8. Bölüm "Pamuk"

810 33 35
                                    

Arkamı dönüp gördüğüm kişiyle duraksadım biraz.
Evet Sarp, Kadir olayını biliyordu ama bana kimseye söylemeyeceğine dair söz vermişti.
Sarp ilerleyip boş bir sandalyeye otururken ben hala onu izliyordum.

Onu izlemeye devam ederken Ömer'in elime dokunmasıyla iç dünyamdan ayrılıp ona döndüm.
"Sevgilim? Bir şey mi oldu?" diye sordu merakla.

"H-hayır. Sarp'ı görünce şaşırdım sadece." diye söylendim çünkü bildiğim kadarıyla Harika ve Sarp çok ta samimi değildi.

"Ha onu Harika çağırmış ya. Bende şaşırdım valla." diye cevap verdi.

İçimdeki büyüyen korkuyla başa çıkmak gerçekten zordu.
Hiç bir şey olmamış gibi hayata devam etmek de öyle.

Biraz sonra etraf kararırken yüksek sesli şarkı eşliğinde pasta gelmişti.
Kendimi toparlayıp, yine kocaman gülümseyen maskemi yerleştirdim yüzüme.
Ne de olsa kimse, böyle olduğunda bir şey anlamıyordu.

Hepimiz hep birlikte "İyi ki doğdun Harika." diye bağırırken konfetiler de patlamıştı.

Harika pastayı üfledi ve herkesle tek tek sarıldı.
Sıra bana gelince "İyi ki doğdun Harika. İyi ki varsın." dedim ve sımsıkı sarıldım ona.

"Ya teşekkür ederim Süsi!" dedi o da otuz iki diş sırıtırken.
Sarılma faslı geçtikten sonra hediye kısmına geçmiştik.

Arada bir Sarp'ın bana olan bakışlarını yakalıyordum ama şuan yapabilecek bir şeyim yoktu.

Herkes bir şeylerle meşgulken Sarp'ı kolundan çekip konuştum sessizce. "Gel benimle!" deyip lavaboların olduğu koridora ilerledim.

Şaşkın bir ifadeyle beni takip ederken, kalabalık olmayan bir yerde durup ona döndüm.
"Neden yapıyorsun bunu?" dedim ellerimi göğsümde bağlarken.

"Neyi?" dedi şaşkınca.

Ne yani? İnkar mı edecekti bir de?

"Sarp, sen benimle dalga mı geçiyorsun ne demek neyi? Bana söz vermiştin ya!" dedim sinirle sesimi yükselterek.

Anlamsız gözlerle bana bakarken konuşmaya devam ettim. "Ormandaki de sendin değil mi? Ben zaten söyleyeceğim herşeyi Ömer'e. Cesaretimi toplamayı bekliyorum. Daha fazla beni sıkıştırma!" diye konuştum sinirle.

Bütün birikmişliklerimin patlamasıyla Sarp'a saydırmaya devam ederken susturdu beni.

"Süsen sen neyden bahsediyorsun? Ben hala hiçbir şey anlamıyorum yemin ederim." dedi sadece.

"Sarp. Diyorum ki yeter tehditlerinden bıktım. Zaten zor bir hayatım varken-." Daha sözümü bitirmemiştim ki konuşmaya başladı.

"Sen bir de tehdit mi ediliyorsun? Süsen bak ne hakkında konuştuğuna dair hiç bir fikrim yok. Biri yaptıklarının benim üzerime yıkmaya çalışıyor olabilir mi?"

Olabilir miydi? Hala Sarp güven vermiyordu bana. Biraz önce yaşanan şey tesadüf müydü yani?

"Ama biraz önce attığın mesaj?" dedim hala merakla bana bakarken telefonumu çıkarıp gelen mesajı açtım.

"Bu ben değilim Süsen! Ne olup bittiğini anlat bir bana. Neyin içindesin sen?" dedi.

E Sarp değilse kimdi bu takıntılı ruh hastası?

"Tamam Sarp, boşver. Bu konuştuklarımızı unut tamam mı?" dedim telefonu çantama koyup içeri doğru yönelirken.
Daha bir adım bile atamamıştım ki kolumdan tuttu.
"Süsen ne oluyor? Yardım etmek istiyorum sana." dedi hala eli kolumdayken.

Sır ve Aşk-SüsÖmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin