik şiddetin bir davranış çeşidi olan zorbalık özellikle ast-üst ilişkileri söz konusu olduğunda ya da karşılıklı olarak bir güç dengesi sağlanamadığında başvurulan yollardan biri olabilir.
Çeşitli konulara yönelik olarak sürdürülen zorbalıkta amaç, hedefe konulan kişiyi baskı altına almak ve isteklerin yerine getirilmesi için ezmeye çalışmaktır.
Bir zorbaya hayır demek hiç de kolay olmayabilir. Özellikle yöneticiniz veya patronunuzsa kâbus dolu günler yaşıyor olabilirsiniz.
İşinizi ve kazancınızı kaybetme riskiniz yüzünden iradenizi onların ellerine telim edebilir, sınırlarınızın ihlal edilmesine göz yummak zorunda kalabilirsiniz.
Zorbalığa her an, her yerde rastlamak mümkün... Okulda, işte, aile içinde, mahallede, sitede, apartmanda, sosyal hayatta, kafede, restoranda, sokakta, durakta... Her yerde...
Zorbalık, kendini size dayatan insanların sizi bir yerde yok saymasıdır.
Ne fikirlerinizin ne de seçimlerinizin bir önemi vardır onlar için. Dediğim dediktirler. Ayrıca her isteklerini kendilerince haklı olduklarına inandıkları türlü yöntemlerle ısrarla yaptırırlar. Hatta zorlarlar bile. Bu yolda fiziksel ve sözlü tacizden dahi çekinmezler.
Hiçbir zorbalığı kabul etmek zorunda değilsiniz.
Kendinizle ilgili geliştirdiğiniz birtakım yetersizlik duygularına sahip olabilirsiniz.
Hangi konuda kendinize güvenip güvenmediğinizden emin olmanız çok değerli...
Çünkü sırf bu yüzden bile hayır demekten kaçıyor olabilirsiniz.
Yetersizlik duygusuna sahip olup olmadığınızı anlamanızın en kolay ve güvenilir yolu seçimlerinizi, onaylarınızı izlemektir kuşkusuz.
Neyi kolayca onaylıyorsunuz dikkat edin mesela.
Neyi kolayca kabulleniyorsunuz?
Belki bir eğitime gidiyorsunuz ve hocanızın o konuda uzman olduğunu düşünüyorsunuz. Sizden istediği her şeyi yapıyorsunuz ama içten içe birçok şeyi de sorguluyorsunuz. Cevaplarınız yeterince berrak değil... Aslında eğitimden tam anlamıyla tatmin olmuyorsunuz. Bu konuda kendinizi yetersiz bulduğunuz için hocanın her ödevini ya da pratiğini uygulamak zorunda hissediyorsunuz.
Yani aslında yetersizlik hissinizden dolayı yapmak istemediğiniz şeyleri reddetmek konusunda korkak davranıyor olabilirsiniz.
Belki bir ortağınız var, onun bir şekilde isminizi lekelemesinden ya da size para kaybettirmesinden çekiniyorsunuz. Aslında bu ortaklığın içinde kendinizi güvende hissetmiyorsunuz. Yetersizlik hissinizden dolayı kolayca maniple ediliyor olabilirsiniz. Unutmayın ki zorbalar, başkalarına maddi manevi zarar vermek ve kötülemek konusunda oldukça cesaretlidirler. Kapana kısıldığınız hissine kapılarak isteklerinizi ifade etmek konusunda cesaretiniz kırılmış olabilir.
Zorbaların hedefinde genellikle kendisinden daha güçsüz ya da bazı kişilik bozukluklarına sahip kişiler vardır.
Burada “güçsüz insan” derken ne demek istediğimizin üzerinde duralım biraz.
Güçsüz insanı tanımlamak için pek çok tarif yapılabilir. Zayıf karakterli, olumsuz pek çok kişilik özelliğine sahip ve değerlerden yoksun bir insan için de güçsüz insan denebilir. Ama zorbalığa maruz kalan “güçsüz insan” tanımı bunlardan farklıdır.
İnsan olarak her birimiz özel ve eşsiziz. Ancak bazılarımız diğer insanlar tarafından yönlendirmelere daha açık ve savunmasızdır. Onlar kendi fikirlerini söyleme ve arkasında durma cesaretinden çeşitli nedenlerden dolayı yoksundurlar. Manipülasyona daha açık, daha kolay ikna edilebilir bir karaktere sahiptirler. Kendilerine güvenleri yoktur, kararlarını verirken başka insanların fikirlerine bağımlıdırlar. Bu sayılan şeyleri birer kişilik özelliği olarak taşıyor olabiliriz. Ancak bazı kişilerde bu durum kişilik bozukluğu düzeyinde de seyredebilir.
Zorbalar, çabuk öfkelenme, saldırganlık ve güç kullanma gibi davranışlara yönelebilirler ve bu davranışlar güçsüz yapıdaki birinin daha da çekingen kalmasına neden olabilir.
