Kendinize Hayır Diyebiliyor musunuz?

14 0 0
                                    

“Hararet nardadır sacda değildir keramet baştadır tacda değildir her ne arar isen kendinde ara Kudüs’te Mekke’de hacda değildir...”
Hacı Bektaş Veli “Kendini bil.”
Apollon Tapınağı’nın kapısında yazar bu cümle. Dünyanın sayılı tapınakları arasında sayılan, kutsal bir yol üzerine kurulmuş bu yerin kapısında sizce neden bu cümle yazar?
İnsan dar sınırlarda yaşar. Biyolojide homeostasis kavramını özetleyen bu cümle, canlıların fizyolojik olarak vücutlarında meydana gelen her türlü değişikliğe karşı var olan dengenin korunması anlamına gelir.
Bedenimizde, iç mekanizmalarımızda işleyen bu kanun aslına bakarsanız dış dünyamızda da çalışır. Yaşamımız bir denge içinde sürdürülmelidir, aşırı uçlarda yaşamanın bedelleri vardır.
Kendi kendimize de hayır deme zorunluluğumuz var. Abartılı yönelimler, aşırıya kaçan davranışlar, sınırları belli olmayan arzular, takıntılar, yanlış yürünen yollar kendi kendimizin içsel sınırlarını zorlamaktan ortaya çıkar.
Oldurmaya çalıştığımız her şey, zorladıklarımız hem bedensel hem de ruhsal olarak erozyona uğratır bizi.
Kendinize hayır diyemediğiniz noktalar var mı? Bunlar neden kaynaklanıyor olabilir?
Yoksa özdenetim yoksunluğu mu çekiyorsunuz?
Yaşam boyunca sahip olmamız gereken özelliklerden biri özdenetimdir. Başka bir ifadeyle kendi kendimizi denetleme, kontrol altında tutma, aşırı ve zararlı olandan kaçınmadır. Hayır diyememenin nedenlerinden birisi de geliştirilemeyen özdenetim yoksunluğudur. Özdenetiminiz yoksa belli amaçlar uğruna hayır demekten uzaklaşırsınız. Örneğin zararlı alışkanlıklar, aşırı yemek, aşırı spor, aşırı çalışma gibi yönelimler üzerinizdeki kontrolünüzün kaybolduğunun habercisidirler. Tüm bunlara evet dediğinizde denetleme imkânını yitirir ve kendinizi kısıtlayarak bir anlamda kendinize hayır diyemezsiniz.
Hayır demek reddetmek değil sahiplenmektir. Kendi sınırlarınızı belirlemek ve kendi benliğinizi sahiplenmektir.
Kapasitenizin yeterince farkında mısınız?
Her anlamda kapasitenizin farkına varın. Yapabileceğiniz işler için zihinsel ve fiziksel, ilişkiler içinde duygusal bir kapasiteniz var. Kapasitenizi aşmaya zorlayan her şey için hayır kelimesini kullanmaktan korkmayın.
Geçmiş deneyimlerin esiri mi oldunuz?
Hayatta yolumuza taş koyan engel kendimiz olabiliriz. Kendi sorunlarınızla, bulanık düşüncelerinizle meşgul olduğunuzda geçmişe takılıp kalır ve içinden geçtiğiniz zamanı izleme becerinizi yitirebilirsiniz. Zaman zaman hepimiz geçmişin kuyusuna ineriz. Can sıkıcı şeyleri bulur ve onlarla oyalanmayı tercih ederiz. Bize bunu kimse dikte etmez ancak kendimizle verdiğimiz mücadelede başarısız oluruz. Kendimizden doğan olumsuz duyguların ve yönelimlerin farkına varıp bunları ayrıştırmak için yerine getirmemiz gereken cesareti gösteremeyiz. Ancak bu büyük sorumluluktur, kendimiz için yapmamız gereken bir sorumluluk...
Sizin için hayır demek kusursuzlukla eşdeğer mi?
Kendimize yönelik geliştirdiğimiz “kusursuz olma takıntısı” hayırlarımızı engelleyebilir. Kendimizi bir süper-kahraman peleriniyle hayal etmek oldukça havalıdır ancak yere çakılma ihtimalimiz oldukça yüksektir. Yaşamın her alanında, her an herkese yetebilecek kadar kusursuz olmadığınızı kabullenmeniz sizi her evet dediğinizde üzerinize alacağınız yüklerden kurtarır. Kendinizi bu rol modele fazla kaptırdığınızda büyük bir yanılsamaya düşersiniz.
Kendinize yönelttiğiniz acımasız tavra hayır diyemiyor musunuz?
Kendimize hayır demekte çok zorlandığımız noktalardan biri de kendimize yönelttiğimiz iç gözlerimizdir. Bu iç göz bazen kontrolden çıkar ve kendi kendimizi gereksiz ve aşırı düzeyde eleştirmeye başlarız. Çoğu zaman başkalarına söylemeye cesaret edemediğimiz en sert kelimeleri kendimize yöneltir ve yıpranırız. Başkasına nazik olma çabalarımız nereye kaybolur da zalimce kendimizi yargılar ve suçlarız? Çok klasik bir örnektir ama bu gibi durumlarda içimizdeki çocuğa sarıldığımızı hayal etmek kendimize karşı takındığımız acımasız tavrı sona erdirmede oldukça etkilidir.
Zihninizi susturamıyor musunuz?
Aşırı düşünme de kendimize hayır demekte zorlandığımız şeylerden biridir.
Yapılan çalışmalara göre gün boyunca zihnimiz ortalama 70.000 düşünce üretir.
Aşırı düşünme panik, kaygı, stres gibi olumsuz duyguları tetikler. Düşüncelerin esiri olduğunuzdaysa anda kalmaktan ve yaşamın tadını almaktan uzaklaşırsınız.
Zihninizi dinginleştirmenin yollarını kovalayın. Spor, hobiler, yürüyüş ve kendinizi arıtacağınız aktiviteler... Bazen de sadece durmak ve bir manzarayı seyretmek...

