12 - Aytuğ...Ben, gel, su...

1.1K 106 28
                                    

Laia gözünü araladığında tuhaf ilaç kokulu bir yerdeydi. Genç kızın gözü direkt olarak tepesinde tahta çubuklarla desteklenmiş kubbenin en uç noktasındaki boş yuvarlak kısma takıldı. Ardından kumaş kaplı kubbeye baktı. Yine nerelerdeydi acaba? Her neredeyse epeydir uyuduğu aşikardı öyle ki kaskatı kesmişti her yeri. Hareketsizlikten uyuşan kollarını kıpırdatıp birini karnına götürdü ve diğerini havaya kaldırıp üzerindeki pamuklu ince uzun kollu temiz giysiye baktı. Ardından bakışlarını karmakarışık motiflerin işli olduğu kumaşlara... Alt kısımda çapraz çapraz örülmüş tahtalar ardında yine bir bezden duvar. Laia eksik görüyormuşa benzeyen tek gözünü aralamaya çalıştı lakin canı yanmıştı. Başını hafifçe diğer tarafa çevirdiğinde ise şu an zeminde yatıyor olduğunu kenardaki üst üste konmuş yorganlardan hemen yanında duran ince dikdörtgen masa üzerinde duran tuhaf boy boy tas ve kazanlardan anlamak mümkündü. Diğer tarafına baktığındaysa yattığı yerin ucunda minik sehpaya benzeyen bir tahta üzerinde demir bir tepsi ve irili ufaklı kaselerden o ağır ilaç kokuları gelmekteydi. Bunun yanı sıra değişik yemeğimsi bir koku da vardı. Laia sağlam kolu üzerinde doğrulmaya çalışıp evvela üzerinde yattığı rahat yer döşeğine baktı. Beyaz kenarları kırmızı mavi değişik işlemeli nevresime benzer bir şeyler seriliydi. Üzerinde ise ince beyaz bir başka örtü  . Ona giydirilen kruvaze şekilde kapanmış iç gömleğin kenarları da minik motifler ile işlenmiş görünüyordu. Genç kız başına kapatılmış beyaz örtüyü çekip yere serili parça parça her biri ayrı renk eski halılara göz süzdü. Yusyuvarlak bir çadırın içindeymiş gibiydi. Duvar diplerinde sandıklar, yığılı postlar, tam ortaya kurulu bir ateş üzerinde bir kazan önünde ince ahşap bir sıra tam karşısında ufacık bir kapı ki Laia başını eğerek geçmek zorunda kalırmış gibiydi.... Vücudunun geri kalanına bakmak istedi genç kız lakin  evvela çözülü saçlarının temiz ve taranmış oluşu çekti dikkatini. O üzerindekini atıp saçlarını omzundan sallandırıp örmeye koyulmuşken giydirilen uzun pamuklu geceliğin bitimindeki beyaz çoraplı ayakları dikkatini çekti. Laia ölmüş olabilir miydi? Ölümden sonraki hayata geçiş yapıp bu alemde mi devam edecekti? Genç kız örgüsünü bitirdiğinde kenarda duran tepsiden bir sargı kumaşı çekip saçını bağladı. Elini suratına götürdüğünde ise hissettiği şişlik inlemesine neden oldu kuruyan acı bir tat ile büzüşen ağzını açmaya çalıştığında ise yeniden inledi. Belli ki ölmemişti Laia. Eteği sıyırıp sargılı bacaklarına da bakması ardından iç geçirdi. Yoksa ailesi peşinden gelmiş bulmuş muydu onu? Lord Ferguson ilaç mı hazır etmişti? Bir an fazlaca heveslendi lakin karşıdaki ufak kapı açıldığında iç geçirerek içeri giren biri yaşlı biri genç iki kadına baktı.

"Uyanmış kızcağız. Maral hatun hanımıma haber edesin. Gelip görmek istediydi. "

Maral kızı baştan ayağa süzerek dudaklarını sıktı "Ört yazmanı hatun!" diye söylendi. Tunahan beyin bu kızı şifa çadırına taşımasından hiç haz etmemişti. Yüzünde şekil şemal kalmamış olsa da güzel sarı saçları ile etrafta dolanmasındı.

Laia kendisine kaş çatarak bir şeyler söyleyen genç kıza baktı. Yaşı ondan küçük duruyordu. Üzerinde bol işlemeli koyu yeşil saten kumaştan bir kaftan belindeki süslü demir kemere ilişik bir hançer vardı. Ona farklı gelse de güzel yüz hatları iri koyu gözleri. Siyah kalın kaşları vardı. Başında ise renkli boncuklu tuhaf bir şapka yüzü yanından sallanan değişik süslü boncuklar ve ardından aşağılara uzanan bir tül sallanmaktaydı. O yaşlı kadının pamuklu kırmızı yeşil krem çizgili kaftanına başındaki süssüz şapka ardından sallanan daha kalın krem rengi kumaşa bakarken genç olan yanına gelip yere attığı başörtüyü alarak başına örtüp saçlarını gizledi. Laia bu kez Abraham'ın onu bulduğunu varsaydı. Biraz mahçubiyetle başını önüne eğdi.

"Ben Çolpan Hatun'a haber ederim. Sen içeri kimseyi sokmayasın!" Maral hızla dışarı çıktı.

Laia yanına gelen yaşlı kadına hafifçe kenara kayarak karşılık verdi kadınsa ona gülümseyip elindeki havan içinde ki her neyse parmaklarını daldırıp elini suratına uzattı.

LEYLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin