Süsen & Ayaz...
⛓️
Süsenden...
Ben küçüklüğümden beri yalnızdım. Ya da bir vakte kadar öyle olduğuma inanırdım. Ne beni sevgiyle büyüten bir annem babam vardı ne de oyun arkaşım olan bir kardeşim.
Gerçi hoş, annem de babam da hayattaydı ama varlıkları neye yarardı ki? Babam zaten, "baba" kelimesini bile hak etmeyecek haysiyetsiz adamın tekiydi. Annem ise...
Annem çok farklı bir kadındı. Çok güzeldi. Dillere destan bir güzelliği vardı. Beni ona benzetirdi herkes ama ben kabul etmezdim. Onun kadar güzel olmadığımı düşünürdüm hep. Annem güzel olduğu kadar aşık bir kadındı da.
Babama o kadar aşıktı ki, aşkı yüzünden ne kendi onurunu düşünürdü, ne de beni. Babamın ona yaşattığı kötü şeylerin acısını hep benden çıkarırdı. Gücü bana yeterdi çünkü. Küçücük yaşımda onu anlamaya çalışırdım hep. Hiç küsmezdim, kızmazdım. Annemdi çünkü. İnsan annesine kızar mıydı hiç? O hakka sahip miydi? Sonradan anlıyordu insan bazı şeyleri.Bağırış çağırış dolu akşamlarda odama saklanır kulaklarımı kapatırdım hep. "Keşke" diye geçirirdim içimden. "Keşke bir kardeşim olsaydı da yaşadığım kötü şeyleri onunla atlatsaydım. Yalnız olmasaydım."
Ama sonra durup düşünüp vazgeçerdim bu fikrimden. Daha beş yaşımda olgun düşünmeye zorlamıştı beni hayat.
Bir kardeşim olsaydı güzel olurdu ama, onun da benim gibi mutsuz bir ailede büyüyecek olması isteyeceğim son şey bile değildi.Aradan yirmi bir yıl geçmişken karşımda duran laptoptan duyduğum gerçeklerin şiddetli rüzgarı sarstı bedenimi ve ruhumu.
"Annen, yani Aylin. Baban öldükten sonra benimle evlendi bunu biliyorsun zaten."
Şok olmuş gözlerle küçük ekrandan babamın sözlerini dinledim. Başımın dibinde duran Ayaz elinde tuttuğu silahı hala başıma doğrultuyordu. Korkuyor muydum? Hayır korkmuyordum.
Babam Ayaz'a anlatmaya devam etti."Süsen de benden olan kızı. O senin kardeşin oğlum. Bırak o silahı şimdi."
Gözüme dolan yaş akmıyordu bile. Donup kalmış bir biçimde ekrana bakıyordum. Ayaz bakışlarını laptoptan ayırıp bana çevirdi. Silah tutan eli titredi ama indirmedi silahı.
Ona bakmaya cesaret edemedim. Kısa bir an kabullenemedim bulunduğum durumu.
"Hayır." dedi Ayaz. Başını sağa sola sallamaya başlarken devam etti.
"HAYIR HAYIR! YALAN SÖYLÜYORSUN! YOK BENİM KARDEŞİM FALAN! ONU ÖLDÜRMEYEYİM DİYE SÖYLÜYORSUN BUNU BİLİYORUM."Elindeki tabancayı tutuşunu güçlendirdi ve başıma yasladı. Namlunun soğuk ucunu şakağımın üzerinde hissedince istemsizce sımsıkı kapandı gözlerim.
"DOĞRU! BİLİYORUM KABULLENMESİ ZOR AMA DOĞRU AYAZ! SİZ KARDEŞSİNİZ!"
Silahın ucu hala başıma yaslıyken, güçlü olmaya çalışarak açtım gözlerimi. Yavaşça başımı o tarafa doğru çevirdim. Gözlerim Ayaz'ın gözleriyle buluştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sır ve Aşk-SüsÖm
Novela JuvenilÖmer Eren ve Süsen Kılıç. Çok da masum olmayan, sırlarla dolu bir aşk. Çok sevmek herşeyin üstesinden gelmeye yeter miydi? Peki Ömer, abisinin ölümüne yol açan kazada ona çarpan arabanın içinde Süsen'in olduğunu ve Süsen'in bunu ondan sakladığını öğ...