"SEN bana nasıl yaparsın bunu!?" Dedi genç kız sinirle kocasına bakarak. Konuşmaya devam etti.
"Sen beni satın aldığını mı zanettirdin o pisliklere?" Sesi gid gide alçalıyordu. Ağlamaya yaklaşıyordu.
Sinirden mi bu olaydan mı onunda hiç bir fikri yoktu. Sadece birine sarılarak hüngür hüngür ağlamak istiyordu. Onun önünde güçsüz kalmak istemiyordu. Ama bir yandan da ağlama isteği şidetleniyordu.
"Düşündüğün gibi değil Dileğim." Dedi üzgün bakışlar atarak. Elerini tutmak için elini uzatığında Dilek yüzünü, ona bakmak için kaldırdığında bir damla yaş düştü gözünden. Alayca güldü. Elerimi hızla çekti.
"Ne o zaman anlatta dinleyelim." Dedi alaycı ses tonuyla.
"Onlar karşı çıkacaktı bizim düğünümüze engel olacaklardı seni bende-" Dilek selimin sözünü keserek konuşmaya başladı.
"Sende bu yolu çözüm olarak buldun öyle degilmi?" Selim kahrolmuş olduğu ve pişmanlığı gözlerinden anlaşılıyordu. Alçalan sesi ile cevap verdi
"Ama ben senden başkasını istemiyorumdum aklıma ilk gelen şey oydu. Bunun yüzünden ben haftalarca düşündüm. Kaybetmek istemiyordum seni dileğim."
Anında tokat suratına hızlı bir şekilde çarparken başı sağ tarafa gitti.
Dilek ona tokatmı atmıştı?
Anın şoku hâlâ üzerindeydi genç adamın. Başını kaldırıp dileğe baktı.
"HAKETTİM LAN HAKETTİM KIR PARÇALA ÖLDÜR ama bana o gözlerle bakma dileğim-" dedi sona alçalan sesiyle.
"O sahiplenme ekinden vaz geç artık selim." Dedi sinirle dilek. "Dilek adında bir eşin yok artık."
Kocasının beyninde son sözleri yankılanıyordu. "Dilek adında bir eşin yok artık?" Hâlâ anlamış değildi. Dileğin dediğini tekrar edip duruyordu. Sanki o vakit her şey durmuş gibiydi.
"Dile-" demesine bile izin vermeden ağlayarak konuştu genç kız. "Yarına kadar boşanma kağıdını getiririm."
Diyip hızla bir şey demesine izin vermeden uyuma odasına geçti.
Daha 1 yıl önce resmi evlilik yapmışlardı dini nikahtan sonra gecikmiş olsalarda resmi evlilik çok sürmemişti. Selim asla bu olayın gerçekleşeceğini aklının ucundan bile getirmemişti.
Pişman miydi peki?
Hemde çok. Ama bir o kadarda gecikmişti.
Dileğin yanına gitmek için odanın kapısı açacakken dilek içerden önce davranıp o açtı.
Ama elinde bir bavulla.
"Dilek yapma. Nereye gideceksin?" Dedi onu durdurmaya çalışarak.
"Cehenemin dibine Selim. Sizin eve gideceğim başka nereye gidebilirim."
Allahım yalan attığım için afet beni. Diyordu içinden üzgünce.
"Dilek şimdi bir düşün sonra bu olayı tekrar konuşacağız. Biraz yanlız kal. Boşanmak bir oyun değil" Dedi yalvaran bakışlar atarak. "Lütfen." diye devam ettirdi cümlesini.
Dilek onu geçiştirmek adına kafasını salladı. Ama o çoktan kararını vermişti.
_________
Herkese merhabalarrrr.
Final yaklaşıyor balarımm.
Öpüldünüz.
Bayyyyyy.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmamın oğlu
Adventure~kapak tasarımı bana aitir. İyi okumalar. siz: Merhabaaa imam oğlu imam oğlu: Aleyküm selam siz: Ne!? imam oğlu: lafa, Merhaba diye başlanmaz beyfendi. siz: beyefendi mi? Jkjkjkjkjkjkj imam oğlu: güldürecek bir şey söylediğimi hatırlamıyorum. siz:...