2.6

20.8K 1.3K 361
                                    

İyi ve keyifli okumalar.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Arkadaşlar sık zaman atlaması yapıyorum. Çünkü olaylar için belirli bir süre geçmesi gerekli.

Ve bölüme başlamadan şunu hatırlatayım ben hiçbir karakteri öylesine vermedim :)) bu bölümü okuyunca ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.

***
1 hafta sonra

Bir haftadır olduğu gibi yine izlenme hissi ile eve daha da yaklaştım. Bugün tek başıma geldiğim için biraz daha gergindim.

Babamla geçirdiğimiz o günden sonra başlamıştı bu izlenme hissi. Ev ve okul çok uzak değildi. Sabah giderken arabayla gidiyorduk ama dönüşte yürüyorduk. Bu daha çok benim isteğim üzerine olmuştu. Şarkı dinleyerek yürümeyi seviyordum.

Şimdi ise Giray yanımda yoktu. Daha doğrusu arkadaşlarıyla vakit geçirmeye gitmişti. Beni de çağırmıştı yanına ama ben erkeklerin arasında sıkılırım diye eve gelmek istemiştim.

Keşke Demir'i falan arasaydım da o beni almaya gelseydi. Çünkü izlenme hissi beni bitiriyordu. Bu gerginlikten şarkı bile dinleyemiyordum. İlk günlerde bu izlenme hissini kendi kuruntum sanmıştım. Ama sonradan siyah bir insan silüeti gördüğümde bunun kuruntu olmadığını fark etmiştim.

Bu farkındalık beni iyice panik etmişti. Ama birazda konu ben değilmişim gibi geliyordu. Evin kapısına geldim ve zile bastım. Aslında bana anahtar vermişlerdi ama ben kapıyı çalıp açan kişiyi sinir etmeyi seviyordum.

Kapı açılırken eğildim ve ayakkabılarımın bağcığını çözdüm bu sırada Efe ile göz göze geldik. Bana kapıyı açan oydu. Hiçbir şey demeden kapıyı kenara itti ben de içeri girdim.

Yine sıradan bir rutin olan ayakkabı ve terlikleri değiştirdim. Ayrıca çok açtım. Hızlıca etrafta oyalanmadan odama çıkıp üzerimi değiştirdim. Havalar soğuk olsa da ev sıcaktı bu yüzden kısa kollu bol tişört, altıma da bol pijama altı giydim.

Yüzündeki makyajı çıkarıp yüzümü düzgünce temizledim. Ardından saçlarımı yukardan bir topuz yaptım. Bunları yapmak bile ayrı bir rahatlık vermişti.

Midemdeki guruldama seslerine daha fazla katlanamadığım için hızlıca mutfağa indim. Tencereler ve buzdolabına bakınca yemek bulamadım bu yüzden bu sefer salona geçtim. Burada Efe dışında kimse yoktu. Tam başka odalara bakacakken Efe'nin sesi adımlarımı kesti.

"Annemlere bakıyorsan onlar evde değil. Selen teyzem geldi. Birlikte dışarı çıktılar." Yaptığı açıklama ile yüzüm düştü. Eee ben nasıl karnımı doyuracaktım ki? Bugün evimizde çalışan hizmetli kadında izinliydi. Derin bir iç çekip ofladım.

"Ne oldu?" Diye sordu bu kez. İçeri geçip koltuğa oturdum.

"Açım." Dedim. Cevap vermemi beklemiyor olacak ki yüzünde hafif bir şaşkınlık izleri oluştu.

"Yemek yesene." Verdiği cevaba göz devirdim.

Zeka küpü mübarek.

Bu beyinle nasıl tıp kazandı acaba?

"Olsa yerdim." Diye ters bir cevap verdim.

"Yemek yok mu? Sipariş verelim." Dediğinde daha sinir oldum. Ben zaten bilmiyordum dışarıdan sipariş vermeyi.

"Aman ben bilmiyorum sanki sipariş vermeyi. Canım ev yemeği istiyor. Of." Bunları derken karnım bir kez daha guruldadı.

"Tamam gel bakalım bir şeyler yapabiliriz belki." Dedi ve ayaklandı. Onun peşinden bende kalktım. Birlikte mutfağa geçtik. Onun eli pek lezzetli değildi ama idare edebileceğim bir şeyler yaparsa güzel olurdu.

Sarıbasanlar/abilerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin