Herkese selaaam. Biliyorum ve çok üzgünüm çok geç geldi bölüm. Ama gerçektenn hayatımın belki de en önemli sınavına girdiğim için stres haliyle bölümü tamamlayamadım. Bunun için çook çook özür diliyorumm. Sonunda bu sınavı atlattım ve artık buradayımm. Bir sonraki bölümün final olduğunu da üzülerek belirteyim sizleree.
Ve dizi final yaptı. Süsen ve Ömer'i daha fazla izleyemeyeceğim için üzgünüm ama bir yerde de bitmesi gerekiyordu dizinin. Keşke daha çok izleme fırsatımız olsa onlarıı. Her şey çok güzeldi. Onları evli mutlu çocuklu izlemek gerçekten inanılmazdı.
📌Daha önce bahsetmiştim. Bir SüsÖm kurgusu var aklımda diye. Hatta hikayenin kapak fotoğrafını bile hazırladım 🤣 Ama sizler okur musunuz bilmiyorum. Zaten ortalama yirmi bölümden oluşan kısa bir hikaye olacak. Lütfen fikirlerinizi söyleyinn, ona göre hareket edeceğim.
Daha fazla lafı uzatmadan bölüme başlıyorum. Sizi seviyoruuum.🤍
İyi okumalar...
⛓️
İçimde büyüyen kasvet hava durumuna yansımıştı sanki. Baloya giderken, günlük güneşlik olan havayı birden kara bulutlar kaplamıştı. Yağmur yağacağının habercisiydi.
Sıkıntıyla ofladım. Pencernin camında oluşan buğuyu elimle silip dışarıya baktım. Tanımadığım bir ülkede, tanımadığım bir adamla annemin yanına gidiyor olmam ne kadar doğruydu bilmiyordum. Bunun sıkıntısı sarmıştı beni.Arabadaki sessizliği Fred'in çalan telefonu bozdu. Bakışlarım ona kayarken, o ise sakinliğini koruyarak cevap verdi telefona.
"Efendim Ömer Bey?"
Ömer'in adını duymamla endişeyle kalp atışlarım hızlandı. Yokluğumu fark etmiş olmalıydı.
"Ne? Nasıl yok? Hayır ben görmedim Süsen Hanım'ı!"
Fred, Ömer'e karşı muhteşem bir oyunculuk sergilerken, boğazımda oturan yumruyla ses çıkarmayıp onu dinlemeye devam ettim."T-tamam. Tamam sakin olun, ben birazdan geleceğim." Ömer o kadar şiddetli bir tonda bağırıyordu ki, buradan anlamıştım endişesini.
Fred, Ömer'e beni görmediğini, birazdan yanına gideceğini söyleyip kapatmıştı telefonu.Dikiz aynasından gözlerini gözlerimle buluşturdu.
"Seninki ortalığı birbirine katmış." dedi ve yarım şekilde güldü.
Bu gülüşü beni daha fazla korkuttu. Bakışlarımı tekrar pencereden dışarı çevirdim. Ormanlık bir yoldaydık. "Ne kadar yolumuz kaldı?" diye konuştum kekeleyerek.
"Az kaldı." diye cevap verdi.Sıkıntıyla tekrar dışarı çevirdim bakışlarımı. Ormanlık bir yoldaydık. Bir an, bu adamın beni kandırıyor olmasından korktum. Her saniye içimde büyüyen korkuyla, ne yaptığımı yeni anlamış gibi elim kapı koluna gitti.
Kötü bir şeyler olacak gibiydi."B-ben inmek istiyorum. Aç kapıyı."
Kapı kilitliydi. Dikiz aynasından bakışlarını gözlerime sabitledi.
"Süsen ne saçmalıyorsun sen? Gelmek üzereyiz! Merak etme seni kaçırmıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sır ve Aşk-SüsÖm
Novela JuvenilÖmer Eren ve Süsen Kılıç. Çok da masum olmayan, sırlarla dolu bir aşk. Çok sevmek herşeyin üstesinden gelmeye yeter miydi? Peki Ömer, abisinin ölümüne yol açan kazada ona çarpan arabanın içinde Süsen'in olduğunu ve Süsen'in bunu ondan sakladığını öğ...