21. Bölüm "Bir Dünya Acı"

897 39 35
                                    

Bölüm Şarkısı- Cem Adrian-Aylin Aslım/Herkes Gider Mi?

Gitmekle gitmiş olamazsın, gönlün kalır, aklın kalır, anıların kalır...

⛓️

Bazı aşklar neden yarım kalırdı? Neden yaşanması gereken milyonlarca şey varken, mutlu olmak için zaman bol iken bunu değerlendirmeyip yaralarlardı birbirlerini?
Hayat o kadar kısaydı ki, zamanları varken gezip, gülüp, eğlenmeleri gerekmez miydi? Her şey o kadar zorken, hayatı daha yaşanılabilir bir yer yapmak için sevmeleri gerekmez miydi?
Süsen ve Ömer bunu denemişlerdi ama; Başaramamışlardı.

En baştan beri sağlam olmayan bir ilişkileri vardı zaten. İkisi de derin yaralar almış, bunun sonucunda da birbirlerinden vazgeçmeyi seçmişlerdi. Hem de birbirlerini delice severken...

Ömer defalarca okudu o yazıları. Her okuduğunda biraz daha yandı içi. Pişmanlık duygusuyla biraz daha sızladı kalbi.
Kağıtta, gözyaşlarıyla ıslanmayan tek bir yer bile bırakmayana kadar okudu mektubu.
Bitirdikçe, tekrar başa dönüyor. Tekrar aynı yazıları okuyor ve biraz daha zarar veriyordu kendine.

Geç mi kalmıştı? Bu ihtimali düşündükçe kafayı yiyecek gibi oluyordu. Mektuba bakmayı bırakıp etrafa baktı bir süre. Ağrıyan başını sıktı. Ardından elinde tuttuğu mektubu buruşturup top haline getirdi avcunda. "Hayır." diye sayıkladı kendi kendine ve ekledi.
"Hayır sende gidemezsin."

O andan sonra zaten herşey çok hızlı olmuştu. Arabasının anahtarını bulup çıktı evden. Bir tarafı "Çok geç kaldın." diye söylense de, duymak istemedi bunu. İçindeki küçücük umut taneleriyle son hız, havaalanının yolunu tuttu.
Bir yandan sonuna kadar gaza basıyor bir yandan da Süsen'in numarasını çeviriyordu.
Sabırla bekledi. Telefonu sevdiği kadın açsın istedi ama olmadı. Alışık olmadığı bir ses duyuldu telefondan.

"Aradığınız numara kullanılmamaktadır."

Bu Ömer'i biraz daha korkuturken, gözlerini acıyla kapatıp tekrar açtı. Pes etmeyecekti. Bir yandan gözü yoldayken, diğer taraftan telefondan Aybike'nin numarasını buldu ve aradı.
Bir iki çalmadan sonra Aybike'nin üzgün sesini duydu.
"Efendim Ömer?"
Ömer zaman kaybetmeden konuşmaya başladı. "Hangi havalimanı?" dedi ağlamak üzere olduğu her halinden belli olan bir ifadeyle.
Aybike cevap verdi. "Yetişemezsin Ömer. Gitti o..."

Ömer kabullenmek istemedi. Tekrar yineledi sorusunu. "Aybike! Hangi havalimanı dedim!?"
Aybike yanıtladı sorusunu ama son derece üzgündü. Çünkü biliyordu, uçak çoktan kalkmıştı.

Ömer aldığı cevaptan sonra hiçbir şey söylemeden kapattı telefonu. Ve sanki daha fazlası mümkünmüş gibi arabayı biraz daha hızlandırdı. Trafiği birbirine katmış olmayı umursamıyordu. Geride bıraktığı arabalardan gelen korna seslerini duymuyordu bile.
Aklında tek bir şey vardı çünkü. Ya yetişemezsem? düşüncesi, derinden sarsıyordu Ömer'i.
Çok geçmeden havalimanına gelmişti. Arabayı rastgele bir yere parkedip indi hızlıca. Elinde hala Süsen'in yazdığı mektubu tutuyordu.

"Hadi be kızım. Gitmemiş ol! N'olur yapma bunu bize..."

Sayıklamaya devam ederken, havalimanının içine girmişti sonunda. Gözleriyle her yerde onu arıyordu. Dünyanın en güzel tonundaki kahverengi gözlerle buluşsun istedi gözleri.
Deli gibi sağa sola yürüyordu havalimanında.

Onu göremediği her saniye yavaşlıyordu kalp atışları.
Sonra bir bedene ilişti gözleri. Bekleme alanında oturan, beline kadar siyah saçları olan bir kadın gördü.
İçindeki umutların yeşerdiğini hissederek koştu bekleme alanına doğru. Yüzündeki gülümsemeye engel olamazken onun adı döküldü dudaklarından.

Sır ve Aşk-SüsÖmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin