6 •işkencem•

1.7K 109 45
                                    

Selâmün aleyküm yeni bölümle karşınızdayım.

Aslında bu bölümü atmıyacakttım. Bir kaç gün sonra atmaya çalıştım. Amaaa beni, inanılmaz bir şekilde motive eden @hellocivciv kanalı oldu. Bu yüzden atıyorum. Ve @hellocivciv kardeşimize teşekkür edip bölüme geçiyoruz.

İyi okumalar^^

Bir an önce iş bulmam lazım yoksa aç kalıcaktım. Bunlarda anca alkol alıp alıp içsinler. Buzdolabı alkol'e dop doluydu zaten.

Hemen başörtümü düzgün bir şekilde bağlayıp uzun bir sweet geçirdim üstüme. Ve kapıya yöneldim. Odamın kapısını, tam açacakken biri benim yerime açtı.

Ve yine, ve yine o adam.
Artık yüzünü görmem midemi bulandırıyor.

"Ne istiyorsun yine ?"

"Sen nereye gidiyorsun ?"

"Bu sizi hiç ilgilendirmez"

"Demek öyle"

"Evet öyle !"

"Güzel"

"Güzel ?" Dedim ona anlamaz bakışlar atarak.

"Ben şimdi sana ne yapacağımı biliyorum" diyip bileğimden tutu ve çekiştirmeye başladı.

"Ah! Bırakır mısınız canımı çok acıtıyorsunuz"

"Bu daha hiç bir şey"

"Ya bırakın bileğimi"

"Yete be! Ya kesersin, o sesini ya da hiç beklemediğin şeyler olur"

Daha fazla ne olabilirdi ki. Daha fazla bana ne yapacaktı bu adam.

"Allah'ım Allah'ım bu adamdan kurtar beni yarabim, sen büyüksün" diyince bileğimi bırakıp bir hışımla bana döndü.

"Demek öyle Dilek hanım!"

Bu adamın travması yüzünden ben ceza çekiyorum. Hem bana ne onun travmasından herkes istediği dine tapar ona ne?!

"Evet öyle"

"Peki bunu sen istedin" diyip mutfağa yöneldi. Benide çekiştirmeyide ihmal etmiyordu. Buzdolabı kapağını açtı ve bana döndü.

"Allah'ını senden öyle bir uzaklaştıracağım ki şeytan bile bu kadar uzaklaştıramaz"

"Tövbe estağfurullah ne diyosunuz siz" diyince bana bakıp sırıttı.

"Bunu diyorum" diyip bir tane alkol şişesi çıkardı ve gözümün önünde salladı. Ben ise iki elimide ağzıma götürdüm ve kapattım, yavaş yavaş geriye doğru gitmeye başladım.

"Allah'ın afetmediği şeyleri asla yapmam ben" dedim. Ama sesim boğuk çıkıyordu çünkü söylediğim gibi elerim ağzımdaydı.

"Öyle bir yaptırırım ki" diyip yanıma geldi ve alkol şişesini masaya koyup iki elerimide ağzımdan çekti. O benden daha çok kuvetli olduğu için bunu başarmıştı.

Ama ben pes etmedim ve etmiyeceğimde. Bu yüzden dudaklarımı birbirine bastırdım.

Ama o da pes etmiyordu. Bu seferde kemerini çıkartıp kollarımı kemerle bağladı. O kadar sert bağlamıştı ki onları hiç bir şekilde hareket etiremiyordum. Gözlerimide sım sıkı kapattım. Artık onlardan da göz yaşları firar etmeye başladı. Ağzıma dökmeye başladı ama söylediğim gibi dudaklarımı birbirine bastırıyordum. Bu yüzden tad almıyordum çok şükür.

O kadar döküyordu ki alkol sıvısı burnuma geliyordu bu yüzden nefes alamıyordum. Daha fazla nefesiz kalırsam nefesizlikten ölecektim.
Bu yüzden ağzım acilen nefes alması lazımdı.

