2- Kaçış

1.8K 97 12
                                    

Ian arabadan inip kral huzuruna çıkmak üzere hızla hareket etmeden evvel boğulmanın eşiğindeydi. Lakin ne yeri ne zamanıydı. Dayanmak zorundaydı adam. Laia'yı korumak için şu vakitten sonra elinden gelebilecek tek şey onu olabildiğince uzağa göndermekti. Şayet Jenna öyle bağırmamış olsaydı üzeri kapanacaktı. Şu an ise kesinlikle riske atamazlardı. "Ekselansları..." Ian arabadan inen Louise seslendi. 

"Evet Lord Sinclair" Louis kızaran gözlerini ovalayarak Ian'a doğru ilerledi. Korkudan çocuk gibi ağlamıştı Louis lakin ağlamanın dahi yasak olduğu çok hassas bir noktadaydılar. Kendini toparlamalı ve Laia için elinden ne geliyorsa yapmalıydı. 

"Adelard nerede?" Ian sesini alçaltarak konuştu. 

"Bir sonraki arabada... Robert ve Jennayı uzaklaştırmak için uğraş vermekteydi." Louis istemsizce dolan gözlerini kaçırdı. 

"Plana göre" Ian sesini yice alçalttı. "Caelan kaçtığı vakit Giolla da babanın iş yaptığı adamlardan birinin yanına gideceğini söyledi Callie" Ian Louisin baş onayı vermesi üzerine yutkunarak geri çekildi. "Harrisona söyle oraya gitsin. Şayet..." Ian konuşmasını devam ettirebilmek için sağa sola bakınmak zorunda hissetti. "Başına bir iş gelmediyse oraya gidecektir." Adam oğlanın kızaran kendini tutan yüz ifadesiyle birlikte dolan gözlerine engel olamadı. "Onu buradan yollasın Louis... Geri gelemeyecek kadar uzağa! Güvende olacağı bir yere!" Ian Eathanın yanlarına gelmesiyle oğlunun koluna tutunarak güçlükle çekmeye çalıştığı nefesleriyle birlikte saray kapısına doğru ilerlemeye devam etti. Tanrı yeğenini korusundu. Ian yaptığı şey üzerine duasının kabul olup olamayacağını bilemeyerek oğlunun kolunu biraz daha sıktı. 

Louis, Sinclairlerin ardından ilerlemek için hareket etmişken babası ve Noah dayısının gelişiyle duraksayıp ellerini ardında sıkarak onlara doğru dönüp selam verdi. 

"Louis..." Adelard oğlunun perişan yüz ifadesine bakarken yol boyu Noahda o da aynı perişanlığı yaşadığından boğazındaki yumruyu acı içinde yutkundu. Jenna ve Robert'i zorla arabaya bindirmek onların evlatları için duydukları korkunun tadına bakmak mahfetmişti adamı ki Louis o göçüğün altında kaldığında hissettiği çaresizliği hatırladıkça gözyaşlarına engel olmamıştı. 

"Baba! Giolla limanına gitmen gerekiyor. Bunu yapabilecek yegane kişisin. Abraham ile konuş... Gemiyi kendi ülkesine götürmesini söyle! İçindeki herşey ile birlikte geri dönmemek üzere..."

Adelard dudaklarını dişleyerek verdiği baş onayı ardından dikkat çekmemek adına onlar ile saraya girdi. Oraya dek ulaşabildiyse Laia'yı idare edebilecek kadar ziynet ve altını içeridekilerden toparlayabileceğinin farkındaydı. 

---

2. Gün şafağı

Laia buraya dek ardına bakmaksızın at sürmüştü. Edinburg yolu üzerinde onu tanıyan ve önlerinde durdukları mahkum arabasının içinde olduğunu söyleyen bir adam çıkışa dek ona eşlik etmiş ve zorla indirdikleri askerlerden birinden aldıkları at ile silahları kendisine vermişti. Genç kız göz yaşları ile bakmıştı halkın çıkış yoluna kurduğu bariyere. Tek bildiği gitmek zorunda olduğuydu. Belki adaya giderdi. Nasıl olacağı hakkında fikri de yoktu lakin burada durduğu her an ailesine zarar verecekti. Onu korumak için mücadele etmeleri büyük tehlikeye sebebiyet verecekti. Laia derin bir nefes çekerken içindeki tek acı anne babası ile vedalaşamamış olmaktı.

 Genç kız Limanda bir müddet gezinip gizlenmiş geceyi Giolla kayalıklarındaki Mağaraya tırmanıp saklanarak geçirmişti. Gün ağardığında ise limana inmiş şimdi hangi geminin Lord Harrison'a ve Abraham adındaki tüccarın kim olduğuna bakınmaktaydı. Laia sakin olmaya çalışarak gemilere doğru yaklaşırken ardında duyduğu ses ile irkilip belindeki kılıca sarılarak döndü

LEYLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin