1 hafta sonra
"Anne kimse varmı ben odandan çıkacağım. Eğer ortam müsaitse" selimin çağrısını duyunca sıkıntıyla derin bir nefes alıp verdim. Adamın eviydi ve odasından çıkmak için müsade istiyordu.
Artık yeter. Gidecek bir yerim yoktu. Bir tek burası var. Eğer o eve gidersem... neler olacağını biliyordum ama yine de bir umut?
1 hafta önce yaşadığım şeyler yüzünden hiç kimeyle konuşamıyor bir hale gelmiştim. Emre ise 2 yıl hapis cezası aldı. Evet selim sayesinde.
"Bahriye abla..." diyince bahriye abla hemen lafa atladı. "Buyur yavrum" ".... ben eve gitmeye düşünüyorum..." diyip zar zor devam ettim.
"...selim var yani evde, ben yabancıyım olmaz böyle. Gitmem gerek benim" diyince bahriye abla konuştu "ama kızı-" daha cümlesini tamamlamasını izin vermeden konuştum. "En iyi yolu bu bahriye abla." Diyip devam ettim "en iyi yolu bu."
Diyip arkama bile bakmadan yürüdüm. Ama bahriye abla arkamdan bağırmayı ihmal etmiyordu. "Dur kızım bekle, Dilek!"
_____
Bahriye
O adamın olduğu eve nasıl gider hâlâ aklım almıyor hemen onu durdurması için selimi aradım. Anında açmıştı.
"Alo oğlum hemen eve gel"
"Noldu anne? Bir şey yok inşallah?"
"Annem çabuk gel Dilek tutturdu size rahatsızlık veriyorum, kemdi evime gideceğim diye. Ne kadar durdursamda durmadı oğlum belki sen konuşursun"
"Tamam anne iki dakikaya ordayım" diyip telfonu kapattı.
Ah kanatsız dileğim benim.
____
Selim
Bedirhan ben çıkıyorum. Buralar sana emanet. "Tamam Abi" dediğini duyunca hemen arabanın olduğu yere koştum.
Sivil polis olduğum için arabamıda yanıma alınca polis arabasına gerek kalmıyordu.
Hemen arabayı çalıştırıp son hız yaptım. Aslında karakol bizim eve yakındı ama çok fazla yakın denenecek kadarda değildi.
Onların evi camiye çok yakın olduğu için evimin önünde değilde camiye yakın bir yerde park ettim arabayı.
Hızlı adımlarla kapısının önünde bekledim. Bizim ev, onların evine biraz uzakta olduğu için içeriye geçip gelmiş olma ihtimali yoktu bu yüzden evlerinin önünde bekledim onu.
...
Başını yere eğmiş dertli dertli yokuştan aşağa geliyordu. Sanki en yavaş hızıyla ilerliyordu. Hiç gelmek istiyor gibi değildi.
"Dilek" diye bağırınca yüzünü kaldırıp kimin seslendiğine baktı. Sonra ise bakışlarını kaçırdı. Bende aynı şekilde. Yanıma gelince;
"Efendim?" diyebildi sadece.
"Neden ?" Diyip devam ettim. "Neden çekip gidiyorsun o pisliğin evine" diyince alayca güldü.
"Sanki başka çarem var." Diyince bu sefer alayca gülen ben oldum.
"Başka çare derken? Ne güzel mutluyduk? Evde haticeye hepsin neden birden çekip gittin" diyince sinirle;
"Neden mi çekip gittim. Ne kadar yüzsüz olduğumu fark ettim ben çünkü. Ya sen kendi evinden çıkmak için bile müsade istiyorsun. Hangi insan yüzsüz hisetmezki söylermisin" diyip göz yaşını elinin tersiyle hazlıca silip devam etti.
"Hem ben yabancıyım evde de bir erkek var. Allah bunu kesinlikle yasaklamıştır. Kimin evi değilse o gitmeli öyle değilmi." Diyip arkasına döndü ve tam giderken onu durdurdum.
"Dilek... dur!" Dönüp baktı.
"Helâlim ol"
_____
Evet arkadaşlar sonunda 20 bölümdür beklediğiniz ve beklemekten artık yaşlandığınız teklif geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmamın oğlu
Aventura~kapak tasarımı bana aitir. İyi okumalar. siz: Merhabaaa imam oğlu imam oğlu: Aleyküm selam siz: Ne!? imam oğlu: lafa, Merhaba diye başlanmaz beyfendi. siz: beyefendi mi? Jkjkjkjkjkjkj imam oğlu: güldürecek bir şey söylediğimi hatırlamıyorum. siz:...