Kendinize hayır diyemediğiniz şeylerin altında yatan nedenler neler olabilir?
Bunlar sizde ne gibi duygulara ya da davranışlara yol açıyor bunları fark edin.
Sizi aşırı kaygılı, öfkeli, üzüntülü ya da depresif hissettiren şey nedir? Bedeniniz ve ruhsal dünyanızdaki yansımalar sizin duygularınızdır ve duygularınız bir şeyler olduğu için ortaya çıkarlar. Peki duyguları ortaya çıkaran şey nedir?
Örneğin üzgün olduğunuzda mı gece yarısı dahi olsa buzdolabının kapağını açmaya yöneliyorsunuz? Yeme dürtünüzü alevlendiren şey üzgün olmanız diyelim, peki üzgün olmanıza neden olan şey ne? Bu sizin zihninizde takıldığınız ya da belki büyüttüğünüz aşırı bir düşünce olabilir mi? Ne hissettiğinizde alkole sığınma ihtiyacı duyuyorsunuz? Örneğin öfke duygunuzu yatıştırmanın size göre en etkili çözümü alkol almak. Peki sizde öfke yaratan durum ne? Gün içinde patronunuzla sürekli didişmeniz mi? Eşinizin sizi anlamaması mı? Maddi kaygılar mı?
Sorunların köklerini bulmak onları çözmek için de adım atabilmenizi sağlar.
Farkındalık geliştirmek, iyileştirici bir tavırla sorunların üzerine gitmek size zarar veren yönelimlere de bir anlamda hayır demenize yardımcı olacak büyük bir adımdır.
Kendinize dair kontrolünüzü yitirdiğiniz alanları keşfedin. Hayır demekte zorlandığınız şeyler aslında içsel olarak sizin kendinizde bir şeyleri eksik, sorunlu ve yanlış görmenizle ilgilidir. Aslında bir anlamda ihtiyaç duyduğunuz bir şeyi gizleme çabasıdır. Peki neye ihtiyacınız var? Sizi bu dürtülere yönelten temel gereksinimleriniz neler? Sevilmek mi istiyorsunuz, yalnız kalmaktan mı korkuyorsunuz ya da kaygılarınız belli durumlarda kontrol edilemez hale mi geliyor?
Karşılaşabileceğiniz olumsuzluklardan uzak durmak için sığınacağınız limanlar belki de yanlış limanlardır. Onlar belki de temelde size ihtiyacınız olan şeyleri vermeyecekler. Siz bunlara evet derken gerçek ihtiyacınız olan şeyleri elinizin tersiyle itiyor olabilirsiniz.
Kendinize hayır diyemediğiniz şeylerin hayatınız üzerindeki yansımalarını okumak belki de bunlardan vazgeçmeniz için en etkili yöntemdir. Çünkü aşırılık her ne şekilde olursa olsun başka bir yerde zayıflık getirir. Fazla yemek yerseniz sağlığınız bozulur, fazla alkol tüketirseniz ilişkileriniz zedelenir, zamanı doğru yönetemediğinizde çuvallarsınız, aşırı para harcarsanız ay sonunu getiremezsiniz. Bunlarla yüzleşmek belki de kendinize nelerde hayır demeniz gerektiğini size doğru bir şekilde anlatır.
Hayır diyememe sorununuz yakınlarınızdakiler için de bir külfettir. Sorun yaratacak düzeyde evet deme alışkanlığınızın olması sizi gerçekten seven ve destekleyen insanların gözlerinin sürekli üzerinizde tutulmasına yol açar. Elbette onların en büyük derdi sizi korumak ve üzülmenizi engellemektir. Ancak sizin evetleriniz onları da kuşatır. Üzerinizde sizi kontrol edici ve engelleyici tavırlar hissetmenize neden olurlar.

Hayır Diyebilme Sanatı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin