Dilek
"bir tanem hadi kalk annenelere haber verelim." gülümsedim. "olur tabi." gelip anlımdan öpmüştü.
elini karnıma koydu. daha yataktan bile doğrulmamıştık. hâlâ yataktaydık ve uzanmış pozisyondaydık.
elini karnıma koyup okşamaya başladı. yavaş hareketlendim. "Selim gıdıklanıyorum." dedim gülerek.
yanağıma gelip öptü beni. "aaa öyle yapam karıcığım kızıma bir günaydın diyeyim." kafasına hafifçe vurdum.
"nerden çıkardın kız olacağına?" Dedim ve dudak büzdüm. "Bence kesin erkek." o da benim gibi dudak büzdü. "hayır kız!"
"erkek!"
"kız!"
"erkek!" dedim sinirle "hem kız gelsin sen onu benden daha çok sev istiyorsun öyle değilmi?" Dedim gözlerim dolmuştu. ağlamaya yaklaşıyordum.
"aa Dilek seninde hormonlarında bir şeyler oluyor galiba." ağlamam şiddetlendi. "ne demek istiyorsun? hormonlarımım bozuk mu demek istiyorsun." kafasını olumsuz anlamında salladı.
"Hayır kadınlar hamile olunca iki de bir ağlamaları geliyor." omzuna vurdum. "Neden ağlatıyorsun karını?" kendine çekti beni. "özür dile hemen" diye ekledim.
dudağını yalayıp dudaklarıma kapandı. öptükten sonra dişleyeceken ittim onu.
"Ne yapıyorsun ya!" dedim sinirle "özür dilemek bu mu?" sırıttı.
"Ne yapayım kızım özledim." diyince sinirle "kızın senin anandır." diyince kahkah attı. ne dedim lan ben?
"sanırım hamilelik kafaya vurdu." onu takmayıp sorumu sordum. "acaba kaç haftalık oldu?" anında cevap verdi. "9 hafta ve 4 gün." ona şaşkınlıkla döndüm.
"sayıdınmı?" güldü. "unutmuyordum ki sayayım." fesat işte ne olacak. dudak büzdü bu sefer.
"hiç istediğimi yaşatmadın sen." şaşkınlıkla ona döndüm. "Neyi yaşatmadım?" yerine geçip elirini kafasının altına koyup gözlerini tavana dikti.
"yaparken gözlerimi kapatmamı istedin. sende kapatın. ya tişörtünü bile çıkartmamıştın." dedi ve bana baktı. "Hiç bir şeye izin vermemiştin. ya hatırlıyor musun bilmiyorum ama 10 dakikada boşalmıştın."
Evet söz ver demiştim ona, neyemi?
ikimizde gözlerimizi kapatmaya. istemiyordum, o manzarayla karşılaşmak istemiyordum. ben bakmazken o baksın istemiyordum. çözüm olarak bunu buldum.sadece çocuk istediği için yapmıştım. yoksa çocuk öyle olmasıydı asla yapmazdım.
"Selim..." bana tekrar baktı. "özür dilerim." kafasını tavana çevirdi. "önemli bir şey değil diyeceğimde... sonuçta bende bir insanım. sevdiğimle yapmak istiyordum ama sen hiç bir şeye izin vermedin. tamam tişörtünü falan çıkarmadın bari gözümü açmama sorun çıkarmasaydın." gözlerim doldu.
"yaa işte işe yaramaz biriyim.." hemen kalıp yanıma geldi. "öyle deme dilek geldi geçti zaten ulaşmak istediğimize ulaştık öyle degilmi? çocuğumuz olacak."
"hadi annemlere gidelim artık." bozulduğu çok beli oluyordu. ne yapayım utangaç biriydim işte.
güzel günlerdi tekrar yaşamaz......
"şimdi siz gerçekten boşanmıyormusunuz?" selime baktım. hâlâ aynıydı. çok fazla bozulmuştu. o gün bile bu kadar bozulduğunu belli etmemişti.
"Evet bahriye abla boşanmıyoruz." selimin elini tutum. bana kısa bakış atıp bahriye ablaya döndü. "Dilek hamile anne." dedi soğuk bir sesle.
ve devam etti. "şu an karnında bir cenin olmasa sanırım çoktan boşamıştı beni." ne diyeceğimi bilmiyordum. susmak en iyi yoldu sanırım. acıyla gülümsedim. yavaşça elimi çektim."Ne, ne, ne, ne, şimdi ben yani ben babaannemi olacağım?" Dedi heycanlı sesi ile.
"Evet anne."
"ayy annem gidip baktırsanıza çocuk sağlıklımı? anne sağlıklımı?" Bu sefer sinirle selime döndü.
"bana bak neyin var senin? sabahtan beri küçük çocuklar gibi bir yüzün düşmüş." gerçekten de öyleydi.
"hiç anne dilekle baktıracaktık zaten. degilmi Dilek?" ona bakmayarak kafamı salladım. ayağa kalktı. badi kalkalım biz anne. bahriye abla kafasını salladı.
bahriye abla kapıya kadar eşlik etmişti bizi. arabaya yönelip açtı kapıyı. bir şey demeden kapımı da açmıştı. gözlerime bakmıyordu.
teşekkür edip oturdum. yol boyunca ne o konuşmuştu ne ben konuşmuştum. Aramızda koca bir sezilik vardı. hiç kimse de bu sessizliği bozmamıştı.
geldiğimize hemen koşup kapımı açmıştı. elini uzatıp "yavaş ol." demişti. elini tutup inmiştim. renduvarları almıştı ve doktor ayarlamıştı.
içeriye geçtiğinizde midem az çok bulanmıştı. çok sıcaktı burası. dinlenmek adına koltukalardan birisine oturdum. selimde yanıma.
karşıma da çok tanıdık birsi oturmuştu. bir saniye bu emre değilmiydi? çıkmışmıydı bu? yanında ise zeynep oturmuştu.
Evet, onu senden alacağım dilek diyen zeynepti bu. gerçekten de almıştı ama çok yanlış kişiyi
almıştı. hâlâ bizi fark etmemişlerdi. emre telefonla uğraşıyordu. zeynep ise elini karnına koymuş derin derin nefesler alıyordu. selime döndüğümdeonalaı fark etmişti. tanımıştı da.
hemen bana dönüp. "karıcığım sakin sakin derin nefesler al şimdi geçecek." dediğinde şaşırsamda dediğini yaptım.
zaynep bizi fark etmişti. ama emre hâlâ fark etmemişti. birisiyle mesajlaşıyor gibiydi. sırıtıyordu da.
zaynep selimi yukarıdan aşağıya süzmeye başlamıştı. eli hâlâ karnımdaydı. "merak etme kızımız Allahım izniyle iyi." dediğinde sırıtım.
"oğlumuz! kocacığım." dedim şakasına sinrilenerek. sanırım tekrar kavga edecektik.
emre sesimi duyar duymaz göz ucuyla bize baktı. sonra ise gözlerin cin görmüş gibi açtı.
telefonunu kaldırıp. bizi süzmeye başladı. zeyenpte farksızdı. ben zeyenepe, selim ise emreye dönüp aynı anda "ne bakıyorsun!" dedik sinirle. ikimzide ayanı anda söylediğimiz şeye güldük.
"karıcığım sinirlenme çocuğumuz zarar görmesin bu itler yüzünden." dediğinde sırıtım. bu sefer emre konuştu.
"Ne zamandan beri abi kardeş olan insanlar evlenip çocuk yapıyorlar. hayret." bu dediğine güldüm. gerçekten bizi kardeş mi zannediyordu. selime döndüğümde ise sinirle ayağa kalktığını gördüm.
____________
herkese merhabaaa. yeni bölünle karşınızdayım.
bu arda soranlar olmuş neden betimleme fln yapmıyorsun diye ve uzatmıyorsun. arkadaşlar ben şahsen betimlemeyi boş boş abartan ve hiç sadede gelemeyip boş boş uzatanalardan nefret eden birisiyim. ve çok sıkılırım. sizinde sıkılmamanız için boş boş uzatmıyorum.
hayırlı ramazanlar :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmamın oğlu
Aventura~kapak tasarımı bana aitir. İyi okumalar. siz: Merhabaaa imam oğlu imam oğlu: Aleyküm selam siz: Ne!? imam oğlu: lafa, Merhaba diye başlanmaz beyfendi. siz: beyefendi mi? Jkjkjkjkjkjkj imam oğlu: güldürecek bir şey söylediğimi hatırlamıyorum. siz:...