İyi okumalar...
!(Not: Bölüm sonunu lütfen okuyunuz.)
Yıllar öyle ya da böyle geçiyordu. Nasıl ve ne şekilde olduğunu daha sonra anlıyordu insan. Geriye ise bir cümle kalıyordu.
" Zaman ne çabuk geçiyor."
Meral'in hastalığının üstünden uzun denecek bir süre geçmişti. İyileşme sürecinde evdeki bakımını üstlenen de Hümeyra'dan başkası değildi. Nilgün, İstanbul'da yaşadığı için kısa bir süre sonra evine dönmüştü.Zor bir hastalık atlatmıştı Meryem. Kendisini yormaması gerekiyordu. Bu süreçte işten izin alan Hümeyra ilgilenmişti kayınvalidesiyle. Geceleri başında beklediği çok olmuştu.
Küçük Ece bile destek olmuştu bu süreçte. Hasta ziyaretine gelen misafirleri odada çok tutmayıp " Ziyaret saati doldu." Diye gönderiyordu onları.
Annesinden aldığı merhametle babaannesiyle ilgileniyordu o da. Suyunu getiriyor, tuvalette giderken ona eşlik ediyordu. Meryem'in iyileşmeye başladığı süreçte, Cemil'in iş kazası geçirmesi yaraya tuz basmakla eş değerdi.
Erezyon makinesine kaptırdığı ayağıyla sağ ayağının sadece topuk kısmı kalmıştı. Meryem başka bir odada yatarken diğer oda da Cemil'e hazırlandı. Cemil'in yıllardır çalışmaya alışık bedeni ve kalıcı olarak yaşadığı hasar onun psikolojisini de tepetaklak etmişti.
Henüz çok yaşlı olmasa da yaşadığı durumu bir türlü kabul edemedi.
Pansumanıyla Hümeyra ve Taner ilgilenmişti.Özellikle Hümeyra için geçen bu zorlu zamanlar nihayet bittiğinde Taner ile aldıkları bir karar vardı. Bu belki de yıllar sonra aldıkları ilk ortak karardı.
Yeni bir eve taşınıp kendilerine yeni bir düzen kurmak.
Yıllar önce yapılması gereken bu eyleme ancak yıllar sonra cesaret edebilmişlerdi. Çünkü uzun yıllar Taner'in belirli bir işi yoktu. Son bir yılda yeni başladığı işte bir dikiş tutturmuştu ve işinden memnundu.
Hümeyra'nın bu kararı vermesinde en etkili şey de buydu zaten. Tek maaşla geçinemeyeceklerini biliyorlardı.Geçen yıllara inat ve Hümeyra'nın o evdeki emeğini Meryem görmezden görmeye devam etmişti.
Ece ile her yalnız kaldıklarında " Yaza çıkın, başka eve gidin." Söylemleri bir türlü bitmemişti artık.En sonunda Ece'nin her resminde yaptığı o turuncu renkli evi tuttular. Çatı katı ve iki oda bir salon olan bu ev çok küçük ve eskiydi ama onlara ait olacaktı.
Ece' ye binbir zorlukla aldıkları oda takımı ve yatak odası takımından başka eşyaları yoktu. Yıllar önce Taner'in aldığı beyaz eşyalar köydeki kilerde duruyordu. Ne bir koltukları, yemek masası ne de televizyonları vardı.
Önceki kiracının berbat vaziyette bıraktığı evi, gece işten çıktıktan sonra temizlemeye gidiyordu Hümeyra. Küflü duvarlar yeniden boyanmıştı. Dolu baca temizlenmişti.
Hümeyra'yı komşuları ve Ebru yalnız bırakmayıp yardıma gelmişti her seferinde. Çünkü Hümeyra da onların hiçbir zor gününde onları yalnız bırakmamıştı.Çok az eşyaları vardı ama mutluydular o an. Beşinci katta olan daire de asansör olmadığı için eşyaları sırtlarına yüklenip de çıkarmışlardı.
Taner'in halasının onlara verdiği eski koltuk takımı ve sürekli yayını giden televizyonu kurduklarında üç kişilik çekirdek aileden mutlusu yoktu o akşam.Taner'in uzun zaman sonra bir oh çekmesi, Hümeyra'nın benim evim dediği bir mutfakta yemek pisirecek olması ve Ece'nin hayallerindeki turuncu ev gerçekti artık.
O evde heyecandan uyuyamadığı ilk akşamı ve ilk yapılan kahvaltıyı üç kişi de hiçbir zaman unutamamıştı.
Kahvaltı edecek bir masaları olmadığı için kasnağın üstüne koydukları tepsi ve köyden gelen reçel ve salçayla yapılan bir kahvaltıydı bu. Henüz bağlanmayan ocaktan dolayı çay demleyememişler, Ece de bakkaldan meyve suyu almıştı.
Bu yıllar sonra üç kişi yedikleri en huzurlu yemekti.
🍃
Merhaba, geldik. ✨
Açıklamada da belirttiğim gibi yeni bir kurguya başladım. Buna başlamamdaki en büyük sebep, Güvey'in sonuna yaklaşıyoruz.
Şu ana kadar yazmak istediğim tüm bölümleri yazdım.
Büyük ihtimalle sizlere fazla zaman atlaması var gibi geliyor ki bunda haklısınız ancak bu hikâyenin çıkış noktası gerçekten yaşananlar olduğu için buna mecburum.Şu zamana kadar yazdıklarım konusunda objektif bir gözle yorum yapmak istiyorum.
Olayların olmadığı ve çok da heyecan duyulmayacak bir kitap Güvey.
Çünkü en başta oturup kurgulanmış bir şey yok. Açıkçası ben bu kadar okunacağını bile düşünmedim.
Yine de heyecanla bekleyenler oldu, hayal kırıklığına uğrayıp
" Eee bunda aşk yok!" Deyip gidenler oldu. Hepsinin canı sağ olsun.😌
Ve ben de hiç bıkmadan böyle bir iddiamın olmadığını söyledim. Umarım, kimsenin kalbini kırmadan kendimi açıklayabilmişimdir. Tek isteğim bu.Güvey hakkında söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. Kalanını finale saklıyorum.🤗
Vee gelelim " Gelmemeye Gidenler'e. İkinci bölümünü yayımladım. Bakmak isteyen olursa bekleriz efendim. Şimdilik beğenildi gibi, bakalım.
Lütfen fikirlerinizi paylaşın benim için çok değerli.🥰Son olarak ( bir zahmet) en baştan beri burada olan, sonradan gelen ve gelecek olan tüm okuyucularım. İyi ki varsınız, sizi çok seviyorum.
Beğenilerinizin ve yorumlarınızın üstümdeki etkisini keşke size gösterebilsem...💕Artık gidiyorumm. Çenem düştü yine.
Sevgiyle kalın.
🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜVEY (Tamamlandı)
Ficción GeneralSeksenlerin başında, küçük bir şehrin iki ayrı köyünde yaşayan iki genç. Kendi hayatlarına seyirci kalmış ve başkalarının tercihlerini kendilerine şükür sebebi etmiş iki hayat birleştiğinde daha katlanılabilirdi. Çünkü, yarım kalmış bir hayatı an...