1 hafta Sonra
İngiltere Lanchester KalesiElliot Wesley koşar adım dük hazretlerinin çalışma odasına doğru gidiyordu. Dün Londradaki evine gelen mektup bugün ulaşmış yüreği ağzındaydı adamın. İlk defa bir mektubu açmayı ölesiye istemişti Elliot. İskoçyada olan bitenden bihaberdi lakin tek bildiği Sinclair beyi için hekim arayışı içindeydiler. Ian Sinclair yaşananların üstesinden gelememiş şu an yaşadığı hastalığın ne nedeni ne sonucu bilinemez hale gelmişti. Elliot görmemişti lakin beyinin vücudunda koca yaralar çıktığı dengesini de pek sağlayamadığı söyleniyordu. Veba düşünülmüş bir müddet ölüm haberi alacakları günü bekler olmuşlardı. Lakin veba olsa çoktan ölmüştü. Elliot istavroz çıkarıp silkelendi. "Tanrı korusun" Diye mırıldanması ardından kata çıktığında askerleri eliyle iteleyerek Lanchester dükü kapısına doğru ilerleyip derin bir nefes aldı ve kapıyı çaldı.
Louis irkilerek kapıya baktı. Kapısının çalınması da korkutuyordu artık onu. "Gir" Dedi elindekileri bırakarak. Genç adam açılan kapıda Elliotu gördüğünde kaşlarını kaldırarak önüne döndü. "Söyle Wesley"
"Ekselansları..." Elliot kapıyı kapatıp adamın yanına yaklaştı. Yetmedi masa etrafından dolanıp dibine girdi ve o da yetmedi olduğu yere çöktü.
"Wesley... " Louis panikle ayaklandı. Elliot eliyle sus işareti yaptığında nefesini tutarak biraz da ne yapacağını bilemeyerek yerine oturup adama doğru eğildi.
"Ekselansları mektup... Dün gelmiş" Elliot hem sesini alçalttı hem keltçe konuştu.
Louis yüksek sesle yutkunarak gördüğü deri kaplı silindiri eline alarak açıp içindeki kağıdı çıkarttı. Genç adam sanki biri görecekmişçesine mektubu masa altına indirerek baktı içine.
"Kadim dostum Elliot Wesley...
Görüşmeyeli uzun zaman oldu. Birlikte geçirdiğimiz vakitleri ne kadar özledim bilemezsin eski dostum. Ticaret zor iş... Oradan oraya savrulduk... Neyseki sayende büyük ticaret ehilleri ile tanıştım da biraz işleri rayına oturttuk. Sen nasılsın merak içindeyim umarım herşey yolundadır. Müsait vaktinda bana yaz. Buralar pek renkli. Dolaşmak güzel. Lakin artık duraksamanın vakti geldi. Görünen o ki buralara yerleşip sakin sakin yaşayacağım her ne kadar karım elle yemek yemekten haz etmiyor olsa da... Kızım durumdan pek memnun görünüyor. Henüz yer isimlerini pek bilemiyor olsam da Mısıra da uyum sağlayabileceğimden şüphem yok... Şimdilik bir iki arap dost edindim onlarla hareket etmekteyim. Sende bana yaz o dük seni hala çok yoruyormu merak ediyorum. Bırak şu bok herifin peşini. Lanchesteri sen kalkındırdın... Rahat yaşam seninde hakkın dostum... Herşey için minnettarım.
Sevgilerimle Corry Willey... "
Louis eliyle ağzını kapatıp gözlerinden akan bir iki damlayı silerek mektup üzerine önce mürekkebi boca etti ardından hançeriyle lime lime edip parçalarınıda ayağında ezdiği silindiride şömineye attı. "Şükürler olsun Wesley... Şükürler olsun... "
"Ekselansları? "
"Herkes iyi... Bir arada... "
"Tanrım! Ah tanrım! " Wesley olduğu yere yayılıp yüzünü yellemeye koyuldu.
Louis bir müddet kendini toparlamak adına olduğu yerde volta attıktan sonra adama el edip kapıya yöneldi. Kapıyı açarken bilerek konuştu genç adam. "Derhal hazırlıklar yapılsın kalenin hekimi hazır edilsin İskoçyaya gidiyoruz. Lord Sinclair iyi değil. Belki bir yararımız dokunur. Ailemi görmem yanlarında olmam icap ediyor! "
"Emredersiniz ekselansları. Hemen halledeceğim! "
Louis kafa sallaması ardından kendilerine selam veren askerler arasından geçerek hızlı adımlarla karısının oturma odasına doğru ilerledi ve içeri girdi.