2.4

22.8K 1.3K 500
                                    

İyi ve keyifli okumalar.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Ben yine size kıyamadım yazdım bir şeyler. Kısa oldu kusura bakmayın.

Şu sıralar bu kitap kafamı fazla karıştırıyor. Umarım boka sarmaz ve hızlıca bitiririm.

Cumartesiye kadar yeni bölüm yok arkadaşlar. Sebebi ise bitmeyen sorumluluklarım. İnşallah bu hafta bitiyorlar. Bitmezlerse ben biteceğim gibi.

***
1,5 hafta sonra

Alarmı kapatıp yataktan kalkmaya çalıştım. Lanet olası okul bugün başlıyordu. Ve ben okuldan nefret ediyordum. Gideceğim okul değişmişti. Eski evin yakınında bulunan okula gidecektim ama taşınınca buralarda yakın bir okula nakil aldırmıştık.

Tabi ki tek gitmiyordum. Canım(!) ikizimle birlikte gidecektik. Onunda okulu değişmişti ama kendisi hiç sorun etmiyordu. Annemin dediğine göre okulla fazla alakası yokmuş. Daha çok futbol ile ilgilendiği için dersleri fazla umursamıyormuş.

Şimdi ikimizde kahvaltıya oturmuştuk. Daha kargalar bile bokunu yemeden uyanıp okula gitmemiz kadar saçmaydı hayat.

Bizden sonra masaya aile üyeleri doluşmaya başlamıştı. Diğerleri de işleri ile ilgilenmeyi unutmuş gibi evde takılmaktan vazgeçmişlerdi galiba.

Ege gelmeden hızlıca kahvaltımı edip masadan kalktım. Ege beni her gördüğü yerde sıkıştırıyordu. Emir'le birlikte uyuduğumuz gecenin sabahında kahvaltıda ona abi dediğimi duyan herkes şaşırmıştı. Özellikle Ege kendine görev edinmiş gibi bana yaklaşmaya başlamıştı.

Sürekli özürler diliyor, hediyeler alıyordu. Bundan iki gece önce odama bir kutu çikolatayla girmişti. Ondan sonraki gece gelip birlikte dizi izleyelim teklifinde bulunmuştu. Hatta dizi izlerken sürekli esneyip benimde uykumu getirmeye çalışıyordu.

Bir ara uyuma numaraları yapıp birlikte uyuya kalmamızı sağlamaya çalışıyordu. Tabi ki bu numaraları yemediğim için onu sürekli odasına şutluyordum. Efe, Demir ve Giray dışında herkesle aram iyi gibiydi.

Demir ile o kudurtma gününden belli konuşmuyorduk. Kabul ediyorum o gün biraz şımarıkça davranıp abartmıştım. Ama bunların hepsi içimde atlatamadığım duygular yüzündendi.

O duygular Barış'tı. Düşündükçe sinirimi bozuyor ve beni üzüyordu. Üzen şey bana bir derdini anlatamayacak kadar uzak olmasıydı. Hâlbuki ben ona o kadar değer verirken, beni hemen arkasında kolayca bırakabilmesi onun hayatındaki yerimi sorgulatıyordu.

Ona mesajlarda fazla çıkışmıştım. Duygular umurumda değildi. İkimizde şu anki hallerimizden daha farklıydık o zamanlar. O beni seviyordu ben onu seviyordum geçmişte. Ama şu an öyle bir duyguya hayatımda yer yoktu. Ve beni kolayca bırakması çok koyuyordu.

Ben ona o kadar bağlıyken beni hiçe sayması... Bazı şeyleri atlatabilirdik. Tamam çok zorsa savaştığı şeyler. Buna Peki. O zaman insan iletişimimizi kesmezdi. Mesaj attığımda soğuk bir mesajla karşılaşmak hiç güzel bir duygu değildi.

İkimizin de hataları vardı. Benim hatam birine bu derece bağlanmaktı. Kendimden ödün verip, onunla aramı bozmamak içim çabalamamdı. O zamanlar aynen bunu yapmıştım. Aramızdaki tek iletişim bozulmasın diye elimden gelen her şeyi yapmıştım.

Ama iki tarafta bunu istemeyince bir anlamı kalmıyordu. Tek taraf ne kadar çabalarsa çabalasın karşıdaki kişi istemediği sürece bir anlamı olmuyordu.

Tam son bir basamak kala Ege ile dip dibe gelmem bir oldu. Hadi ama yakalanmıştım.

"Oo günaydın Miray hanım." Dedi sırıtarak. Aklınca benimle böyle uğraşınca ona abi diyeceğimi sanıyordu. Tüm olay abi demek miydi?

Sarıbasanlar/abilerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin