"Selim abi ?" Dedim anlamaz bakışlar savurarak. Ve yine konuştum."Almayacakmısın bizi içeriye ?" Diyip güldüm. Gözlerini Emreden çekip, gözlerimin içine bakarak konuştu.
"Hay Allah sizmiydiniz ?" Diyip sırıttı ve konuşmaya devam etti.
"Kusura bakma nişanlım geldi sandım." Nişanlım kelimesini bastırarak söylemişti.
"Öylemi..." Diyip devam ettim.
"...hay Allah" dedim.Göz devirip kenara çekildi yol vermek için. En soğuk sesiyle "Buyurun" demişti.
Emre kulağıma eğilip konuştu. "Sanırım benden haz etmedi" dediğinde ona sinirle baktı.
"Saçmalama nişanlısını bekliyordu. Biz geldik. Bozuldu işte" diye geçiştirsemde bende aynı şeyi fark etmiştim.
"Hoş geldin-" hatice abla kolarını açıp sarılmamı bekliyordu. Ama Emreyi görünce kolarını indirip. Bakışlarını kaçırdı. Ve bana bakarak konuşmak başladı.
"Dilek? Bu kim" diyince, sevinçle ona baktım.
"2 hafta sonra nişanlım olacak adam" dediğimde çok fazla üzülüp, şaşırsa da da tebrik etti.
Neye üzüldüğünü bende bilmiyorum tek bildiğim o cümleyi kurunca selime kısa bir bakış atıp bize dönmesiydi.
____"Nasıl yani ben anlamadım? Sen evleniyormusun ?" Diye tekrar tekrar sordu bahriye abla.
"Evet bahriye ablam. Evleneceğim" diyip devam ettim. "Ama bismillah, daha nişanlamadık" diyip kıkırdadım.
"Nişan demişken selim abinin nişanlısı nerde kald-" daha cümlemi tamamlamadan lafa atladı selim.
"Babası hastalandı iptal ettik" diyince kafamı salamakla yetindim.
"Ee oğlum sen kimlerdensin bakalım ?" Dedi bahriye abla, merakla .
"Ben Emre, yani şey Emre tokgöz, yani soy adım tokgöz, adım Emre"
"Tamam oğlum, atomun parçalanmasının nasıl olduğunu sormadım bu kadar heyecanlanma" diyince, bahriye abla hep beraber gülmüştük.
Kısa bir sessizlikten sonra bahriye abla sanki aklına bir şey gelmiş gibi konuştu.
"Emre, oğlum? Bir şey soracaktım" diyince Emre kahvesinden bir yudum alarak konuştu. "Buyrun sorun, lütfen"
"Senin annenin adı firuze olmasın sakın?" Diyip bir kaşını havaya kaldırdı.
Emre kahvesinden bir yudum daha alırken bu sefer boğazında kaldı.
Ortamızda selim oturunca uzaktan "helal" diyeceken. Selim sırtına sert bir şekilde vurup "helal, helal" demeyi ihmal etmiyordu.
Emrenin öksürüğü biraz dinince selime dönüp konuştu. "Selim abi, vallah boğulmaktan değil, senin sırtıma vuruşundan ölceğimi zannetim" diyince hepimiz tekrar gülmüştük.
Ama bir tek o gülmüyordu.
Sanırım nişanlısı gelmediği için kızgındı."Evet de... siz nerden biliyorsunuz ?" Dedi merakla.
Bahriye abla daha da soru sormaya başladı. "Babanın adı şuan aklıma gelmiyor. Hatırlıyor musun oğlum sanki sen söyleyince hatırlayacağım gibi. Ama aklıma gelmiyor."
"Hayır, annem beni doğururken vefat edince babamda benim yüzümden olduğu için beni bırakıp gitti. Yetimhanede ki sorumlular sadece annemin adını biliyorlardı. Babamınkini ise bilmiyorlar."
"Aha vallah da tahmin etmiştim. Soy adını söylediğinde tahmin etmiştim" diye bağırmaya başladı bahriye abla.
"Neyi tahmin etmiştin de doğru çıktı bahriye abla, anlamadım?" Dedi emre endişeli sesiyle.
"Sen Dilekle süt kardeşisiniz oğlum"
Ne!?
Oy ve yorum vermeyi unutmayın balarımm <3
Selim?
Dilek?
Emre?
Hatice?
Bahriye?
Düşüncenizi alalım. Aşkımlar 💕
Allah'a emanet. Bayy
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmamın oğlu
Adventure~kapak tasarımı bana aitir. İyi okumalar. siz: Merhabaaa imam oğlu imam oğlu: Aleyküm selam siz: Ne!? imam oğlu: lafa, Merhaba diye başlanmaz beyfendi. siz: beyefendi mi? Jkjkjkjkjkjkj imam oğlu: güldürecek bir şey söylediğimi hatırlamıyorum. siz:...