Burada bir kısırdöngünün altını da çizmek gerekir. Zorbalar çekingen insanlar üzerinde kolay bir denetim sağlayabildikleri gibi, özellikle genç yaşlarda uzun süreli zorbalığa maruz kalan bir kimsede çekingenlik ileri düzeylerde seyrederek çekingen-kaçıngan kişilik bozukluğuna neden olabilir.
Nedir çekingen-kaçıngan kişilik bozukluğu bakalım.
Diğer insanlarla iletişime girmekte zorlanan çekingen-kaçınganların temel duyguları aşırı utangaçlık, yetersiz ve değersiz hissetme, reddedilmeye karşı aşırı hassaslıktır. Toplum içinde bir şey yapmaktan veya olumsuz değerlendirilmekten utanırlar ve özgüven eksikliği yaşarlar. Bu kişiler için reddedilme ve kaybetme duyguları çok acı verici olduğundan genelde yalnız kalmayı tercih ederler.
Sosyal yaşamda ve özellikle de iş yaşamında oldukça zorluk çekerler.
Çekingen kişilik bozukluğuna sahip kimselerin öne çıkan kişilik özelliklerinden birisi de pasif olmalarıdır. Halihazırda kurmakta zorlandıkları ama bir şekilde bağ kurdukları insanlarla olan iletişimlerinde kabullenen ve uyum sağlayan edilgen bir tutum sergilerler. İsteklerini ifade edemezler.
Olumsuz bir tepkiyle karşılaşmamak adına hayır diyemezler, kendi istek ve kararlarını söyleyemezler. Reddedilmemek için geliştirdikleri aşırı duyarlılıktan dolayı onlardan isteneni yaparlar. Bu durum öyle bir hal alabilir ki kendilerini bile tamamen silebilirler ve kendilerinden büyük tavizler verirler.
Onlar için reddedilmenin korkutucu ihtimalinden kaçmanın bir yolu sosyal ortamlardan uzak durmaktır ancak sosyal hayata dahil olduklarındaysa artık sınırlar onlar için kaybolmuş demektir. Zaten sınır tanımaz bir zorbanın çekingen kişilik bozukluğuna sahip bir kimse üzerinde saltanat kurması pek de zor olmaz.
Bir zorbanın üzerinde kolaylıkla hâkimiyet kurabileceği kimselerden bir diğeri de bağımlı kişilik bozukluğu taşıyanlardır. Önceki bölümlerde anlattığımız gibi bağımlı kişi, boyun eğicidir. Tek başına hayatta kalamayacağına kendisini ikna etmiş bağımlı kişilik, kendisiyle ilgili kararları başkalarının almasını bekler.
Edilgen bir yapıda olduklarından hayır demekte zorlanırlar.
İster birer kişilik özelliği olarak ister kişilik bozukluğu olarak yerleşmiş inanç, davranış, strateji ve duygulanımlar zorbalar tarafından işlerine geldiği gibi kullanılabilir ve maniple edilebilirler.
Siz olaylar büyümesin diye sessiz ve tepkisiz kaldığınız sürece duygusal zorbalar, üzerinize daha da fazla geleceklerdir. Her durumu kabul ediyor ve tolere edebiliyor olmanızla beslenerek, güç alacaklardır.
Bir duygusal zorbanın psikolojisine yakından bakmak ister misiniz?
Duygusal zorbaların her davranışlarının altında çeşitli psikolojik nedenler yatıyor olabilir. Bu nedenler arasında şunlar sayılabilir:
Ailesinde fiziksel ya da duygusal zorbalığa maruz kalmış olması.
Saldırgan ve dürtüsel bir kişilik yapısına sahip olması.
Kendini güçlü ve iyi hissetme isteği.
Empati kurma yeteneğinden yoksun olması.
Sosyal ve iş yaşantısına kendini kabullendirme çabası.
Sosyal beceri ve iletişim kurmada yetersiz olması.
Kendini kanıtlama çabası.
Konuyla ilgili yapılan bazı psikolojik araştırmalar, duygusal zorbaların mutsuz insanlar olduklarını ortaya koyuyor.
Zorbalar, başarısız olduklarını düşünürler ve özgüvenleri zayıftır. Bu yüzden hedeflerinde de yerinde olmak istedikleri insanlar vardır.
Duygusal zorbalar, isteklerini gerçekleştirmek için karşısındakini fazlasıyla zorlarlar.
Ağır işler yükleyebilirler. İstenmedik durumlara maruz bırakabilirler.
Giyiminizi, tavırlarınızı, hareketlerinizi bile sürekli kontrol altında tutmaya çalışırlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayır Diyebilme Sanatı
No FicciónMüthiş Psikoloji tarafından yazılmıştır Gerçekten "özgür" müsünüz? Dilediğiniz zaman dilediğiniz yemeği yiyebiliyor olmak mıdır sizce özgürlük? Toplumsal hiçbir baskı hissetmeden içinizden geldiği gibi giyinebiliyor olmak mı yoksa? Canınızın istediğ...