Dilek
gözlerimi yavaşça açtım. hiç bir şey gözükmüyordu. en son bana ne olmuştu? ah, doğru ya bayılmıştım.
ışıklar kapatılmıştı. büyük ihtimale yataktaydım. hiç bir şey gözükmüyordu. Ama bir ses duyuluyordu.
ağlama sesi.
Evet, biri sesizce ağlıyordu. bu kişinin sesi çok tanıdıktı.
Bu ses selime aitti.
Selim ağlıyordu. Ama neden? neden ağlıyordu. O degilmiydi çocuk sahibi olmak isteyen?
yoksa istemiyormuydu baba olmak?
of her şey üst üste gelmişti. geçenlerde gördüğüm rüya bir işaretmiydi?gerçekten de hiç bir şey anlamıyorum. elime karnıma koydum.
şimdi benim karnımda bir cenin mi vardı? bir kızım veya oğlummu olacaktı? artık bende annemi olacaktım? Ve selim de baba?
çok garip geliyordu. her şey çok garip geliyordu. peki selim neden ağlıyordu. hâlâ ağlamaya devam ediyordu. gözlerim yaşarıyordu.
elim hâlâ karnımdaydı. karnımı yavaşça okşadım. sanki içindekinin canını hiç acıtmayacak bir şekilde.
acaba iyi bir anne olurmuydum? yapabilirimiydim? bilmiyorum hiç bir şey bilemiyordum.
bende sesizce ağlamaya başladım.
her şey çok hızlı gelişti.artık boşanmamıza bir engel vardı.
o da karnımdaki çocuk idi.bir kaç dakika sonra burnumu çektiğimde sesimi duymuş olacak ki hemen yanıma geldi.
"Dilek i-iyimisin?" hemen ardından yanımdan uzaklaştı. ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. ışık hızıyla gidip ışığı açtı.
"bir yerin mi ağrıyor?" diye sordu endişeli sesiyle.
hayatımda ilk defa ağladığını görüyordum. küçüklüğünde bile bir damla yaş dökmüş biri değil. gözleri kıpkırmızıydı.
neden bu kadar ağlamıştı? beynimde kocaman bir soru işareti vardı.
"Dilek cevap verirmisin bir yerin mi acıyor?" kafamı olumsuz anlamında sağ sola saladım. sornada gözlerimi karnıma diktim.
"Selim karnımda." diyip duraksadım. bu sefer gözlerinin tam içine sabitledim gözlerimi.
"karnımda çocuğumuz... çocuğumuz var." diyip acı acı gülümsedim. "bizim... bizim çocuğumuz. ikimizin... bizim." bu sefer sesiz sesiz göz yaşı süzüldü yanağımdan.
o da farksızdı. O da benim gibi ağlıyordu. hemen göz yaşlarını elinin tersiyle sildi. bu sefer gözlerini gözlerimden çekip karnıma baktı.
"b-ben gerçekten baba-" kafamı hızlı hızlı salladım. tekrardan ağlamaya başladı.
gerçekten de elinden telefon alınan çocuklar gibi ağlıyordu. aklıma gelen düşünceyle gülümsedim.
"Neden ağlıyorsun?" yaşlı gözleriyle bana baktı. "çok tuhaf bir hisse kapıldım Dilek. çok tuhaf... hayatımda ilk defa bu hissi yaşıyorum." gzünü kaçırıp güldü. sonrasinda ise bana baktı.
"Ben babamı oluyorum gerçekten." kafamı hızla salladım gülümseyerek.
"Evet selim, artık çocuğumuz olacak."
iki eliyle yaşlı gözlerini hızlıca sildi.
endişeliydi. her halinden belli oluyordu."Dile-" ne diyeceğini biliyordum. bu yüzden sözünü kestim.
"Artık önümüzde bir engel var Selim. merak etme olamayacak o iş." gülümsedi.
"Dilek karnını... yani şey dokunabilirmiyim." bir an gözüme öyle bir masum gelmişti ki... kalkıp iki yanağından da ısırmak istiyordum.
anında kafamla onayladım.
elini yavaşça karnıma koydu ilk önce. kafifçe eliyle okşadı. sanki hiç acımayacak bir şekildeydi. gözünden yine bir damla yaş düştü.
eminim. Emindim zaten... Bu adam dünyanın en iyi babası olacak.
yataktan kalkıp yere diz çöktü. ne yaptığını anlamaya çalışıyordum.
sonra ise gelip kafasını karnıma koydu. O sırada bende kafasını okşamaya başladım."Allah'ım bana hayırlı bir kız evlat nasip eyle." dediğini işittim.
_________
evetttt. biliyorum sınav haftasındayız ama içimden geldi atayım dedim. ayyy ama çok güzel degilmiydi.
yazmakta en çok duygulandığım ve sevindiğim bir bölümdü.
düşüncelerinizi alayım canlarımmmm.
Allah'a emanet olunnn.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmamın oğlu
Adventure~kapak tasarımı bana aitir. İyi okumalar. siz: Merhabaaa imam oğlu imam oğlu: Aleyküm selam siz: Ne!? imam oğlu: lafa, Merhaba diye başlanmaz beyfendi. siz: beyefendi mi? Jkjkjkjkjkjkj imam oğlu: güldürecek bir şey söylediğimi hatırlamıyorum. siz:...