24. Düğüm

1.6K 151 19
                                    

İyi okumalar...

İnsanın en olmayacak dediği bir gün, hayatının parçası hatta hayatı olabiliyormuş. Yarının bir garantisi olmadığını fark ettiğin an, gece yastığa başını koyduğunda " Buna da şükür." Deyip kapatıverirdi gözlerini.

Kabullenmek? Alışmak? Sıradanlaşmak?
Ya da kader deyip bir nedene bağlamak.
Bağlıyordu işte insan, bel bağlıyordu, umudunu, gönlünü, kaderini...

Bir yıl için on yedi yılı yakınca anlıyordu insan, her şeyin bir gecede alt üst olduğunu.
Bir çift kara gözün, hayal kırıklığını...

Hayatı boyunca taşıyacağı o yükü, utancı.

" İsterseniz geçen haftanın özetini geçelim. Nelerden konuştuk..." Diye başlayan kadının gülümseyen yüzüyle gülümsemeye çalıştı.

" Olur." Dedi sessizce. Elleri geçen haftaya göre daha gevşemişti ama bedeni hâlâ gerginliğini koruyordu.

" Evet, henüz yirmi bir yaşındasın." Dedi kadın gülümseyerek, ellerini masanın üzerine kavuşturmuş tam karşısındaki genç kadına bakıyordu.

" Dört yıldır da evlisin. Ve iki yaşında bir kızın var." Diye devam etti. " Adı neydi prensesin?"

" Ece." Dedi kız belki de geldiğinden beri ilk kez parlamıştı gözleri kızının ismini söylerken.

" Gerçekten de prensesmiş." Dedi kadın, ismin anlamını kastederek.

" Öyle." Dedi sadece.

" Hümeyra." Dedi kadın içtenlikle.
" Bu söylediklerim mesleki açıdan doğru değildir belki ama henüz çok gençsin. Hatta çocuğum yaşındasın. Seni böyle karşımda görünce onu görüyormuş gibi hissediyorum. "

Devam etti. " Bu yüzden danışan ve doktordan ziyade iki arkadaş gibi bazen de bir anne kız gibi sohbet etmek istiyorum seninle. Senin için de uygun ve sakıncası yoksa? " Diye sorduğunda, kızın biraz olsun rahatlamasını istiyordu.

Onun söylemediği her şey gözlerinde değil boğazına bir yumru olup kalıvermişti.
Hümeyra'nın boğazında hissettiği şişlik onu bir hastane odasının kapısına getirmişti ancak yapılan tüm tahlillere rağmen hiçbir şey çıkmamıştı. Doktorun ona, " Bir psikatri servisine görünseniz fena olmaz." Demesiyle buradaydı. İkinci seansıydı.

" Uygun." Dedi yeniden. " Normalde hastalar kendi isteğiyle ya da birinin önerisiyle geliyor ki sen deİrfan Bey'in sevkiyle geldin." Dediğinde onayladı Hümeyra da.

" Nasılsın Hümeyra?" Diye soran kadınla, Hümeyra ne yapacağını ne diyeceğini bilemeyip kaldı öyle. En son ne zaman duymuştu bu soruyu diye düşündü. Bulamadı cevabını tıpkı sorunun cevabını bilmediği gibi. Ama mecbur bir" İyiyim." de çıktı ağzından.

Kadın üstelemedi, gülümseyerek
" Güzel." Dedi sadece.

" Neler yapıyorsun, çalışıyor musun?" Diye sorduğunda amacı da Hümeyra'nın sohbete alışmasını istiyordu.

" Hayır. Evdeyim kızıma bakıyorum." Dedi ama bu cümlede bıkkınlık ya da isyan yoktu. Sanki Hümeyra göre de olması gereken zaten buydu. Küçüktü daha kızı en çok anneye ihtiyacı olan yaşlardı. Hoş, insanın her zaman bir anneye ve babaya ihtiyacı olurdu. Babaya... Yutkundu kız. Toparlanıp kadının yüzüne baktı tekrar.

" Peki, hiç çalışmayı düşündün mü?" Dediğinde, " İstedim aslında ama eşim pek olumlu bakmadı." İzin vermedinin kibarlaştırılmış haliydi aslında dedikleri.

" Anlıyorum, neden peki? Kıskanç mıdır ya da kısıtlayıcı?"

Derin bir nefes aldı Hümeyra.
" Evliliğin ilk yıllarında öyleydi. Biz ailesiyle beraber yaşıyoruz. Bir kız kardeşi var o evlenmeden önce, ancak ikimiz çıkabiliyorduk." Dedi kız. Zordu o zamanlar, yaşı daha küçüktü yıllardır belirli sokaktan geçtiği bir şehirde yaşıyordu artık.

" Anladığıma göre artık bu durum böyle değil." Diye tehit etti kadın.
" Evet. Daha sonra bu bana saçma gelmeye başladı. Sürekli bir yere gitmek için kardeşini beklemem gerekiyordu o da işini bana göre ayarlamak zorunda değildi.
Eczanede çalışıyor eşim bir gün tek başıma yanına gittim. Beni tek görünce şaşırdı. Nilgün'ü sordu. Ben de her yere onunla mı gideceğim? Dedim. Ne ben onunla bir yere gitmek zorundaydım ne de o." Dedi Hümeyra.

" Peki eşinin tepkisi ne oldu? Bu arada eşinin ismi neydi?" Diye sordu.

" Taner." Dedi kız. Kalbinin ritmi değişirken.
" Kabul etti. Ben de bu kadar çabuk olmasını beklemiyordum ama haklısın dedi."

" Güzel olmuş. Senin de onun belirlediği sınırlar içinden çıktığın ilk an diyebiliriz ne dersin?" Dediğinde Hümeyra da başını salladı onaylayarak.

" Evet ama ben o an kendime çok kızdım. Neden o zamana kadar sustum diye. Neden daha önceden buna tepki vermedim diye. Ben alışık değildim o zamana kadar. Böyle büyümedim. Babamdan böyle görmedim. Ama ona sustum. Kavga olmasın, huzur bozulmasın diye sustum." Dedi kız.

" Anlaşılan bu ilk sustuğun şey değildi?" Dedi kadın sorarak.

O an, Hümeyra'dan alay dolu bir gülüş yükseldi. Başını iki yana sallarken gözleri de dolmuştu.

" Değildi." Dedi sessizce. Devam etti,
" Susmak zor değildi alışmıştım ama en kötüsü neydi diye sorarsanız..."

" Babamın gözlerindeki hayal kırıklığı işte bunun tarifi yok." Dediğinde, o düğüm yine belli etti kendini.

Yutkunamadı.

🌿

Merhaba. Bambaşka bir yerden bambaşka bir şekilde geldik diyebilirim. Ama merak etmeyin, her şeyi okuyacağız.

Sonuçların nedenleriyle...

Ne düşünüyorsunuz?

Hümeyra'yı bu hâle getiren ne sizce?

Sevgiyle kalın.
🤍

GÜVEY (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin