İyi keyifli okumalar
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
Bu kadar geciktiği için kusura bakmayın sınavlarım yeni bitti. Canım çıktı.
Bu bölüm bol Barış içerir.
Bölüm sonunda size bir sorum var bakarsanız ve cevaplarsanız sevinirim. Buyurun bölüme.
****
"İnanmıyorum. Biri beni çimdiklesin. Bu bir rüya mı?"
"Rüya değil kabus olması gerekli. Nasıl ilk Demir ile uyur? Hiçbir şey bu kadar yaralamamıştı."
Başımdaki seslerin verdiği rahatsızlıkla kıpırdandım. Ya da kıpırdanamadım. Bir kol beni kendine çekmiş hareketlerimi kısıtlamıştı. Ben deli uyuyan biriydim. Bazen geceleri yastığımı yorganımı yerden alıp uykuma geri devam ettiğim olurdu. Şimdi ise beni sıkıca saran kollar yüzünden rahat hareket edemiyordum.
Belimdeki kolu itmeye çalıştım.
"Rahat dur." Beni tutan sıkı kol konuşmuştu.
"Ya rahat bırak. Hareket edemiyorum." Dedim beni sıkan kola karşılık olarak.
"Şunlara bak ya bizi duyan, takan yok." Araya başka bir ses daha dahil olmuştu. Ama neyin ne olduğunu, kimin kim olduğunu anlayacak kadar ayık değildim.
"Ya bir susun uyutmadınız adamı." Beni saran sıkı kol yine konuşmuştu.
Gözlerimi hafifçe araladım. İlk gördüğüm şey bize 'aldatılmış ve üç çocukla dışarıda kalmış kadın' bakışları atan Eray ve Emir'di. İkisine de uykulu uykulu gözlerle bakmaya çalıştım.
Çalıştım çünkü gözlerim kendiliğinden kapanıyordu. Yatakta toparlanmak amacıyla kalkmaya çalıştım. Yanımdaki beden ve beni sıkı saran kolları buna engel oldu.
Kaşlarımı çatarak yanımdaki kişinin kim olduğunu düşünmeye başladım. Dün gece aklıma gelince Demir olduğunu anladım. Sanırım fazla uyku veya az uyku bana kafa yapmıştı.
Demir'in kolunu iteleyip en sonunda kalktım. Bana hâlâ aynı bakışı atan iki sarıyı görmezden gelip ortak kullanılan banyoya geçtim.
Elimi yüzümü yıkayıp saçlarımı topladım. Kendime geldiğimi hissedince odama geçtim. Adam akıllı bir şeyler giydikten sonra kahvaltı için aşağı indim.
Asiye teyzeye hazırlanmasında yardım etmeye başladım. Bu sırada Eray ve Giray'da yanımıza gelip yardım etmeye başladılar. Kısa sürede hazırladığımız kahvaltıdan sonra yemeğimizi yemeye başlamıştık.
....
(Miray'ın giyiniş tarzı bu şekilde. Yazın elbise etek giymeyip ne zaman giyecek? Gerektiği yerde de rahat takılıyor. Bu yüzden bu elbiseyi beğenmeyen istediğini düşünsün. Düğüne de eşofmanla gitmeyelim ama.)