Gözlerimle ağzımı açtıp derin bir nefes aldım. Ama ağzıma bir tad geldi demir tadı gibiydi. Bunun alkol olduğunu anladığımda tekrar ağzımı kapattım. Ama ağzımda iğrenç, demir tadı vardı.

Şişe bittiğini anladığımda hemen onu ayağımla ittim musluğun yanına gittim ve onu ağzımla açtım ve sudan içtim. O kadar çok öksürüyordumki artık midemin çıkacağını düşündüm. Ve birden kustum.

"Çöz şu eleri"

"Olurmu öyle şey daha yapacaklarım ver benim" diyince dayanamayıp ağlamaya başladım.

"Bırak artık beni bırak"

"Onu rüyanda görürsün"

"Salak kafam keşke evsiz kalsaydıda bu eve gelmeseydim"

"Eve gelmeden önce düşünecektin onu küçük hanım."

Diyip yanıma geldi. Ne yaptığını anlamaya çalıştım. Ama bir türlü anlamıyordum. Kulağıma gelip bir şey fısıldadı.

"Dediğim gibi Allahın afettmiyeceği bir başka şey ise Zina etmek" dediğinde gözlerimi sonuna kadar açtım. Ve bağıra bildiğim kadar bağırdım.

"YARDIM EDİN LÜTFEN YARDIM EDİN" diye bağırdığımda ağzımı kapattı.

"Şhhh napıyorsun Sen?" Dedi hâlâ eli ağzımdayken. Aklıma hiç bir şey gelmiyordu sadece, ağzımdaki eli ısırmak istiyordum.

Ve istediğimide yaptım. Elini ısırdım
Ve yine bağırdım.

"YARDIM EDİN LÜTFEN YARDIM EDİN" diye, yine bağırdım. Bağırmatan boğazım ağrıdı ve kusmaktan bedenim artık beni taşıyamıyordu. Hâlâ kolarım kemerle bağlıydı. Karanlığın kolarına, kendimi bırakmadan önce tek söylediğim şey:

"Allah'ım sen kurtar beni yarabim"

Diyip gözlerimi karanlığın içine bıraktım. Artık derin bir uyku almanın vaktiydi.

Selimin anlatımından devam

O evden bağrış sesleri duyuluyordu. Bir saniye ya yoksa benmi yanlış duyuyorum? Birazcık kapının önünde durdum ama ses gelmedi. Yanıldığımı anladım ve yoluma ilerlemeye tam devam edeceken yine aynı sesler duyuldu.

Yok canım ne yanılması gerçekten kadın bağırma sesi vardı. Hemen binaya girdiğimde 2 katan olduğunu
anlamam zor olmadı.

Bir saniye bu Dileğin evi değilmi? Yoksa bağıran Dilek neden bağırıyordu? Yoksa başına bir şeymi geldi? Hemen kapıyı çaldım, çaldım, çaldım ama hiç kimse açmadı.

Bunun tek bir yolu var ve o yolda bu kapıyı kırmaktı yoksa Dilek tehlikede olabilir.

Kapı bekledigimdende koaly kırıldı. Kapı kırılır kırılmaz bakışlarım evi taramaya başladı.

Tertemiz bir evdi. Ama kötü bir kökü vardı yavaş yavaş odaları gezmeye başladım. Tabikide bakışlarım yerdeyken geziyordum evi .

"Kimse varmı? Dilek ordamısın?"

Diyip hâlâ geziyordum, evi. Tâki mutfağa gelene kadar.

Mutfaktaki görüntüyü görünce kanım dondu. Bedenim dona kaldı. Çünkü mutfakta yerlerin hepsi kusmaydı ve alkole doluydu aynı şekilde de Dilek yerde bayılmıştı.

Ayyy çok heycanlı.

Neyse bölümü nasıl buldunuz?

Bu gün de sizin için bölümü birazcık uzattım.

Herkese iyi gecelerrrrrr




İmamın oğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin