Keyifli okumalarrr
Oy vermeyi unutmayın lütfeenn.
***
"Anne neden uyanmıyoy."
"Uykusu ağırdır oğlum birazdan uyanır."
Kolumdaki dürtüklemeler ve başımdaki seslerle uyanmaya başlıyordum. Hadi ama her gün böyle mi olacak?
Seni rahat bıraksalar kış uykusuna yatarsın.
Sende bana iyice düşman oldun ha
"Anne uyanmayacak galiba."
"Uyanır oğlum."
Sesleri duysam da gözümü açmadım. Belki uyandıramayacaklarını anlayınca pes ederlerdi. Ve bi dakika bu sesler bana neden yabancı geliyor?
Bisiyokbisiyokbisiyok.
Bence de bir şey yok sadece uykum var.
Sesleri kafamı yastığın altına gömerek yok edip uykuma devam ettim. Bu sefer önlemimi almıştım. İsterlerse yastığı atabilirler.
Bir süre sonra kafamdaki yastık kaldırıldığını hissettim. Sonra göz bandımı çıkarttılar ama onun altında sıkı sıkıya bağladım bir kumaş vardı. Kafamı kaldırmadığım sürece ve kafamdan çekmedikleri sürece çıkaramazlardı çünkü kör düğüm atmıştım.
Bir süre onunla da uğraştılar sonra odadan çıkan adım sesleriyle yüzümdeki zafer gülümsemesi ile uykuma geri dönüyordum ki burnumun içine sokulan şeyle hapşırmam bir oldu. Bir hapşırık diğerlerini de peşinden getirince gözüme bağladığım kumaşı çıkardım.
Koşa koşa odamdaki banyoya gidip burnumun içine su çekip temizledim. Toza veya tüye alerjim falan yoktu ama burnum oldukça hassastı. Baharatlı bir cips bile yesem çok kaşınırdı. En ufak toz ve tüylü şeylerde hapşırır dururdum.
Elimi yüzümü de yıkayım havluyla kurulayıp odama geri geçtim. Odaya geçince odadakilerin bakışı bana döndü. Hepsi bana şaşkınca bakıyordu. Oda da Emir ve Enes dışında tanıdığım kimse yoktu. Bana yabancı gelen kadın ve küçük erkek çocuğuna baktım. Onlarda bana bakıyordu.
Bakışma uzayıp giderken Enes konuşmaya başladı.
"Şeyy..." Elindeki tüyü gösterdi. Kalem arkasındaki süslere benziyordu. "Ben seni uyandıramayınca gıdıklamak istedim. Burnun kaşınır uyanırsın sandım. Kusura bakma yani özür dilerim." Şaşırmıştım.
"Önemli değil. Benim burnum biraz hassasta." Kafa salladı. Ve bakışma sürecimiz başladı.
Günlük rutin: Miray'ın odasında alakasız bakışma vakti.
Haklılık akıyor
"Günaydın." Bu sefer ki ses küçük çocuktan gelmişti.
"Günaydın." Dedim. Bana yaklaşarak tam önümde durdu ve elini uzattı.
"Doyuk ben. Kuzeninim." Doyuk? Kuzenim?
Onun boyuna eğilip elini tuttum.
"Bende Miray. Tanıştığıma memnun oldum."
"Bende." Bana tatlı tatlı gülümsedi bende ona aynı şekil gülümsedim.
Koca koca adamların yapması gereken şeyi küçük çocuk yaptı ya bişi diyemiyorum.
Sende harbi bir şeyler var niye bu kadar haklısın?
Doruk'tan sonra annesi olduğunu düşündüğüm genç kadına döndüm. O da bize bakarak gülümsüyordu. Ayağa kalktım o da bana yaklaştı. Ve hiç beklemediğim halde beni kendine çekip sarıldı.